Dinozor tradutor Inglês
943 parallel translation
Bir dinozor kadar büyüyeceğim ki beni görmezden gelemeyeceksin.
So, that I'll grow big as a dinosaur that you'll never be able to ignore me.
Niye sordun, dinozor ailesinden bir şey.
Why, something from the dinosaur family.
Dinozor mu?
Dinosaur, eh?
Dinozor iskeletini tamamlamak için ihtiyacımız olan son kemik.
The very last bone we needed to complete the brontosaurus.
O dinozor için verdiğim dört yıllık emek akılına bile gelmeyecek.
He'll never remember those four years'hard work... I put in on that brontosaurus.
Lütfen, dinozor!
Please, the brontosaurus!
Dinozor ismi Yunanca'da kötü kertenkele anlamına gelen iki kelimeden gelmektedir.
Now, the name "dinosaur" comes from two Greek words meaning "terrible lizard."
Bu dinozor 6 milyon yıl önce dünyada dolaşıyordu.
This dinosaur roamed the earth six million years ago.
Öncelikle, aşırı hız. Taksi çalmak, dinozor yıkmak,
Well, first of all, speeding stealing a taxicab, destroying a dinosaur.
Henüz yataktan çıkmamış gibiyim Bence o dinozor konuşabilseydi her vatansever vatandaşın söyleyeceğini söylerdi : "Bahriye'ye kapım açık."
I'll bet if that dinosaur could speak, he'd say what any public-spirited citizen would, "For the Navy, anytime."
Bundan yaklaşık 2 milyon yıl önce uzmanların Dinozor Çağı dediği dönem boyunca bu brontozor ve diğer dinozorlar yeryüzünde dolaştı.
About 2 million years ago, this brontosaurus and these other dinosaurs roamed the earth during a period the experts called Jurassic.
Kumun Dinozor Çağı'ndan kalma çökeltilerle uyumlu olduğu kesin.
There is no doubt that this sand matches the deposits found from the Jurassic period.
Bir dinozor onu ezmiş.
A lizard squashed it.
- Dinozor.
- Dinosaurs.
Dinozor.
Dinosaur.
Dinozor, her ne idiyse, ne duyduysak... param parça etti ve tepeden attı.
The dinosaur, whatever it was, whatever we heard smashed it and pushed it over the hill.
- Bir dinozor!
- A dinosaur!
- Dinozor yumurtaları.
- Dinosaur eggs.
Dinozor yumurtalarından biri.
One of the dinosaur eggs.
Yavru bir dinozor!
A baby dinosaur! Ha!
Eğer eğreltiotu varsa belki dinozor bile olabilir orada. "
If there's ferns maybe there's even dinosaurs ".
Bir dinozor vardı...
There was a dinosaur...
- Uslu dur, dinozor...
- Be good, a dinosaur...
Yeri değiştirdim, Yarın 16 da, Gezegen Parkında Dinozor fosilinin yanında.
Tomorrow, four o'clock, Jardin des Plantes. Near the dinosaur's head.
Dinozor gibi hissediyorum.
I feel like a dinosaur.
Geminizdeki duotronik elementleri ben tasarladım, onların, M-5 ile karşılaştırıldığında dinozor kadar arkaik olduğunu bilirim.
I designed the duotronic elements used in your ship right now, and I know they are as archaic as dinosaurs, compared to the M-5.
Yolun kenarında sarhoş bir dinozor gibi yatıyor.
It's on its side like a drunken dinosaur.
Bu ufaklık ise Camptosaurus Marsh ilkel bir ördeksi dinozor.
Now, this little fellow is Camptosaurus Marsh, a primitive duck-billed dinosaur.
Dinozor.
The dinosaur.
Bebek dinozor gözlerinin özellikleri ve güçleri.
properties and powers of baby dinosaurs'eyes
Ne mutlu ki, elimizde hala dinozor gözleri ve yonca var. Her ne şekilde olursa olsun çocuğu kurtarmak zorundayız.
Happily, we've still got dinosaur eyes and clover we must save the kid at all costs
Başka bir deyişle, gösterimi izleyen biri azacak ve müzeye koşup dinozor ile mastürbasyon yapacak!
In other words, some cat'll see my show, get horny, run off to a museum, and jerk off a dinosaur!
Askeri açıdan bakacak olursak o sadece uçan bir dinozor.
From a military standpoint, she's a flying dinosaur.
Dinozor gibi bir babasının olması onun suçu değil.
It's not his fault he has an old ass for a dad.
Hiç portakal rengi dinozor görmüş müydün?
Have you ever seen an orange one?
Bu ilkel memeliler bütün dinozor çağı boyunca yaşayabildiler ve sürüngenler sonunda düşüşe geçtiğinde miras kalan dünyayı sahiplenmeye hazırdılar.
Those primitive mammals were able to live right through the age of the dinosaurs and be ready poised to inherit the world when the reptiles finally declined.
Benzer canlıların fosillerinin bulunduğu kayalarda dinozor kemikleri de vardır.
And fossils of similar creatures have been found in rocks that also contain the bones of dinosaurs.
Eğer eğreltiotu varsa belki dinozor bile olabilir orada. "
If there's ferns maybe there's even dinosaurs. "
Dışarıda öyle bir his var ki... bunun gibi okulların tarihsel bir hata ve seninle benim gibi liderlerinde dinozor oldukları şeklinde bir his.
There's a feeling on the outside that schools like this are anachronistic and leaders of men like you and me are dinosaurs.
Mezozoik zamandan kalma bir dinozor olmalı.
MURDOCK : It must have been a dinosaur from the Mesozoic era.
Dinozor mu?
"Dinosaur"?
Dinozor mu dedin?
You á t saying "Dinosaur"?
Hayır, hayır. - "Dinozor" mu dedin?
The N ã, ã n's. you meant "Dinosaur"?
Neden "dinozor" diyorsun?
Why say "Dinosaur"?
Robbie seni arayıp, şaka olsun diye "dinozor" demeni mi istedi?
Roby asked you to tell "Dinosaur" is a joke?
"Öğle yemeği" yerine "dinozor" mu? Neden söz ediyorsun sen?
"Dinosaur" instead of lunch Bill, what you're talking á?
Dinozor mu?
" Dinosaur?
Bill, dinozor hazır!
Billy, the "Dinosaur" est á ready.
Mumya. Ya da, belki bir yavru dinozor.
Or maybe even a baby pterodactyl.
Bu bir dinozor mu?
That's a dinosaur?
Öyleyse öğle yemeği yerine neden "dinozor" diyorsun?
You said : "Dinosaur" instead of lunch.