Depremler tradutor Inglês
259 parallel translation
Bölge periyodik olarak depremler tarafından sarsılıyordu.
The region was periodically rocked by earthquakes.
George büyük 1964 Alaska depremini incelerken o aşamada dahi, Dünya'nın kabuğunun hareketlerini ve Dünya'nın kabuğunun depremler yoluyla sarsılmasının kabuktaki, bizim fay dediğimiz büyük yapılarla bağlantılı olduğunu biliyorduk.
DEWEY : When George was studying the great 1964 Alaskan earthquake, we knew at that stage already that movements of the Earth's crust and shaking of the Earth's crust through earthquakes were linked with the big structures in the crust we call faults.
George, depremler arasında olan şeyin kabuk sıkışması olduğunu farketti ki bu neden bazı bölgeler çökerken, diğerlerinin yükseldiğini açıklayabiliyordu.
George realised that it was what happened between earthquakes, as the crust was squeezed, that could explain why some places had gone down while others had risen.
Yüzyıllar boyunca, depremler arasında azar azar bir sıkışma ve fayın üzerindeki bölgenin yükselmesi söz konusu.
For several centuries, between earthquakes, there is gradual compression and uplift of the area above that fault.
Çok şiddetli, devasa depremler olacak.
There will be giant earthquakes.
Depremler ve fırtınalar dünyayı salladı, gökten de bir yıldız kaydı.
Quakes and storms shook the earth, and in the skies a star fell.
Ülkemiz o zamandan beri, depremler ve tayfunlarla paramparça oldu.
Since then, our land has been torn by earthquakes and typhoons.
Tarihin başlangıcından önce gerçekleşmiş depremler büyük denizin tabanını yarmış,... ve böylece suların bir kısmını buraya getirmiş olmalı.
Some earthquake before the beginning of history cracked wide open the great sea, and, through the fissures, poured this.
İdaremiz tüm bu haritaların hazırlanmasını istedi, ama.. .. bunlar kullanışsız hale geldi, çünkü depremler, seller, su sızıntıları.. .. yeraltındaki bu yapıyı sürekli yeniden şekillendiriyor.
Our administration ordered all these maps, but they turned out useless, because earthquakes, floods, constant infiltrations of water are forever modifying structures underground.
Depremler, taşkınlar, yangınlar kasırga ve yağmalar bu huzurlu insanların alın yazısı olmuştur.
Earthquakes, floods, fires cyclones and pillages this was to be the destiny of this peaceful people.
Depremler bile.
Even earthquakes.
Depremler için kaygılanıyorum.
I worry about earthquakes.
12. tamamen çıldırmıştı garip şeyler anlattı kocaman ateşten duvarlar, şiddetli depremler, aklını kaybetmiş gibiydi, hiç şüphem yok ki maymunluk dışı bir işkence görmüştü.
And the 12th returned with incredible stories of huge walls of fire, strange violent earthquakes, his.. his mind gone, shattered no doubt by some unsimian torture.
Japonya'da sık sık depremler ve büyük tayfunlar oluyor.
There are many earthquakes and typhoons in Japan.
Halkım ; vebalar, depremler, su baskınları yaşadı fakat İspanyollar'ın bize yaptıkları çok ama çok daha kötü.
Plagues have come over my people, earthquakes and floods but what the Spaniards did to us is much, much worse.
Cahill'ler seller, depremler, salgınlar bilinen ne kadar doğal felaket varsa atlatmıştır.
Cahills have survived floods, earthquakes, pestilence... every natural disaster known to man.
Depremler bazı tiplerdeki kötü duyguları ortaya çıkar. Hepsi bu.
Earthquakes bring out the worst in some guys, that's all.
Bilirsin, köyün güvenlik görevlisi geçen gün bana suyun buharlaşmasından dolayı depremler olduğunu söyledi.
You know, the village constable told me the other day that earthquakes happen because of water evaporation.
Seller, tornadoılar depremler, katliamlar
Floods, tornadoes,... earthquakes, massacres,
Kuraklık, sel, fırtına, savaşlar depremler, volkan patlamaları, salgınlar
Droughts, floods, storms, wars earthquakes, volcanic eruptions, epidemics.
