English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turco → Inglês / [ D ] / Dial

Dial tradutor Inglês

2,926 parallel translation
Dr. Forrest, lütfen 1-1-8'i arayınız.
Dr. Forrest, dial 1-1-8, please.
Dr. Forrest, lütfen 1-1-8'i arayınız.
Dr. Forrest, please dial 1-1-8.
O sıkıcı robot herif, hatunumu kaptı.
That dull fucking dial tone of a human has poached my woman.
Polisin numarası kaç?
What do you dial for the police?
Sıradışı mekanik solunumlar tertemiz bir ses
Dial in solid gold incredible precision mechanics, crystal-clear sound.
Hope hızlı aramadaki doktorunu aradı ve Co2 gazımız ile gülme gazını değiştirdi Hey, bayanlar buradayım gerçekten mi Chastity?
Hope called her doctor on speed dial and switched our CO2 for laughing gas. Whoa. Hey, guys, I am here.
Arkadaşlar arkadaşların sarhoşken telefon etmesine izin vermez.
Friends don't let friends dial drunk.
Yavaş gel de motorun soğusun, köylü.
Dial it back a notch, Jethro.
Durum acilse 911'i arayıp beni isteyin ya da bu numaraya mesaj bırakın.
If this is an emergency, dial 911 and ask for me. Or leave a message here. Peace.
Acil bir durumsa 911'i arayın ve beni isteyin. Huzur sizinle olsun.
If this is an emergency, dial 911, and ask for me.
Merhaba?
Hello? [dial tone]
Tabi, dokuzu tuşlarsan hat açılır.
Yeah, dial nine to get out.
- Dahili 27'yi mi tuşladın? - Evet.
Did you dial extension 27?
Alan kodundan önce "1" i tuşluyor muyuz?
Do you have to dial a "1" before the area code?
Öyle sanıyorum ki, sen yanlış numaram yerine benim numaramı arıyorsun.
I feel that yöu call me even when yöu dial a wrong number.
Neyi ispat etmeye çalıştığını bilmiyorum, ama bundan vazgeç, tamam mı?
I don't know what you're out to prove, but you dial it down, okay?
Çevir sesi var.
We have a dial tone.
Tamam, uh, eger sifir çevirirsek operatör... yada sen numarayi ezbere biliyor olabilirsin.
Okay, uh, if we dial zero for the operator, we... Or you might know the number off the top of your head.
Pekala, diplomatik arkadaşlarını telefonun ucunda beklet.
All right, have your diplomatic friends on speed dial.
Ginn ve ben, Destiny yıldızda şarj olurken dokuzuncu sembolu çevirip Dünya'ya nasıl döneceğimizi bulduk.
Ginn and I figured out how to dial the ninth chevron back to Earth while Destiny recharges in a star.
Dünyayı çevirmesinler.
Tell them not to try and dial Earth.
Başkanlık onayını hemen yarın alsam, ve hemen bir gezegen bulsak bile çevirme yapabilmemiz için hala bir altı aylık zamana ihtiyacımız olacak.
Even if I were to get presidential approval tomorrow, and we were to find a planet immediately, it'd still take another six months before we're ready to do a dial-out.
Zorunda Geminin kapalı kapı biz hala güç varken dial out için.
You have to gate off the ship while we still have the power to dial out.
Çevirmeli o kadar.
Dial it up.
Biz arama edeceğiz ne zaman yeteri kadar serin geri gelmek.
We'll dial when it's cool enough to come back.
Arama kapısı.
Dial the gate.
Ginn'le ben, Destiny yıldızın içinde şarj olurken dokuzuncu sembolu nasıl çevireceğimizi bulduk.
Ginn and I figured out how to dial the ninth chevron back to Earth while Destiny recharges in a star.
Geçidi çeviremememiz Novus'un tümden imha olduğu anlamına gelmiyor.
We haven't been able to dial the gate, but that doesn't mean that all of Novus is destroyed.
Başarırsak, burayı çevirir ve size haber veririz.
If we can, we'll dial in and let you know.
Scott ve ekibi hemen dönsünler.
Dial the planet. Get Scott's team back here immediately.
Siz çevirmeyi deneyin.
Try to dial them.
Her çıkışımızda çeviriyoruz.
Every time we drop out, we dial.
Demek ki çevirmezsek güvendeyiz.
So we are safe as long as we don't dial.
Bu şeyin bir daha çalışmayacağını sanıyordum.
I'm assuming this thing's never going to dial again.
Yani kalkanları mı çevireceğiz? Tam olarak değil- -
So you're saying we dial up the shields?
Sonra da mekiğin bir geçidin çevirmesini taklit eden güçlü bir altuzay sinyali yaymasını sağlarız.
Then we set it to broadcast a powerful subspace burst, mimicking a gate dial-out.
Komuta gemisi durumu araştırır,... yanında dronlarını da getirir. Muhtemelen mekiğe de saldırır. Ama bu arada geçidi çevirip paladyum hidratı elde edecek kadar dikkatlerini dağıtmış oluruz.
The command ship will investigate, taking the drones with it, and probably attack the shuttle, but in the meantime, we take advantage of the distraction to dial in and get the palladium hydride.
Gücünü azaltırız biz de.
We'll dial down the power.
Pek fazla değil. Rush yerimizi saptayıp.. ... Destiny'yi çevirme menziline getirene kadar idare etmeliyiz.
We just have to make do until Rush figures out where we are and brings Destiny back in range so we can dial.
Sayın Büyükelçi,... dokuzuncu sembolü çevirmek için gezegeninizin çekirdeğini kullanma fikri ilk konuşulduğunda bu sadece bilimsel bir meraka dayanıyordu,... ama artık bu bir ihtiyaç meselesi.
Mr. Ambassador, when we first spoke of using your planet's core as the power source to dial the nine chevron address, it was a scientific mystery. Now it has become a necessity.
Hala yapabiliriz.
That only made sense when we could achieve the dial-out before we got caught.
Bunu durdurup Dünya'yı çevirmeliyiz.
We should stop now and dial Earth.
Neden olmasın?
Can it dial itself? I don't see why not.
Geçidi çevirin.
Dial the gate.
Son seferinde de bir yıldızın içindeyken dünyayı çevirmeye çalıştık.
The last time we tried to dial Earth from inside a star comes to mind, among others.
Geçidi çevirin, bizim için açık bırakın.
Dial the gate and keep it open for us.
Peki, herkes kımıldasın! Geçidi çevireceğiz!
All right, everybody, move out, we're going to dial the gate!
Neden biraz sakin olmuyoruz?
You know, why don't we just dial it down a notch?
Abby, sakin ol. Dikkatli olmamız gerekiyor.
Abby can dial into it carefully here.
Eğer çok üşürsen 9'u tuşla, sıcak su kaynatırım sana.
If you're really cold, dial 9, I'll make a hot-water bottle.
Tek yapması gereken kolu çevirip, yavaşça düğmeyi döndürmek.
See, all he has to do is wind the handle and slowly turn the dial.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]