Doğuya tradutor Inglês
1,895 parallel translation
Doğuya doğru 153 metre gidin.
- Good. Head east 153m.
Doğuya yönelin, 153 metre.
Head east, 153 meters.
Eğer uçağı doğuya götürebilirsen Bay boyunca bir endüstriyel park var.
If you can get farther east, there's an industrial park.
Stanley ve ben ne kadar benzin gerekirse gereksin kullanmalıyız... Gidebildiğimiz kadar doğuya gitmemiz lazım.
Stanley and I will have to use whatever gas we can spare and go out west.
Yalnızca doğuya gittiklerini biliyoruz.
But they are heading east.
Ben doğuya doğru, sen batıya.
I'm going east, you're going west.
Demek istediğim ; batıya mı doğuya mı?
I meant, east bound or west?
Çadırın kapısı doğuya bakarsa daha iyi olur. O zaman güneşin doğuşunu daha iyi görürüm.
I think I'd like it better if the flap of the tent was facing east, that way I get a good view of the morning sunrise.
Bayan Chae, söz konusu gün arabamda Stewart Caddesi'nden doğuya doğru gidiyor muydunuz?
Uh, Ms. Chae, on the day in question, were you in my car traveling east on stewart avenue?
Uzak doğuya ait, 17. yüzyıla dayanan eski bir samuray tekniğidir.
It's an Asian-samurai training technique going back to the 17th century.
Sonra da birliklerimizi doğuya çekeriz.
- Then move our troops to the East.
Çalıntı bir ambulans, Sycomore Caddesinden doğuya doğru gidiyor.
We've got a stolen ambulance east bound on Sycomore Street.
Birinci takım batıya. İkinci takım doğuya.
Team one, west. team two, east.
- Baştan beri hep doğuya doğru gitmiş.
- He's been headed east the entire time.
Niye doğuya gittiğimizi söylemek ister misin?
So, you want to tell me why we're headed east?
Doğuya git, batıya git. Charlie en iyisidir.
Hehe go east, go west, Anna is the best!
- Beyler doğuya giden tren zafere giden yolda yiğit gençlerimizi taşıyor.
The eastbound train carries our valiant youth on the long road to glory.
Karadan gideriz. Nereye? - Doğuya, Jericho'ya, orada dostlarımız var.
We are going to Jericho, we have friends there.
Doğuya gittiğimizi söyledi.
He said he traveled to the east.
Sergei Nikolaevich uzak doğuya gönderildi.
Sergei Nikolaevich has been sent to the Far East.
Wapping duvarı, doğuya gidiyor.
Wapping Wall, heading East.
İzler doğuya yöneliyor.
The trail's heading east.
Don ile ben doğuya gidiyoruz.
Don and I are going to the East Side.
Sayılar, kuzeyden doğuya doğru, bu da gücü ve umudu sembolize eder. Olumlu bir çağrışım.
The numbers run from north to east which indicate power and hope which are positive numbers.
Eğer doğuya doğru devam edersek Päiväkivi'ye varırız...
If we continue eastward, we'll arrive at Paivakivi...
Onu doğuya doğru takip et yüksek bir tepe göreceksin, işte orası Päiväkivi.
Follow it east and you will see a high peak. That's Paivakivi.
I-80 yolundan doğuya 100km gittikten sonra Indiana'ya varmış olacağız.
So you want I-80 East and then 65 goes all the way through Indiana.
Kaliforniya'nın batı kıyısından başlayıp doğuya kadar gidecek ve yol boyunca babanın bütün arkadaşları ve ailesiyle görüşmeler yapacaktım.
I'd start on the west coast of California and motor east, stopping to interview all of your dad's friends and family along the way.
Bu arada ben Kaliforniya'ya geri dönmüştüm. Kamyonetimin yönü doğuya, Newfoundland'a çevrilmişti ve seni görmek için kıtayı boydan boya geçmek üzere yola koyulmuştum. Babanın temas kurduğu insanların bulunduğu bütün yelpazedeki anıları toplamak için harita üzerindeki her noktada duruyordum.
Meanwhile, I came back to California, pointed the van east toward Newfoundland and set off across the continent on my way to see you, stopping all over the map to collect the memories of a whole spectrum of people your dad touched.
tekneyi 28 derece doğuya çevirmemiz gerekiyor ama rüzgar çıktğında işler birazcık karışabilir.
It's got to point 28 degrees east which can be a bit tricky when the wind gets up.
Doğuya giden bulutlar var, bu da bir miktar su ve bitki manasına gelir... Yani, yiyecek ve barınak.
There are clouds due east, which could mean a body of water, vegetation... so, food and shelter.
Brushfield Caddesi'nden geçerek doğuya gitmeye devam et.
Keep heading west via Brushfield Street.
Doğuya yöneldi.
It's headed east.
Doğuya yöneliyor Washington / La Brea'ya.
They're headed east on Washington near LaBrea.
Doğuya doğru sağdan üçüncü güneşe doğru ilerle ve dua et ve dualarının kabul olmasını bekle.
Head for the third sun on the right, due east, and pray, and hope that your prayers are answered.
- Doğuya gittiğimizi hiç sanmıyorum.
I don't think this is due east.
Doğuya doğru her ne demekse artık!
What the hell does due east mean anyway?
Doğuya taşınıyorum. Ailemle birlikte.
I'm moving back East with my parents.
Doğuya taşınıyorum, ailemle birlikte.
I'm moving back East, with my parents.
Siz doğuya giderken, ben Garrity'nin evini tamir ediyor olacağım.
While you're heading East, I'll be fixing up this Garrity house.
Sen doğuya doğru yol alırken, ben Garrity'nin evini tamir ediyor olacağım.
While you're heading east, I'll fix up this { Garrity } house { real nice }.
Fane doğuya, Sınıra doğru gitmiş, buraya.
Fane went east towards the Boundary, here.
Geyik doğuya doğru gidiyordu.
The stag was seen heading east.
Doğuya gideceğinizi söylemiştiniz.
You said you were traveling east.
Evet, sanırım doğuya doğru.
Okay, I think he went east.
Sıcak su Pasifik boyunca doğuya yayılıyor.
Warm water spreads east across the Pacific.
Kışın ortasındaki kuzey doğuya dönüldüğünde Çin Seddi hala arazide boy gösteriyor.
Back in the northeast, in mid-winter, the Great Wall still dominates the landscape.
Sarı Nehir, Loess Platosu'ndan her yıl binlerce ton çökeltiyi doğuya Çin'in can damarı olan tarım arazilerine taşır.
Each year the Yellow River carries billions of tons of sediment from the Loess Plateau eastwards to the crop fields of the Chinese heartland.
Ama doğuya doğru bu kayalar kuzey-güney doğrultusunda sarp sıradağlar oluşturarak Yunnan eyaletini boydan boya ayırmıştır : Hengduan Shan'ın karşılıklı dağları.
But to the east the rocks have buckled into a series of steep north-south ridges, cutting down through the heart of Yunnan, the parallel mountains of the Hengduan Shan.
Doğuya, Malpassat caddesine doğru gitti.
Headed east on Malpassat Road.
Insanlar pesimizde ancak onlari doguya yönlendirdik.
The humans were tracking us, but we led them east.