Déja tradutor Inglês
425 parallel translation
Hiç önceden yaşamış gibi hissettin mi?
Did you ever get a feeling of déja vu?
Çoğu manzara deja-vu hissi verir.
Many landscapes give you a feeling of déja vu.
Gördüğüm rüya deja vu gibiydi. Eski anılarımı yeniden yaşamış gibi oldum.
It was a sort of déja vu... like a memory of the present.
Anlıyorum, déjavu?
Comprendo, deja vu?
Déjá vu, sanırım.
Déja vu, I guess.
Bir gizem miydi, " déja vü'", bir kehanet mi?
Was it? A mystery a deja vu a prophesy?
- Déja vu yaşadım.
- Déja vu.
Baksana, aynını tekrar yaşıyor gibiyiz.
Look at this. It's déja vu.
Tren perondan çoktan ayrıldı.
Le train pour calais est deja parti.
O kadar da kötü değil, şu Pandantif.
You can't always see it or hear it, but you can feel it. Ever had deja vu?
Deja vu olabilir mi acaba?
Maybe it's déjà vu?
Bu akşam, Bu Beyin'de déjà vu olgusunu inceleyeceğiz. Bir şeyi daha önce yaşamış olduğumuz duygusu.
tonight on it's the mind we examine the phenomenon of deja vu- - that strange feeling we sometimes get that we've lived through something before that what is happening now has already happened.
Şu anda olanın daha önceden olduğu bu akşam Bu Beyin'de déjà vu olgusunu inceleyeceğiz. Bir şeyi daha önce yaşamış olduğumuz... Neyse, bu akşam Bu Beyin'de déjà vu olgusunu inceleyeceğiz.
tonight on it's the mind we examine the phenomenon of deja vu that strange feeling we sometimes get that we've lived... anyway, tonight on it's the mind we examine the phenomenon of deja vu that strange...
Bu akşam, Bu Beyin'de déjà vu olgusunu inceleyeceğiz. Bir şeyi daha önce yaşamış olduğumuz duygusu. 'BU BEYİN'
tonight on it's the mind we examine the phenomenon of deja vu that strange feeling we sometim mes get... that... we've lived through something... good... good evening.
İyi akşamlar. Bu akşam, Bu Beyin'de inceleyeceğimiz olgu... Déjà vu.
tonight on it's the mind we examine the phenomenon of d-d-d-d-d-deja v-v-v-vu that extraordinary feeling... quite extraordinary... no, fine, thanks, fine.
Korkunç bir déjà vu hissi.
i have this terrible feeling of deja vu.
Korkunç bir déjà vu hissi...
i have this terrible feeling of deja vu.
Hayır, muhtemelen haklısınız, Deja vu gibi.
No, you are probably right, just what you call a Deja Vu.
Daha önce oynamış.
Il a deja joue dans le temps.
O ana dek yeterince yorulmuş ve sarhoş olmuştu.
Era deja destul de obosit si suficient de beat.
Bu Deja Vu.
It's called deja vu.
Evet, deja vu.
Yeah, deja vu.
- Dejavu gibi mi?
Like Deja Vu?
Avant-garde, and Deja Vu.
Avant Garde, and Déjà Vu.
Hoşçakal, Deja Vu.
Goodbye, Déjà Vu.
Deja vu...
Déjà vu.
- Aynı "deja vu" gibi.
- Just like deja vu.
Yapamam.
- Just like déjá vu.
Deja.
Deja.
Buddy D, bu déjâ vu mu? Ne kadar oldu?
Buddy, is this deja vu?
- Deja vu.
Déjà vu.
De javu falan herhalde.
Must be déjá vu.
Bir de javu hissiyatı.
Feelings of déjá vu.
de javuya sebebiyet veren bu mu?
Is this causing our déjá vu?
Evet ama dahası var, de javuda aynı olayı tekrar yaşadığını sanırsın.
Yes, but it's more. In déjá vu, you think you're repeating events.
Daha önce hiç Deja-vu yaşadınız mı?
Ever have déjà vu, Mrs. Lancaster?
Bu anı daha önce yaşamıştım.
Deja vu.
Deja vu!
Déjà vu.
Deja vu yaşıyorum.
I'm getting a deja vu.
Deja vu!
Deja vu!
Bayan Deja.
He's weak anyway.
Nerelisin?
Miss Deja.
Uçur şu zımbırtıyı, yoksa iki defa ölürsün!
Fly this plane or you'll experience death then déjá vu.
Bir tür deja vu hissettim.
I have the distinct sense of deja vu.
Tam bir deja vu oldu.
This is deja vu!
Sadece polis ve gazeteciler deja vu gibi oldu. Her şey yeniden.
It's just, you know, the police and reporters and everything, it's like deja vu all over again.
İki sene sonra benzer bir olay oldu.
Two years later, deja vu.
- Bunu önce de yaşamıştım sanki.
- I've a distinct sense of deja vu.
Deja vu ( inanılmaz ).
Deja vu.
Sidney deja-vu mu yaşıyor?
Sidney experiencing some deja vu?
Deja vu.
Deja vu.