Gizemli yollarla gelirim, depremler, beklenmedik tutulmalar.
I visit it with mysteries, earthquakes, unpredicted eclipses.
Çevreciler, her zaman yaptıkları gibi gösterinin, depremler, gelgitler ve kasırgalara yol açacağını söylüyor.
The environmentalist lobby do know and claim the concert will cause earthquakes, tidal waves, hurricanes and other things they always go on about.
Depremler.Hadi bize bunun parçalanmayacağını göster.
Earthquakes, eh. Let us see by this does not fall to pieces.
Depremler.
Earthquakes.
Nüfus ve göç raporları... Tüm savaşların resmi kayıtları, Tüm uçak kazası raporları... Ve volkanik patlamalar, depremler, yangılar, sellere ait raporlar...
They got immigration records, census reports, and they got official accounts of all the wars and plane crashes... and volcano eruptions and earthquakes and fires and floods... and all the other disasters that interrupted the flow of things... in the good old U.S. Of A.
Binlerce yıl önce, muazzam depremler dünyayı yerle bir etti.
A thousand years ago, huge earthquakes turned the world upside down.
Depremler gibi!
Earthquakes!
Depremler, salgınlar, suyun kana dönüşmesi.
Earthquakes, plagues, water turning to blood.
Bu depremler, su kuyularımızı gazoz gibi sallıyor.
These earthquakes are shaking up our water wells like soda pop.
Minneapolis'de hava kalite indeksi ya da depremler yok.
Minneapolis did not have an air quality index or earthquakes.
Küçük depremler.
Minor quakes.
Depremler hiçbir tehdit taşımıyor.
The quakes do not pose any kind of threat.
Depremler!
Earthquakes...!
Depremler, kuraklıklar... yangınlar, çamur selleri cinayetler, çete savaşları, nüfus patlaması.
Earthquakes, water shortages... fires, mud slides... crime, gang warfare, massive overcrowding.
7 yıl önce, depremler benim varoluşumu müjdeledi.
Seven years ago, the quake heralded my arrival.
Marian, tüm olan bu depremler her şeyi yok ediyor zaten.
Marian, the mother of all quakes did most of the destroying.
Sadece şu depremler.
It's just these quakes.
Depremler, fırtınalar, yer hareketleri bile...
Earthquakes, hurricanes. Even glaciers move.
Parçacık saçma teknolojisi, depremler için.
Particle beam technology, it's the earthquake deal.
Depremler giderek şiddetleniyor.
Those tremors seem to be getting stronger.
Daha önce dediğim gibi depremler hafif bir kutup kaymasının sonucundan başka bir şey değil... -... ve yakında azalacak.
As I've stated before the temblors are the result of a slight polar shift, no more and will soon abate.
... depremler ufak bir kutup kaymasının sonucundan başka bir şey değil ve yakında azalacak.
... the temblors are the result of a slight polar shift, no more and will soon abate.
Bunlar hafif depremler, ama volkanın tam ortasında oluyorlar.
They're minor quakes, but they're right in the middle of it.
Küçük tektonik depremler için panik yaratmak istemiyorum.
I don't want to cause a panic over minor tectonic quakes.
Depremler hafifti.
Those quakes were shallow.
Depremler, dev dalgalar fırtınalar Japonya'yı yok edecek.
Earthquakes, tidal waves... Storms will destroy Japan.
Her yerde kargaşa hakimdi. Depremler, volkanlar hiç bitmezdi.
Where chaos reigned and earthquakes and volcanoes never slept
Depremler... ve geri zekalılar.
Earthquakes... and idiots.
Dünya, bazı zamanlarda, asteroitler, volkanlar ve depremler gibi felaketler sayesinde, büyük yıkımlara uğradı.
Earth has been devastated by countless natural disasters over the course of its history- - asteroids, volcanoes, earthquakes.
Pardon bayan, zamanın başlangıcından beri seller... ve depremler oluyor, dostum.
Excuse me, ma'am, but there have been floods and earthquakes... since the beginning of time, dude.
Kimsenin hatası olmayan şeyler fırtınalar, depremler, kasırgalar, yani Tanrı'nın işleridir!
The nobody's fault things are... ... hurricanes, earthquakes, tornadoes, acts of God!