Discretion tradutor Inglês
1,374 parallel translation
Bu dava ile uzun zamandır meşgulüm ve gereken prosedürleri sağduyulu bir şekilde yürüttüm!
I've been on this case for a long time and I've had to proceed... with a great deal of discretion.
Sağduyulu mu?
With discretion?
Dinle, bu kız bir fahişe.
Listen, she's a whore. They have no discretion.
Uygun gördüğüm şekilde gizli görevler hazırlayan bir üst düzey görevlisiyim.
I am a senior officer with discretion to arrange and carry out assignments as I see fit.
Devam eden bir operasyon sırasında bu bilgiyi açıklamayacağım için bunu Milli Güvenlik'ten saklayacağım.
Given my discretion to compartmentalise information during an ongoing operation, I'm withholding this information from the NSC.
Teşekkür ederim, çok düşüncelisiniz.
Thanks for your discretion.
Anlayışınızdan dolayı teşekkür ederim.
Thank you for your discretion.
Aynı düzeyde gizlilikle onu da tedavi edebileceğini umuyordum.
I was hoping you could provide treatment with the same level of discretion.
Eğer ona yardım etmeyecekseniz... enazından biraz hoşgörülü olun.
If you're not going to help her... the least you could do is show a little discretion.
Seçkin bir davet olsun yeter.
I'll leave that to your discretion.
Ağız sıkılığı gerektiren bir iş.
Something that requires enormous discretion.
Kendi güvenliğin için kullan.
Use them at your own discretion.
Kendi güvenliğim.
My discretion.
Bildiğiniz gibi devam edin.
Proceed at your discretion.
Eğer kusura bakmazsanız, bu söyleyeceğim biraz gizli.
And if you don't mind, a little discretion is called for.
Te Efendi bu işin duyulmasını istemiyor.
Sir Te requires discretion.
Cesaretin en iyi yanı karar verebilme yetisidir.
Mrs. Crawley! Discretion being the better part of valor,
Sağduyu ile teslim ol ufaklık.
Surrender at discretion... Buck.
Onun dostluğuna ve sağduyusuna güvenebileceğimi biliyorum.
I know I can count on his friendship and discretion.
Reis diyor ki, sağduyu bütün Doğuluların bir faziletidir.
The Chief says, discretion is the Oriental's virtue.
Nedir ki tedbirlilik? Görgü örtüsüne bürünmüş sahtekârlık değil midir?
What is discretion but dishonesty wrapped up in a little good breeding?
İspanya'ya bağlı çalıştığınızı, orduyla bağlantınız olduğunu söylüyorlar. Yaptığınız her şey ve sağduyunuz çok etkileyici. Ve Fransız Partisi, İspanyol Partisi'nin de sizi kullandığını bilerek, sizi kullanmış.
They say you could have been connected to the court in Spain procuring provisions for the army and inciting insurrections on instruction, your discretion being so profound that the French party used you, even when they knew that the Spanish party used you, too.
- Ve şu zeki oyuncularınızın methini çok duydum.
And are singularly comforted here at court, I hear, by the discretion of your dogged devotions.
Oyunun adı zevkli gizlilik.
Tasteful discretion is the name of the game.
Ödünç veriyorum, nezaketle, ne zaman istersen.
They're yours to borrow, with great discretion, at appropriate times.
Temyiz gücümüzü kullanabiliriz, ve bir uyarıyla gitmenize izin verebiliriz. ya da sizi kelepçeleyebilir ve arabanın arkasına oturtabiliriz.
We could use our discretion and let you go with a warning, or we could cuff you and put you in the back of the car.
Sorumlu tuttuğum şey aşkım değil, sağduyum.
'Tis not my love I blame, but my discretion.
Sağduyum.
But my discretion.
Biz gizlilikle övünürüz.
We pride ourselves on discretion.
Bir iş adamının içgüdülerine elbette saygım var, ancak sonuçta ne tür bir manzara ile... karşılaşacağını bilmeden, kilise sizlere bir saksı dahi satmaz.
I can appreciate a businessman's discretion, but the Church doesn't sell a flowerpot without knowing what it will decorate.
Bay Keats'le profesyonel bir görüşme yapıyordum.
That was professional discretion.
Kriemhild, yemini sana güvendiğim için bozdum.
Kriemhild, I only broke my vow because I counted on your discretion.
"... gizlilik. "
"... discretion. "
Saygılı olmaya çalışın.
Practice discretion.
Lord Blakemoore tahminlerinize ve kararlarınıza güvenebileceğimi söyledi.
Lord Blakemore tells me I may place implicit reliance upon your... judgment and discretion.
Genelde bu tür şeyler daha gizli yapılır.
Usually these matters are conducted with more discretion.
Bütün 4400'lerin dava dosyalarını yeniden gözden geçirme yetkisi bütün toplantı ve brifing oturumlarına giriş izni uygun bulduğunuz saha ajanlarına izin verebilme...
"Authority to review all 4400 case files. " Access to all meetings and briefing sessions. "Permission to ride with field agents at your discretion."
Ama yapımcıların takdir hakkı olduğunun farkındasınızdır.
But you realize producers do have discretion.
Ve bu gibi durumlarda yapımcılara verilen takdir hakkına dayanarak...
And given the discretion that has to be allowed... to producers in these situations...
Ben sadece biraz tedbirli olmanı öneriyorum.
I'm simply suggesting you might use some discretion.
Tedbirli mi?
Discretion?
Sütü son kullanma tarihinin dolduğu gün içmez.
Won't even drink milk on its expiration date. He has no discretion.
Ticari ün söz konusu olduğunda, gizlilik bizim için birinci sıradadır.
Discretion is always the best policy where business reputations are concerned.
Herkesin sağ duyusuna bel bağlayamazsın.
You can't rely on everyone's discretion.
Harry senin çok iyi muhakeme gücünün olduğunu söyledi.
Harry tells me you're the soul of discretion.
Oğlumun önünde biraz sağduyu davran, Charlie.
Well, just show a little discretion in front of my son, Charlie.
Maymun Adam.
Discretion.
- Hepimiz hastayız ama sağduyumuzu kullanıyoruz.
We're all sick, darling, but we use discretion.
Bunu söylememe gerek yok ama gizlilik çok önemli.
I know this goes without saying, but discretion's paramount.
Bu işin içinde yalnız Tuğgeneral Gran yoktu.
And it was not all carried out at Brig. Gen. Grand's discretion.
Başkentte böyle huzursuzluklar olmamalı.
It is at the lord's discretion as to how to deal with such impure factions.