Doomsday tradutor Inglês
503 parallel translation
Sorular, ya da kişisel durumlar haricinde söz vermeyip kıyamete kadar konuşmamı sürdürebilirim!
- And if I yield only for a question or a personal privilege - I can hold this floor until doomsday!
Kıyamete kadar düşüneceğim.
I could think about it till doomsday.
Kıyamet gününe kadar çabalasam da, o kibrit kutusuna ne olduğunu söyleyemem.
Oh if I should try till doomsday I couldn't remember just what happened to that match folder.
Öleli epey olmuş gibi görünüyor, ama öldürülmemiş.
Did his doomsday. But he wasn't killed.
Kıyamet gününe kadar sadık olacağım.
And since I always feel like it, I'll be faithful till doomsday.
Sanki dostlarımızı görmeden kıyamet kopacak.
It'll be doomsday before any of us see our folks.
Belki ama bana kıyamet gününün eli kulağında olduğunu söylediklerinde ayrı düşeriz.
But when they say Doomsday is around the corner, we part company.
Sana bunu kim söyledi? Kıyamet gününü?
Who told you that, about Doomsday?
- Sadece Kıyamet Günü hakkında.
- only about Doomsday.
Aynı kaçılamaz Kıyamet Günü gibi.
Like Doomsday, that can't be avoided.
Kadın, erkek, çoluk çocuk şaşkına dönmüş bağrışıp koşuşuyor herkes kıyamet günü gelmiş gibi.
Men, wives and children stare, cry out and run, as it were doomsday!
Korkarım onu tanıdığınızı söylerseniz, sorular ahret suallerine dönüşecektir.
I'm afraid the questions will go on till doomsday if you admit you knew this chap Bernard before.
Ve eğer gerekirse, cevabını kıyamete kadar bekleyeceğim.
And if necessary, I'll wait till doomsday for an answer.
Kıyamet Günü, belki.
Doomsday perhaps. Doomsday.
Bak, bu geçmişte kalmış bir şey... 1900'lü yıllardan ve kıyametten özellikle Phil Baxter için
Look, this happens to be nineteen hundred and... Nineteen hundred and doomsday, especially for Phil Baxter.
Kıyamet günü silahı.
A doomsday device.
- Kıyamet günü silahı.
- The Doomsday Machine.
Eğer 50 tane hidrojen bombasını alır cobalt chlorium G ile kaplarsanız, patladığı zaman, mahşer günü etkisi yapacaktır.
If you take 50 H-bombs and jacket them with cobalt chlorium G., when they are exploded, they will produce a doomsday shroud.
Hayır, Mahşer Günü Silahı otomatik olarak kendisi ateşlenir.
No, the Doomsday Machine will trigger itself automatically.
Mahşer günü planı savunma bütçemizin küçük bir parçasını kapsıyordu
Our doomsday scheme cost a fraction of what we'd spend on defense.
Sizinde benzer planlar yaptığınızı duyduğumuzda geri kalmaktan korktuk
When we heard you had similar plans, we were afraid of a doomsday gap.
Otomatikleşen karar verme tarzından dolayı, ki buda lüzumsuz yere insan faktörünün müdahalesini engeller, - - Mahşer Günü Silahı korkunç ve anlaşılması basittir.
Because of the automated decision-making process which rules out human meddling, the Doomsday Machine is terrifying and simple to understand.
Mahşer Günü Silahının bütün anlamı kaybolur eğer onu gizli tutarsanız.
The whole point of the Doomsday Machine is lost if you keep it a secret. Why didn't you tell the world?
Eğer rapor doğru ise, ve uçak hedefini bombalamayı başarırsa, bu Mahşer Günü Silahını otomatik olarak devreye mi sokacak?
If the report is true, and the plane manages to bomb the target, is this going to set off the Doomsday Machine?
Eğer Mahşer Günü Silahı ateşlenirse bu iki taraf içinde iyi olmaz.
It won't help either one of us if the Doomsday Machine goes off.
Kıyamet günü sistemimizden haberleri var :
They know we might have a doomsday system :
Bugün sizin kıyamet gününüz.
This is your doomsday.
O malum cuma günü, ayın 13'ü, gelip geçti... ama "Köşe" ye giden olmadı.
Doomsday, Friday 13, came and went, but no one went to "The Corner."
- Kıyamet günü bile mi?
Even doomsday?
- Özellikle kıyamet günü.
Particularly doomsday.
Sizin bu müzikte kapıyı duymanızı beklesem,.. ... sabaha kadar aşağıda kalırdım herhâlde.
I could have knocked on that door downstairs until doomsday before either one of you would have heard me over all that music.
Bones, hiç kıyamet günü makinesi diye bir şey duymuş muydun?
Bones, did you ever hear of a doomsday machine?
Yıllar önce birisinin bir savaşta kullandığı kıyamet günü makinesi.
A doomsday machine that somebody used in a war uncounted years ago.
20. yüzyılda, Hidrojen Bombası kıyamet günü makinesiydi.
Back in the 20th Century, the H-Bomb was their doomsday machine.
Yan San Hu, bu gün ölüm günün!
Yan San Hu, it's your doomsday
- Kıyamet yakın!
- Doomsday is near!
Kıyamet bombası.
The doomsday bomb.
Faşizme ve kıyamete yol açtı.
It led to fascism and doomsday.
Bir çeşit kıyamet günü aleti mi evlat?
Some kind of doomsday machine, boy?
Kıyametin ızdırabı ve ölümün işkencesidir.
" It is the anguish of doomsday and the torments of death.
Onların Kıyamet Günü silahı.
Their Doomsday Weapon.
Tanrım! Seni sadece kıyamet kopana dek görebileceğim.
My God, and I'll know you till Doomsday, that's for sure.
Dünyayı ele geçirmek için bir kıyamet makinesi yapacağız.
We're going to build the Doomsday Machine and conquer the world.
Clouseau'yu bu kıyamet makinesiyle kıyasladığımızda, bu sadece bir su tabancası.
Compared to Clouseau, this Doomsday Machine... is just a water pistol.
Burada kıyamet günü silahın mı var?
You got some doomsday machine in there or something?
Bugün tüm hainlerin kıyamet günü olacak
Today is the doomsday for traitors
Ama ne zaman Amerikalılar bombalamaya başladı, .. Kıyamet günü geldi sandık.
But when the Americans began bombarding, I thought that the Doomsday came.
Baksana! 17 Temmuz'da kıyamet kopacak!
Look at it now 17th of July, doomsday
Eğer faz tamamlanırsa, kıyamet kopar!
It'll be doomsday if the egression is complete
Burası mezarınız olacak sizin!
Your doomsday is here!
Kıyamete kadar. Bir aydır hiç bir şey geçmedi.
Till doomsday.