Doğal tradutor Inglês
15,040 parallel translation
Civcivlerimiz yumurtadan çıktığında onlara sevgiyle lezzetli doğal hormanlar enjekte ediyoruz. Bu da onları etlendiriyor ve ahlaken belirsiz alanları siliyor.
When our chicks first hatch, we lovingly inject them with natural delicious hormones, which makes them meat, thereby erasing any moral gray area!
Chili doğal bir sakinleştiricidir.
Chili is nature's chillaxative.
Neden doğal hissettirecek şekilde durmuyoruz?
Why don't we just do what feels natural?
Bazıları doğal yollardan ölmüş ve mezarlarından çıkarılmış olabilir ancak bazılarının bir ila iki hafta arasındaki bir sürede cinayete kurban gitmiş olabilecekleri şüphesi var.
Some of them may have died naturally and been dug up, odds are some of them were murdered more than a week, less than a fortnight ago.
Çukur babama uzun bir hayat verdi, doğal olandan daha çok ve hakettiğinden de daha çok.
The Pit gave my father a long life, longer than what was natural, and much longer than he deserved.
Doğal olarak.
Naturally.
İhtişamlı bir gemide kutlama yapacağız. Şık gözükmek istemem çok doğal.
It's a party on a cruise, must be beautiful.
- Burası doğal kale.
'Tis a natural fortress.
Tüfekler, onlarınkine göre daha doğal.
A musket comes more natural.
Doğal olarak hepsi yapamadı.
Naturally, they didn't all make it.
O bilmese de ben John'un doğal bir lider olduğunu biliyordum.
I knew John was a natural leader, even if he didn't.
Geriye ise oksijeni serbest bırakacak ısı kalıyor. Bir Hızcı ise şimşeği doğal olarak üretiyor.
Which a speedster generates naturally in the form of lightning.
Sadece DNA işaretçilerinin bozulmasının kesinlikle doğal olmadığı.
Only that the deterioration of the DNA markers was most definitely not natural.
İddiaya göre bir doğal gaz sızıntısı bu bölgeyi yaşanmaz kılmış. Ama pek çok söylentiye göre geceleri garip şeyler oluyormuş. Açıklanamaz şeyler.
The story is that some natural gas leak made it all uninhabitable, but there's been so many rumors, whispers, and just strange things happening in the night, unexplainable things.
Bunu düşünmen doğal.
Of course you would think that.
Modernlik ve gelişmenin doğal düzeni aşındırmasına rağmen nasıl bu kadar umutlu olabiliyorsun?
Well, how are you in such high spirits with modernity and progressivism eroding the natural order?
Sığınmacı. O yüzden doğal olarak olup bitenlere şüpheci yaklaşıyor.
He's a refugee, and so, naturally, he's a little suspicious of any coming and going.
Bir Bourbon olarak Antoine'in Charles'tan sonra tahta çıkmak en doğal hakkı.
As a Bourbon, Antoine has the best claim to the throne after Charles.
Doğal gaz şirketi kısa bir süre önce gazını kesmişti.
After Consumers Energy turned his natural gas off.
- Bizim için çok doğal bir şey.
It's something that for us is very natural.
- Ya da başarısız olduklarına ya da sıkıldıklarına ya da 16'sının da doğal nedenlerden ölümüne.
- Or flunked or got bored or died 16 perfectly natural deaths. Whatever. We all signed this waiver.
Lütfen, özür dilemenize gerek yok, şüphe etmeniz doğal bir şeydi.
Please, no need to apologize for doubting its veracity.
EVO'ları insanoğlunu koruyacak doğal bir olay olarak görüyor.
They only believed that EVOs were natures way of... of safeguarding mankind.
Hava Kuvvetleri şimdiden iki patlamayı kaza olarak gösteriyor. Motor hatası ve doğal gaz sızıntısı.
Air Force is already spinning the two explosions as accidents... faulty engine and a natural gas leak.
Öfke, içerleme gibi hisler tamamiyle doğal.
And feelings of anger, feelings of resentment, are all completely natural.
Gece vardiyası demiyoruz çünkü bildiğin gibi bunlar doğal çağrılar.
We don't call it the graveyard shift because of the, you know, the nature of the calls.
Özellikle adı doğal afet olanları.
Especially the ones named after natural disasters.
Doğal olarak günlerce kendime kızıp durdum.
Naturally, I was kicking myself for days.
Bir insanın özgürlüğünü araması doğal bir içgüdüdür.
It's a basic instinct of a human being, his search for freedom.
ama şimdi insanlar bunu doğal karşılıyor.
which now everybody takes for granted.
Ama bu sadece, doğal olarak yaşandı.
But it just kind of, it happened organically.
Doğal olarak işinden bahsetmek istemedim ama baskı altına aldım.
Naturally, he didn't want to speak about his work, but I put him under pressure.
Gdo'lu ürünler, nanoteknolojik ürünler gibi, adanın doğal yaşamını bozacak şeyleri içeri sokmuyorlar.
GMOs, nanotech, anything that's dangerous to the island's more natural way of life.
O ve ben daha doğal bir tedavi üzerinde çalışıyoruz.
She and I are working on a holistic cure.
Otorite figürlerine karşı doğal şüphe.
A natural skepticism towards authority figures.
Doğal olarak olmadığını varsayarsak Stephen Fisher'ın felç geçirmesini nasıl sağlayabilirsin?
So, assuming it didn't happen naturally, how could you make Stephen Fisher have a stroke?
Onu öldürme potansiyeli olan kişileri arıyorsan doğal olarak başlangıç noktası tüm o paranın miras kalacağı kişiler olur değil mi?
If you're looking for people who might have killed him, the natural place to start is with the people who stood to inherit all that money, right?
Çok doğal bu.
It's only natural.
Cenaze evinde olmanın kederini depreştirmesi gayet doğal.
It's only natural that being in a mortuary could stir up feelings of grief.
Bu solunum sendromu için doğal ama diğerlerinin olmaması lazım.
Breath sounds are equal but shallow... almost nonexistent. It's classic for A.R.D.S., but none of this adds up.
- Bu doğal saç rengim değil. - Hadi canım.
- This isn't my natural hair color.
İster Bonanno'nun Dört Yörünge'si olsun ister Kubler-Ross'un beş aşaması bu doğal bir süreç Ve doğal olan her şey, bana uyar.
Whether it's Bonanno's Four Trajectories or the five stages of Kubler-Ross, it's a natural process. Anything natural, to me, is fine.
Bu ölümler doğal yoldan değildi.
Not even one death was natural.
- Doğal davranacağız.
We act natural.
Aynen, son sevgilim bana doğal sarışın olduğunu söylerdi ama sonra kış geldi ve vücudundaki kıllar tekrar çıktı...
Yeah, my last boyfriend told me he was naturally blond, but then in the winter, when his body hair grew back.
Olayları doğal akışına bırakmalısın. İzlediğim canlı yayın videosunda olduğu gibi.
You have to just let nature take its course, just like this webcam I've been watching.
Bilgisayarındaki su samurları gibi her şeyi doğal akışına bırakmaya ne oldu?
What happened with letting mother nature take its course like the otters in your computer?
Gece uyumam çok doğal yani.
So it's pretty normal for me to sleep through the night.
Evet, liderlik doğal yeteneği demek.
Yes, the natural ability to lead.
Ölümü doğal değil.
Nothing particularly natural about his death.
Hepsi bu. Basit ve doğal olması gerekti ama onun yerine...
What are we supposed to do?