Delivered tradutor Inglês
5,015 parallel translation
Bu bebeğimi doğurtan adam.
This is the man who delivered my baby.
Salı günleri özellikle getittiririm
I have them specially delivered on Tuesdays.
CIA bu temiz telefonu gönderdi.
The CIA just delivered this clean phone.
Bauer, başkanlık makamından onu çıkardı ve Wembley'e götürdü.
Bauer broke him out of the Presidential quarters and delivered him to Wembley.
Söz verdiğim gibi sağ salim oteline bırakıyorum seni.
Delivered back to your hotel safe and sound, as I promised.
Tabii, çamaşır makinasının kamyonetin arka tarafında olmasını istemeyiz.
You wouldn't want get the first drop find, the washing machine you delivered at the back of the van.
Yiyeceğinin ağzına serin, yumuşacık buluttan bir yastık gibi gelmesi varken o soğuk metal sivri demirleri diline batırmak niye?
Like, why would you want cold metal prongs stabbing you in the tongue when instead you could have your food delivered into your mouth on, like, a cool, soft, pillowy cloud?
Sanırım böyle derken alay ettin ama ben bunu iltifat olarak alacağım.
I think that was delivered with irony, but I'm gonna take it as a compliment.
Memur Danny'nin Hue Savaşı'nda havan saldırısıyla öldüğünü haberini verdi.
The officer delivered the news that Danny had died during the Battle of Hue. Mortar attack.
- Söz verdiğin gibi onu bana getirdin.
Delivered him to me as you promised you would.
Bazı kişilerin kellesi koltukta.
Somebody's head needs to be delivered.
Nash, Delta'yla irtibat kurmuş ve harita kendisine verilmiş efendim.
Sir, Nash has just made contact with Delta and the map's been delivered.
Teslim edildi.
It was delivered.
Şef Vick'in bebeğini doğurtmuştun ya.
- You delivered chief vick's baby.
Bir kutu dolusu purom var yeni geldi.
I have a whole humidor filled with cigars that were just delivered.
Bu bilgi, bizzat verilmeli.
This particular information is best delivered in person.
Sırtındaki ilk iki darbe ile yüzünü dönünce vurduğu ilk iki darbe Susan hâlâ canlıyken vurulmuş.
You know, the two stab wounds in the back and the first two in the front were delivered when she was alive.
Natasha'nın oda arkadaşı Kelsey, akşam 7 : 00'de bir hediye sepeti teslim almış.
Natasha's roommate, Kelsey, got a gift basket delivered at 7 : 00 P.M.
Barbara, Natasha'nın 7 : 35'te, hediye sepeti geldikten hemen sonra rehabilitasyon merkezinden ayrıldığını söyledi.
Barbara said Natasha left the rehab facility at 7 : 35, right after that gift basket was delivered.
Buraya dağıtıldıktan sonra ceset üzerinde vücut kontrol yapılıyor.
The body check on the dead body that's delivered here is outsourced to the body provider.
Ama hiçbir zaman cevaplamadı çünkü mektup ona teslim edilmedi.
But she never replied because this letterwas never delivered to her.
Yüz yüze gelenler ise, fazlasıyla zorlayıcıydı.
The ones that were delivered face-to-face were a little more challenging.
Bütün bunların yönetimini ve zenginliğini sana vereceğim. Bunlar bana teslim edildi, ben de dilediğim kişiye veririm.
All this power will I give thee, and the glory of them, for that is delivered unto me ;
Caroline'ın bebeğini nasıl doğurttuğunu duydum.
I heard about how you delivered Caroline's baby.
Tamam tamam Halledeceğini söyledin ve dediğini yaptın.
Okay, okay. You said that you'd handle it and you totally delivered.
Teslim edildiği kişi Damian'ın annesi, Ladysmith'de yaşıyormuş.
They were delivered to... Damian's mother, who lives in Ladysmith.
Teslim ettiğin adamın Metas için ne kadar önemli olduğunu herkesten daha iyi biliyorsun.
The man you delivered, you know more than anybody else how important he is to the Metas.
Dr. Bickman doğumu gerçekleştirdi. Dört haftalık erken doğum gerçekleşti.
Record that Dr. Bickman delivered a viable, four-weeks-premature infant.
Sana gümüş tepsinde canavarları sundum,... iyi görünmeni sağladım, sen karşılığında ne yaptın?
I delivered monsters to you on a silver platter, made you look good, and what do you do in return?
Doktor Nesbit önce onu teslim etti postayı teslim etmeden önce.
Dr. Nesbit delivered him shortly before he delivered the mail.
Doktor Nesbit onu teslim etti, hemen ateşi söndürmeden önce
Dr. Nesbit delivered her right before he put out a fire.
Onu teslim ettiğimizdeki gibi kusursuz görünüyor.
Just as flawless as when we delivered her.
Eric'in dediğine göre, maskeler buradan teslim edilmiş.
Yeah. Eric said 200 chrome masks were delivered here.
Ayrıca kurula ya da başka birine verilecek her türlü kötü haberin senin ağzından duyulması hoş gelecektir. - Teşekkür ederim.
Besides, any bad news delivered to the board or anyone else would just sound sweeter coming from you.
Bana kalırsa, teslim ettiğimiz başka bir vücut daha işte.
Huh? Well, as far as I can tell, he's another body delivered alive.
O çocuğu ben dünyaya getirdim, Neal.
I delivered that child, Neal.
- Hayır, evine teslim edilmiş.
No, he had it delivered to his house.
Stefan ve Elena'yı gezginlerden uzak tutman gerekiyordu. Ama sen resmen onları tabağa koyup önlerine sundun.
You were supposed to hide Stefan and Elena from the travelers, and you practically delivered them on a silver platter.
Burada doğum da mı yaptırdın?
You delivered babies down here?
Doğumunu sağladığın bebeklerin.
The babies you delivered.
Tanrı onu kendi krallığına alırken diğer şerefsizi de kibir ve açgözlülük ile çevrili Dünya'ya hapsetti.
God delivered her into his kingdom and left the other asshole trapped in an earthly prison of vanity and greed.
Tanrı isteklerini yerine getirenleri, yanına aldıktan sonra iyi bir şekilde ödüllendirir.
God smites the good to fulfill their wishes to be delivered unto him.
Bu ödüllendirilme işi için can atıyorum.
I'm totally down with being delivered unto him,
Huh, meksikalı tarafından getirilen çin yemeği.
Huh, chink food delivered by a beaner.
Geçen ay bir doğum vakamız vardı.
We delivered a baby last month.
Her ne kadar beni bu boktan yere gönderip teslim etseler de onların yüzüne vuracağım.
Although, if they delivered me the shit they send here, I would throw it in their faces.
Bana mantıklı gelmese de Thea'yı bırakan doktor oydu.
He was the doctor who delivered Thea, which didn't make any sense to me.
Vurgulanmış yerleri fark ederseniz geçen ay Wheatondale Medical Center'a 20 kit teslim edilmiş.
Oh, well, I-if... if you'll notice the highlighted line, 20 kits were delivered to Wheatondale Medical Center last month.
Kızları gidecekleri yere götürdüğünüzde ne oldu?
What happened to the girls after they were delivered?
Roma'ya gönder.
See they are delivered to Rome.
- Bugün getirdiler.
They delivered it this afternoon.