Doran tradutor Inglês
146 parallel translation
Ve hiç Doranız yok.
And you haven't got Dora.
Adın Claudia Doran.
Your name is claudia Doran.
Yarın Dr. Doran'ı göreceksiniz, çocuk psikiyatristi.
Tomorrow, you'll see Dr Doran, the child psychiatrist.
Profesör Van Doran, bu ne güzel sürpriz.
Professor Van Doran, so good to see you.
- Bir dakika. Samir davasında Van Doran'ın raporundaki gerçeklere rağmen neden bunu tekrar açmak istiyorlar?
If the facts about the Samir case are in Van Doran's report... why are they opening this up again?
Evet. New York ofisini aradım ve Ajan Van Doran'la konuştum.
Yeah, I called the New York office, spoke with an Agent Van Doran.
Memur Hurst, Ajan Van Doran haricinde FBI'dan herhangi başka birine Bay Spaulding'in avukat istediğini söylediniz mi?
Officer Hurst, apart from Agent Van Doran... did you ever tell anyone else at the FBI... about Mr. Spaulding's request for counsel?
Ajan Van Doran'la koşurken bana mahkumun naklini, onu götürecek olan Ajan Fitzgerald'la koordine etmemi söyledi.
When I spoke with Agent Van Doran... she told me I needed to coordinate the prisoner's transfer... with Agent Fitzgerald who was going to drive him down.
Van Doran'la konuştum.
I just spoke to Van Doran.
Onlar dostumuz, Doran.
They are friends, Doran.
Van Doran'dan telefon geldi.
Just got a call from Van Doran.
Az önce Van Doran'la Chicago'daki yer için konuştum da.
I just talked to Van Doran about positions in Chicago.
Vala. Vala Mal Doran.
Vala Mal Doran.
Mal Doran.
Mal Doran.
Vala Mal Doran'ı anacağız.
Vala Mal Doran will be mourned.
Mal Doran mı yapalım?
You wanna hold a "maldoran"?
Mal Doran yapacağız!
We're gonna hold a "maldoran"!
- O zaman gerçek bir Mal Doran olamaz, değil mi?
- Then it's not a real "maldoran", is it?
Geçmişte olanın aksine bu Mal Doran'ın son kararını sizler vereceksiniz dostlarım.
Unlike in the past, the final decision of this "maldoran", will be yours, my friends. A general vote.
- Dur. - Mal Doran bitti.
- We're done with the "maldoran".
Bak ne diyeceğim, Doran.
You know what, Doran?
Dosyanı okudum, Bayan Mal Doran.
I've read your file, Ms. Mal Doran.
Vala Mal Doran.
Vala Mal Doran.
Vala Mal Doran...
Vala Mal Doran.
Devlet, bir süredir Bayan Mal Doran'u arıyor. Neden?
The government has been looking for Ms. Mal Doran for a while now.
Senin adın Vala Mal Doran.
Your name is Vala Mal Doran.
Basınla Van Doran'ın ilgilendiğini duydum. Ona bunu verebilir misin?
I hear Van Doran is handling the press so could you see that she gets this?
Vala Mal Doran?
Vala Mal Doran?
Doğru, korkunç ense saçı olan Janie Doran'ın arkasına oturmuştum.
Right, I had to sit behind Janie Doran and her creepy neck hair.
Ve Vala Mal Doran.
And Vala Mal Doran.
Vala Mal Doran burada.
Vala Mal Doran is here.
Yarbay Mitchell ve Carter, Doktor Daniel Jackson ve Vala Mal Doran.
Lt Col's Mitchell and Carter, Doctor Daniel Jackson and Vala Mal Doran.
Teal'c birkaç yıl önce Jaffa'ya geri döndü. ve eğer Vala Mal Doran'dan bahsedecek olursanız, size söylemekten üzgünüm ama... şu anda Bölge 51'de bir hücrede bulunmakta.
Teal'c went back to the Jaffa several years ago and if you're talking about Vala Mal Doran, I hate to break it to you, but she is currently occupying a cell at Area 51.
Rahibe Susan Doran gereken her şeyi verir size.
Sister Susan Doran will give you everything you need.
Bayan Doran, ben Özel Ajan Reeves.
Mrs. Doran, I'm Special Agent Reeves.
Patmos'u babam Peder Richard Doran kurdu.
My father, Reverend Richard Doran, founded Patmos.
Ezra, Richard Doran'ın bedeninin kutsallığını korumayı sağlaması şartıyla mezardan çıkarılmasını kabul etti.
Ezra agreed to the exhumation on the condition that he be present to protect the sanctity of Richard Doran's body.
Bayan Doran, lütfen.
Mrs. Doran, please.
Peder Doran zehirleniyor ve Patmos'u devralıyorsun.
Reverend Doran gets poisoned and you get Patmos.
Sonra da Susan Doran'ın yerine konmuşsun.
And jumped Susan Doran's place in line.
- Susan Doran.
Susan Doran.
Geçmişte bağlantı düğümü Susan Doran idi bekçiydi tüm alt ağlar arasındaki bilgi akışını kontrol ediyordu.
In the past, Susan Doran was the connecting node, the gatekeeper, controlling the flow of information amongst all the subnetworks.
Ben bununla yaşıyorum, Bayan Doran.
I can live with that, Mrs. Doran.
Aslında Bayan Doran, sizi tutukluyorum.
Actually, Mrs. Doran, I am arresting you.
Craig Ezra ve Audrey Doran biraz sarsıldı.
Craig Ezra, Audrey Doran, they were shaken up a bit.
- Susan Doran?
- Susan Doran?
Oradaydım Susan Doran'a tepeden bakarak saldırıyor kuşkularımı onun üzerine yansıttığımın hiç farkına varamıyordum.
Well, there I was, I mean, so self-righteously attacking Susan Doran, I mean, never realising I was just projecting my doubts onto her.
Eğer öyleyse, Susan Doran az önce kızı için kendini feda etmiştir.
Now, if so, Susan Doran just now sacrificed herself for her daughter.
Ezra-taksim-Boone yokken Craig Peder Doran'ı öldürüyor.
Now, Craig kills Reverend Doran while Ezra-slash-Boone is away.
Doran Oteli'nde.
The Doran.
Bir Mal Doran.
- Really?