Dressed tradutor Inglês
12,448 parallel translation
Altın sarısı seksi kostümüyle "Salla Kalçamı" adlı şarkısını söylemek istiyorsa Nick Jonas'ın yerine çıkabilir.
Look, if she wants to sing "Thighs Go Boom" dressed in gold lamé hot pants, then I will think about bumping Nick Jonas. Otherwise...
Giyindim.
Getting dressed.
- Doktor gibi giyinmiş bir maymun görmüştüm bir kere.
I saw a monkey once dressed up as a doctor.
Dışarı çıkıyorsunuz ve insanları kostümleriyle görüyorsunuz. E-metre de bunun gerçek olduğunu söylüyor.
You walk outside and you see the people dressed in their costumes, and the e-meter is saying this is real.
Böyle giyinirlerdi, şöyle konuşurlardı " derdi.
" and this is how they dressed and this is how they talk.
İyi giyimli ve hoşsohbetsin, sana bakıyorum da hiç göçebe haydut falan göremiyorum.
I look at you, well-dressed, well-spoken, and I don't see a nomad thug.
Hatta başka biri ayağını gördüğü zaman çok utanıyorsun diye temizleyerek pansuman yaptım.
I even cleaned and dressed your foot when you were too ashamed for anyone else to see it.
Çatıda 4 vale ve garson görünümlü 5, etrafta alta yolun yakınlarında da 6 seyyar ajansımız var.
We got four agents on the roof, five dressed as catering and valet service, six on the perimeter, and six undercover mobiles covering the approach roads.
Süslenip püslenip, yan yol tabelasını indirmeye karar verdiğin gece olabilir mi o?
Was that possibly the night you were all dressed up and decided to go knock down the bypass sign?
Biraz uzakta bir yerde, o yüzden şimdi hazırlanıp çıkacağım.
I'm just gonna get dressed and... and head out.
Bu yeri pazarlamak için gelmişsin buraya ama fiyatını söylemeyecek misin?
I mean, I... you are dressed very nicely to sell me on this place, but you... you're, like, not gonna tell me how much it'd cost me?
Giyin hemen!
Get dressed!
Dora, giyin dedim!
Dora, get dressed!
Giyin hadi Dora!
Get dressed, Dora!
Köpeklerin çeşitli kostümler giyerek çekildiği o resimlerden olmasın.
Mm, not those pictures where the dogs are dressed up in costumes.
Çünkü az daha iki yoga annesi ve Hollywood Bulvarında Edward Makaseller gibi giyinmiş birini ezecektik de.
'Cause we almost killed two yoga moms and some guy dressed as Edward Scissorhands on Hollywood Boulevard.
Profesör Faxon'ın robotu gibi giyinen adamı gördün mü?
Did you see the guy dressed as Professor Faxon's robot?
Bu kıyafetler de ne?
Why are you dressed like that?
Giyin şimdi.
Now, get dressed.
Sen de giyin.
Get yourself dressed.
Meyveli cin, partiye hazır. Senin gibi.
Gin and juice, dressed to party, much like you.
Ama bitkiler tekerlekli sandalyede oturamaz, giyinemez.
But vegetables don't sit in wheelchairs or get dressed.
Kocası onun giyinmesine, bakımına yardımcı oluyor.
And her husband helps her get dressed, or her caretaker.
Neden giyinmedin?
Why aren't you dressed?
Bu sabah Joy'u giydirirken onu izliyordum ve gelecek hafta Joy'un doğum günü olduğu aklıma geldi.
I was just, um, watching her get Joy dressed this morning, and it occurred to me that, um, Joy's birthday is next week.
Artık giyinebilirsin.
Feel free to get dressed now.
Oturma odasında, belli ki.
The living room, apparently. Get dressed.
Giyinsem iyi olacak.
I'd better get dressed.
Giyinirken ya da küvette, yıkanırken falan?
Like, uh, when you're getting dressed or in the bathtub or in the shower?
- Richard, giyinmişsin!
Richard, you're dressed.
Castle, giyindin mi?
Castle, you're dressed?
- Evet, giyindim!
Yes, I'm dressed!
Bir köy kızı için gayet iyi giyindirilmiş.
It's been well dressed. For a village girl.
Ortak Kan'dan bir adam ve Tanrılar için nasıl giyinilirse giyinilsin..
A man of common blood, And no matter how it is dressed or fashioned for the gods, 1,000 years from now it will have vanished.
Onu Paris'te gördüğümde, paçavralar giyen bir sokak çocuğu gibiydi.
When I saw her in Paris, she was like a street urchin dressed in rags.
Dostum, şehrin yanlış kısmındasın bu şekilde giyinmek için.
Hey buddy, you're in the wrong part of town to be dressed like that.
Çıkayım da giyin.
I'll let you get dressed.
Giyineyim.
Right. I'll get dressed.
Pekâlâ, giyin. İşe gidiyoruz.
All right, get dressed ; we're going to work.
- Ethan, giyin!
- Ethan, get dressed!
- Giyin!
- Get dressed!
- Giyinmem lazım.
I need to get dressed.
Sen kendine bak, bir Efendiyle görüşmeye gidecek gibi giyinmişsin.
And look at you, all dressed up to meet an Overlord.
Beyaz giyinmiş bir kadın gördüm, beni hayata geri getirdi.
I saw a woman, dressed all in white. She brought me back to life.
Beyazlar içinde bir kadın?
A woman dressed all in white?
Ben daha giyinmedim bile.
I'm not even dressed for it.
Her neyse, saat 8'de başlıyor ve hazırlanmaya başlamalısın. Ne?
Anyway, it starts at 8 : 00, so you should probably get dressed.
Başlangıç için, tüm nedimeler Roseanne televizyon programındaki Roseanne gibi giyinecek.
For starters, all the bridesmaids are gonna be dressed like Roseanne from the television show, Roseanne.
Biraz şarap içip peynir yer, sonu ironi benzeri şeylerle biten bildiri mahiyetinde şeyler anlatan siyah giyimli kasıntı insanlar görürsünüz.
Have some wine and cheese, see some very angular people dressed in black making ridiculous pronouncements about the end of irony or something.
Bu gece herkes siyah mı giyinmiş?
Is everyone dressed in black tonight?
"Şu Stevie Nicks gibi giyinmiş sarışın benim resimlerime mi bakıyor gerçekten?"
"Is the major blonde dressed like Stevie Nicks really looking at my painting?"