English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turco → Inglês / [ D ] / Durdum

Durdum tradutor Inglês

3,261 parallel translation
Beyaz Marslı olarak marstaki yeşiller tarafında sürekli dışlanıp durdum.
I couldn't take a chance... Being a white Martian among the Green on Mars... I endured constant rejection.
Bu börekleri ne kadar çok sevdiğini bildiğim için alt caddedeki börekçiyi görür görmez durdum.
I know how much you love those short rib tacos, so when I saw the food truck parked on Third Avenue,
San Andreas ve Jackson civarında durdum.
So I stopped off at San Andreas and Jackson.
O sokaklarda fink atıp, o iğrenç gök kuşaklarını eski film yıldızı tipindekilere saçarken ben güçlü durdum dostum.
While she was out there gallivanting all over town, spreading her filthy rainbows to every Tom, Dick and Harry, I stayed strong, dude.
Yalnızca İsrail bombardımanını durdurmaya çalışan İranlıları düşündüm durdum.
All I could think about was Israel bombing Iran to try to stop Iran from bombing them.
Orada salak gibi durdum ama.. hiç sahneye çıkmadım.
I stood there like a dick but I never went on.
Ben öylece durdum, ve sende gerekeni yaptın.
I bottle out, dammit, and you've just got it.
David'e tutunmak için o kadar çok çabalayıp durdum ki asla neden diye sormak aklıma gelmedi.
I've just been fighting so hard to hold onto David, I've never stopped to ask myself why.
Ama ben işleri berbat edip durdum.
But I keep screwing up.
Sanırım ben ilk kurbanındım, çünkü beni nasıl uyuşturacağını bilemedin ve kendime gelip durdum.
I guess because I was your first, you didn't know how to drug me right, and I kept coming to.
Uzun süreler hep çeşitli bahaneler türettim durdum.
And for a long time, I kept thinking, "I don't know, there's- - something--something else."
Evet, raporlar önümde şu an tüm gece numaralara bakıp durdum!
Yeah, I got the records right here, I've been looking at numbers all night!
Aramızın açılmasına sebep oldu onun için ben de geri durdum.
It created a rift between us so I backed off.
Sahilde durdum, geminin görünürden kaybolmasını izledim.
As I stand by the bayou, I watch a ship as she disappears.
Umut edip durdum En azından hissetmiyormuş gibi yapabilmeyi. Yapamadım
Kept hoping if I just acted like I didn't feel it, eventually I wouldn't.
Elma tohumlarını serptim durdum, şimdi elmalar olurken gidip San Diego'da caka satacağım.
Been planting them apple seeds, and while the apples grow I'm gonna go out jacking it in San Diego
Turnikede durdum ve bir kazı kazan aldım.
But look, look, look. I stopped on the turnpike, I buy a scratcher.
Ben sadece orada durdum ve buna izin verdim Jo.
I just stood there and I let it happen, Jo.
Arayıp durdum.
I've been calling.
Ve ben de kapatıp durdum.
And I've been hanging up.
Size gelmeden önce rapor etmem gerekir di, ama her an geri geleceğini düşünüp durdum.
I should have come to you first and reported it, but I kept thinking he'd be back any minute.
Hayatım boyunca güçlüklerle uğraşıp durdum...,... bu sıralar, işleri basitleştiriyorum.
All my life, I have been perplexed by complications. Nowadays, I simplify.
Evet, koşuyordum. Dinlemek için durdum.
Yeah, I was on a run and I had stopped to rest.
Ben yıllardır cinayet işleyen insanlarla uğraştım durdum.
I've dealt with lots of people over the years who've killed.
Adama para verip durdum.
I kept paying that guy.
# Döndüm durdum etrafında #
♪ I turned you around
Geçtiğimiz yıllarda seni sıkça düşünüp durdum.
I've thought about you a lot over the years. - Me too.
Onu aramaya, mesaj çekmeye çalışıp durdum.
I've been trying to call her, texting.
Konserinizdeki her bir şarkıda bunun tekrar olması için bekleyip durdum.
I have been at every single one of your shows Just waiting
Bütün gece düşünüp durdum.
I was up all night thinking.
Dağın tepesinde bir Anonymous olarak durdum. Ve aşağıya öfke ile devrim yaşamış dünyaya baktım.
I have stood upon the mountain top known as Anonymous and looked down on a world inflamed with revolution.
Bir geçici aileden diğerinin yanına taşınıp durdum.
I moved from one foster family to the next.
Cesaretli olmalıydım ama sürekli aldatmacalara aldanıp durdum.
I should be discouraged, but I am totally exhilarated by her zigs and zags.
Hep aynı kâbusu gördüm durdum.
I kept having the same nightmare.
Cidden ya bu yüzden uyuyamadım da yatakta dönüp durdum.
It was gross. I couldn't sleep because of that.
- Aek'e Ning'nin göğüslerine bakmasını söyleyip durdum.
- I tell Aek to look at Ning's boobs everyday.
Ayrıca boş boğazlık edip başının etini de yiyip durdum.
And I babble and nag a lot too.
Ama ben söylediklerin hakkında düşünüp durdum.
But i kept thinking about what you said.
Çocukken sürekli bir yerden öteki yere gittim durdum.
I went through a phase when I was a kid.
Bahçede durdum, içeriye girmemek için kendimi zor tuttum.
I just stood in the garden, trying to stop myself from walking right inside.
Bir noktada aperatiflere "maperatif" dedim, sonra da randevunun kalanında duymadı mı, umursamadı mı diye düşünüp durdum.
At one point, I called appetizers "mappetizers," and then I spent the whole rest of the date wondering if he heard that or if he cared.
Sandalyenin yanında durdum ve kalan elini de sıkıca bağladım.
I crossed over to the chair, and tightened his last restraint...
Sürekli'Bu çok yanlış'diye düşünüp durdum.
I kept thinking'this is wrong.'
Ve onunla tanışana kadar bir boşluk içerisinde dolanıp durdum.
And I walked around in emptiness until I met him.
Bekleyip durdum. İmada bulunup durdum.
I kept waiting, hinting.
Durov'u şehrin dört bir yanında gezdirip durdum.
I've been dragging Durov all over town.
Bu sabah arayıp hasta olduğumu söyledim sesim genizden gelsin diye egzersiz sırasında baş aşağı durdum.
So when I called in sick this morning... I hung upside down in gravity boots so my voice would sound all nasally.
- Ama umutsuzca korktum durdum.
! - But I've been desperately afraid.
# Bekledim durdum.
♪ I waited and waited
Nasıl insanlar olduğunuzu düşleyip durdum.
I've imagined who you might be.
Her seferinde senin yanında durdum, seni ayağa kaldırdım ve senin için mazeretler ürettim.
Every time I have stood by and lifted you up and made excuses for you, and it hasn't worked, not once.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]