Double tradutor Inglês
19,097 parallel translation
- Neden, evli gibi mi görünüyorum?
Why, do I look double to you?
Az şekerli bisküvi daha pahalı çok şekerli olansa ucuz.
Sugar flee biscuits that have less sugar... are priced double of the sugar biscuits
Dublörünü kullan, Chunk Mulligan.
Maybe use his stunt double, Chunk Mulligan.
Demek istediğim, parayı alabilirim ve yatırımınızı ikiye, üçe katlayabilirim.
- Wh--what I mean is, I could take the money And--and, I could probably double, Triple your investment.
Eski karın sana kazık attı.
- Am I? Your own ex-wife double crossed you.
Bay Macon onları canlı getirirsek iki katı demedi mi?
Ain't Mr. Macon say it's double if we bring'em back alive?
Amex'e olan borcumun iki katından fazla.
That's over double what I owe Amex.
- Yataklarım sadece çift kişilik.
- I've only got them with a double bed.
Çift sarılı.
Double yolker.
Parkımız, modern Amerikan şişkoları için ekstra güçlendirimiş kaydıraklarla özel olarak tasarlanmıştır.
This park specializes in extra-wide double-reinforced tubing for the modern American fatso.
Çift haneli oldular mı kaçmaya başlarım.
Once it gets to double digits, I start running.
Domates verimini metrekare başına ikiye katlarız.
Double our yield of tomatoes per square foot.
Çifte korumaya geçerim.
I double up.
İki haneli sayılara geçtikten sonra saymayı bıraktım.
I stopped counting when I hit double digits.
Büyük bir balıktı.
That's a solid double.
Sonradan kendini kötü hissedebilirsin ama yaptığın işi bırakma benim duble çizburger konusunda yaptığım gibi.
So feel a little bad then, but don't change what you're doing, like me with double cheeseburgers.
- Onunki duble olsun.
- Make his a double.
Parayı ikiye katlarız.
We double our money.
Kimya mühendisliği ve tıp hazırlıkta çift ana dal yaptı.
Gagne was a double major in chemical engineering and pre-med.
Tamam, iki kata çıkar ya da bırak.
Okay, double or nothing.
Buradaki ailelere sahip olan hayvanlar diğer yaşlı sevimli bir kediden... çok daha kibirlidir. Sen çığlık atan yüzler içinde ikili, üçlü, dörtlü görmelisin değil mi?
So assuming that these pets have families, other than the lonely old cat lady, you must see double, triple, quadruple that in...
İki paket Bean derdik ona.
Double-bag Bean, we called him.
- Çift anlamlı şey.
- Double meaning type thing.
Seni aldatacağını düşünemedin mi?
You didn't know he was gonna double-cross you?
Ayrıca koltuk değnekleri ya da tekerlekli sandalyeleri falan varsa... ikiye katlanıyor. Yani...
And it is double that if they're on crutches or in a wheelchair, or something like that, so...
Tezgahın altındaki çifte silaha ne dersin?
What about the double-barrel under the counter?
- Ona bakarsan ben 2 ayrı yıkım yaşadım.
Yeah, well, I'm double spitting just thinking about it.
Arzularım her gün katlanıyor
Desires double each day
Bu adamı ezip geçeceğime ya iki kat oynarsınız ya da hiç.
Double or nothing says I put this punk on the pinewood.
Görünen o ki ikimizi aynı saate yazmışlar.
They've obviously double-booked us.
Arttırıyorum.
Double.
İki misline çıkarıyorum.
Re-double.
- Double Diamond.
Oh, er... Double Diamond.
Bu sabah çok hızlı olmalıyız.
We're on double-time this morning, girls.
Kontrol ederim efendim.
I will double check them, sir.
Çift yap.
Make it double, okay?
İlerleme iki ucu keskin bir bıçak.
Progress is a double-edged sword.
Şimdi iki gözü de Hayko gibi.
Now, she double gimp-eyed.
Çifte randevuyu hatırlıyor musun?
Remember the double date? What about New Year's?
Bir haftada üç çifte cinayet, parçalara ayrılmışlar.
But three double homicides in one week, all torn to shreds.
Adamları iki katına çıkarırım, üç katına çıkarırım. Üç katına mı?
I'll double it, I'll triple it.
Bu küçük, zeki aldatmacayı ne zamandır planlıyordunuz?
How long have you been planning this clever little double cross?
Sinif birinciligi, Smith'te çift ana dal.
Top of your class, double major at Smith. Wow.
Beraber düğün yapmaya karar vermiştik.
We were all set to have double weddings.
Bunu dört yıl boyunca nasıl sakladın ya? İki hayat, sırlar, yalan söylemen falan.
How you kept this up for 4 years, huh, this double life, these secrets, lying?
İyi tamam ama sırf nezle ilacım her şeyi ikişer görmemi sağlamaya başladığı için.
Fine, but only because my cold medication is starting to make me see double.
Onu çifte ajan olarak yerleştirmek ise ayrı bir şeydir.
Installing him as a double agent, that's another.
- Kutlayalım. Modası geçmiş Double Dribble'ı birazcık oynamaya ne dersin? - Peki.
Hey, to celebrate, how about we play a little old-school Double Dribble?
Bana 50,000 borcu vardı ve iki katını ödeyeceğini söyledi.
He borrowed 50,000 from me and said he'll double the amount.
Ama bana iki kat sarsıntı verdi.
But all he gave me was double-shock.
İki katına çıkaracağım.
I aim to double that.