English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turco → Inglês / [ D ] / Doggie

Doggie tradutor Inglês

760 parallel translation
Hey, köpekçik, hadi.
Hey, doggie, come on.
Köpekçiğini de öldürmüşler.
They killed his wee doggie, too.
İyi köpek.
Good doggie.
Bass, iyi köpek.
Bass, good doggie.
O kapıdan çıktıkları anda acımasız bir dünyaya giriyorlar.
The minute they walk out that door, they walk into a doggie-dog world.
Kuçu kuçu, buraya gel.
Hey, doggie, come back here.
Küçükhanım kocaman bir köpek kazanıyor.
And the little lady wins a big doggie.
Köpeğinizi de getirmek ister misiniz?
Would you like to bring your doggie with you?
- Köpeğinizi unutmuşsunuz.
- You forgot your doggie.
- O benim köpeğim.
- That's my doggie.
Köpeciğini bagaja koy, George.
Put your doggie in the boot, George.
"Doggie in the Window?" ne kadar sattı?
"How Much is That Doggie in the Window"?
Git buradan, cici köpekçik.
Nice doggie.
Zavallı köpek.
Such a good doggie?
Küçük köpek, küçük bir köpek.
A little doggie.
afacan!
Doggie
Git bir bak!
Go take a look, Doggie
afacan, gel!
Come here, Doggie
Afacan, Ying Ying hazır olun ve işaretimi bekleyin!
Doggie, Ying Ying Get ready and watch for my signal
Yemeğe bir küçük köpekciğe ne dersiniz?
How about a little doggie for supper?
Köpek başka istiyor mu?
Doggie, want more?
Bak kuçu kuçuya! Baksana! Köpeğe baksana lan!
Look at the doggie, look at the dog, look at the dog, you asshole, would you look at that dog?
Hayır hayır hayır yapma. Akıllı köpek yapma hayır hayır. Hayır hayır hayır hayır hayır.
No, no, no, no, nice doggie, no, no, nice doggie, no, no, no, no, no, no, no, no, no, no.
Gel buraya, benim küçük köpeğim.
Come here, my little doggie.
- Garson!
Doggie.
Git, içeride hasarın hesabını çıkar.
Doggie, make an account of all the damages.
Ne var... ne oluyor...? Sabah, sabah bu gürültü patırtı'da ne?
Doggie, what's all the yelling about this early?
- Penceredeki köpek.
Doggie in the window?
- Onun köpeği misin sen?
- Are you his doggie?
Güzel kuçu kuçu.
Nice doggie
Güzel kuçu kuçu.
Nice doggie.
Ne küçük köpekmiş öyle.
That a little doggie.
Küçük köpecik!
Little doggie!
- Doggie King markası.
- Doggie King brand.
- Peki ya biri Doggie King'deki gece çalışanlarının öğütücüye ne attığını fark ederse?
- What if somebody finds out... what the night crew at Doggie King is feeding into their grinder?
Doggie King
♪ Doggie King ♪
- Doggie King'in oraya bırakırım.
- I'll drop him off at Doggie King.
Sen de çöp torbasısın.
You're a doggie bag.
İyi köpek, iyi köpek!
Good doggie! Good doggie!
Büyük bir köpekçiksin, evet, öylesin.
You're a big doggie, yes, you are.
Tamam, üzerinde biraz balmumu bulduk.
Yes, that's one of our doggie bags.
Dans eden köpekçik reklamını izledin mi?
Did you ever see the "Dancing Doggie" dog food commercial?
Cici köpek.
Nice doggie.
Karınla her pozisyonda sevişiyor musunuz?
You and the wife do it doggie-style?
şirin köpek...
Nice doggie...
Onu köpek yavrusu gibi taşımıştın.
You carried her like a doggie.
Camdaki köpek ne kadar?
How much is that doggie in the window?
Umarım o köpek satılıktır.
I do hope that doggie's for sale.
Al.
Here, doggie.
Akıllı köpek, yapma yapma.
Nice doggie, no, no, no.
Ne güzel bir köpek.
What a nice doggie!

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]