Denebilir tradutor Inglês
1,948 parallel translation
- Önlem almak için denebilir akıl hastalarının ağaçlara tırmanıp kaçmalarını engellemek için çekildi.
- That was put up so that the loonies didn't try climbing the trees to escape.
- Öyle de denebilir.
- I'm kind of moving.
İlk deneysel bulgular, 1970 lerde doğru olabileceğini gösteriyordu ve denebilir ki, 1980 ve 1990 lar da CERN deki Deneylerle bunlar sağlanabilmişti.
The first experimental breakthroughs showing that it might be true came in the 1970s and I would say, was really established by experiments at CERN in the 1980s and the 1990s.
Aslında boyutlar arası varlıklar denebilir.
Interdimensional beings, in point of fact.
Evet, öyle denebilir.
Yes they were.
Benim işim hep biraz kendi işimle ilgilenmek oldu denebilir.
My business has always been Just kinda minding my own business.
Evet, öyle de denebilir.
Yeah, I guess you could say that.
- Öyle denebilir. Dinle, askerler neden Güney Utah'a konuşlandırılıyor?
Listen, why is the guard deploying in southern Utah?
- Öyle de denebilir.
Partly.
Şey, her şeyden birazcık denebilir.
Well, a little bit of everything.
Öyle denebilir.
You could say that.
Siyasi gangsterlerin eylemlerine onay veren bir Arap Ülkesi yok denebilir.
... do not condone the actions of political gangsters.
Bir parça küçük denebilir.
It is somewhat small.
- Öyle de denebilir.
- That's generally the definition.
- Öyle de denebilir.
- You could say that.
- Bu iş yoluma çıktı denebilir.
- I sort of stumbled into this job.
Yani öyle de denebilir.
I mean, that's one way you could look at it.
Evet, öyle de denebilir.
Yeah, looks like it.
Öyle de denebilir.
I suppose you could call it that.
Şey, öyle de denebilir.
Well, it depends.
Boşanmanın eşiğindeyim denebilir.
I'm kind of in the middle of a messy divorce.
Bayan Lafosse, Ahlaki karmaşıklıkla dolu olmaktan kendimi alamasam da, sizinle tanışmak çok neşeli bir deneyimdi denebilir. Çok heyecanlı oldu.
Miss Lafosse, it has been a most exciting, one might say exhilarating experience, meeting you, though I can't help feeling one fraught with moral complexity.
Randevu denebilir mi bilmiyorum.
I don't know if you'd call it "hot."
Ciddi denebilir gerçekten, baba.
It's really kind of serious, Dad.
Otobandan çıktık denebilir.
We kind of got off the highway.
Bunlara kes de denebilir.
Sneakers, if you will.
Denebilir.
Kind of.
Yani biraz işlevsiz denebilir.
I guess you could say that we're a little dysfunctional.
Burada yaşıyorum bile denebilir.
I practically Live here.
Öyle de denebilir.
Might have done.
Bir bakıma öyle de denebilir.
Ah, in a sense. I... yeah.
Öyle de denebilir.
Something like that.
Evet, öyle denebilir.
Yeah you can tell.
Öyle denebilir, evet.
You can say that, yes.
- Öyle denebilir.
- If you like.
Hatta güzel bile denebilir.
You know, I'm not so bothered by her playing this roller derby. In fact, I think it's kind of neat.
Evet, öyle de denebilir.
Yeah, I guess you can call it that.
Fare tuzağı da denebilir.
A rat trap, one might say.
Aslında, daha çok dövüş sanatlarının karışımı denebilir.
Actually, it's more a blend of various martial arts.
- Öyle de denebilir!
Or that.
Brian Clough, zirvede başlıyor denebilir.
Brian Clough, starting I suppose at the top.
Eski kocası da denebilir. Ayrıldık, iki yabancı olduk.
It gives them peace of mind.
Sağ ol, öyle denebilir.
Thank you. Yes. It's all right.
Gerçeğe verdiğim farklı bir isim de denebilir.
Different names for a reality.
Buna başka ne denebilir?
How else to call it?
Evet, öz benliğim denebilir.
Well, yeah. My alter ego, I suppose you might say.
Öyle de denebilir.
You might say that.
80 denebilir.
Try 80.
O yüzden artık başlasak iyi olacak. Mac için ne denebilir?
What to say about Mac.
Fena değilim denebilir.
I guess I'm okay.
Ama çalışıyorum denebilir.
But okay, I'd probably say my work.