Drew tradutor Inglês

O da, karavanının içine bunu çizmişti.

I mean, he even drew it on the wall of his trailer.

- Karavanın içine sen çizmiştin.

You drew it on the wall of your trailer.

Bu zenginlik yıllar boyunca birçok farklı türde ziyaretçiyi kendine çekti.

Over the years, this richness drew many different types of visitors.

Burada, Kanada'nın Doğu kıyısındaki bu inanılmaz manzara başka bir zamanda, ilk Avrupalıların bu kıyılara sürüklenmesinin sebebidir.

This incredible spectacle here on Canada's East Coast is a testament to another time, one that drew the first Europeans to these shores.

Ufak bir liste yapti Fakat uzun kamisi sen cektin..

He made the short list but you drew the long straw.

Siz tutuklayın diye adamı dışarı çektim, gördünüz mü?

Did you guys see how I drew him outside so you could arrest him?

Annem bizim Kubbe'ye dokunuşumuzu resmetmiş.

My mom drew a picture of us holding up the dome way back when.

Jia Sidao bizi bir tuzağa çekmiş.

Jia Sidao drew us into a trap.

Kağıt üstüne çizim tekniği hakkında zaten çok şey biliyorduk. Ama bu sergi öncesinde, bu çalışmalar yapılmadan önce Leonardo'nun boyama tekniği hakkında çok fazla şey bilinmiyordu.

We know quite a lot about the way he drew on paper, but before this exhibition and before the studies were undertaken, quite little was known about the actual way in which Leonardo painted.

İfadene göre "John Sulla Teğmen Markham ateş açmadan önce silahını bırakmıştı."

According to your statement, "John Sulla drew his weapon before Lieutenant Markham opened fire."

Kız ayakkabılarına da aynısını çizmişti.

That's the same thing the girl drew on her shoes.

Bana bıyık çizdiğinde de aynı şeyi söylemiştin ve gecenin bir yarısı Phoenix'ten atılmıştık.

That's what you said when you drew a mustache on me, and we drove out of phoenix in the middle of the night.

Drew bunu görmelisin.

Drew, you have got to see this.

Drew, yardıma ihtiyacım var.

Drew, I need an extra set of hands here.

Drew!

Drew!

Drew nereye gidiyorsun?

Drew, where you going?

- Drew'un şeyi olan Rick?

- As in... Rick?

Hasta ve Drew bende.

He's mine, and Drew's with me.

Drew asker.

Drew's army reserve.

Drew!

Drew! Drew!

Drew!

Hey!

Drew, dur ya da seni yollayım.

Drew, chill, or I'll send you out again.

Drew burada şansımız çok düşük, bu yüzden lütfen fazla umut bağlama.

Drew, this is just a Hail Mary, so don't get your hopes up too high. Okay?

Drew, burada ne yapıyorsun?

Drew. Hey, what are you doing here?

Hiçkimsenin önemsemediğini mi düşünüyorsun?

Drew, do you really think anyone would care?

Dinle Drew.

Listen, Drew, Drew.

Drew...

Drew...

Drew'un arkadaşını sen aldın değil mi?

So you got Drew's friend, right?

Ve Drew...

And Drew?

Drew savaş alanı doktoru...

Drew's a battlefield medic...

Bacağımın olayı ne Drew?

What's the story on my leg, Drew?

- Gerçeği söyle Drew.

- Tell me the truth, Drew.

Drew bize bir dakika verir misin?

Drew, would you give us a minute?

- Söyle Drew.

- No, tell her, Drew.

Korkuyorum Drew.

Drew, I'm scared.

Drew.

Drew.

Drew, halledeceksin.

And, Drew, you got this.

Drew fabrika yaralılarıyla meşgul.

Drew is overwhelmed with the factory victims.

Drew, gırtlağı delmemiz gerekiyor.

Hey, Drew, we need to do a crike.

Ama sen hazır bekler misin?

But, Drew, could you please just stand by?

Drew'a sor.

Ask Drew.

Çizdiğim şey yüzünden o kızı öldürdün.

You killed that girl because of what I drew.

Gecenin bir yarısında testerelerle oraya koştular, buzu kesip uyuşturucu balyalarını sudan çıkardılar.

Guys up at night with power saws, cut ice, drew water drug.

Beden Eğitimi öğretmenim Bay. Pembert'in bir resmini çizdim.

I drew a picture of my P.E. Teacher, Mr. Pembert.

Robby rahatsız edici bir portre çizmiş.

Robby drew an offensive portrait.

Sonra da, Mercy sihirli bazı numaralarla bizi kendisine bağladı.

And she... she drew us in after that w-with magical tricks a-and games.

Sen çizdin ve Fred Tavish'e verdin.

You drew it and gave it to Fred Tavish.

- Kura çekerek.

They drew straws.

Bunu 3 yaşındayken çizmiştin.

You drew that when you were 3.

Kim çizdi bunu?

Who the hell drew these?

- Drew'u yolla.

Send Drew.