Dönmeyeceğim tradutor Inglês
1,619 parallel translation
O zaman geri dönmeyeceğim.
I WON'T come back.
- Geri dönmeyeceğim.
- I'm not coming back. - What?
- Geri dönmeyeceğim - Ne demek istiyorsun?
- I'm not coming back.
Ofise geri dönmeyeceğim.
I'm not going back to the office.
Geri dönmeyeceğim.
I'll not go back.
Bu kez geri dönmeyeceğim.
This time I won't come back. ]
Yeon Soha'yı öldürmeden geriye dönmeyeceğim.
I'm not going back before I kill Yeon Soha.
Eve dönmeyeceğim.
I won't go home
Beni endişelendiren, gelecek haftaya kadar dönmeyeceğim.
What concerns me, I won't be back until next week.
Ve sensiz dönmeyeceğim, sensiz yaşamayacağım.
And I'm not leaving without you, and I'm not living without you.
Üzgünüm, açık kahverengi ile birlikte oldum ve asla geri dönmeyeceğim.
Sorry, I went burnt sienna and I never went back.
Oates'e dönmeyeceğim.
I am not coming back for Oates.
- Bir karar verdim. Gelecek yıl Yale'a dönmeyeceğim.
I've decided... that I'm not going back to Yale next year.
- Gelecek yıl Yale'a dönmeyeceğim. - Ama neden?
- I'm not going back to Yale next year.
Bak, geri dönmeyeceğim.
- Look, I'm not going back.
- Sana iki ay önce dönmeyeceğim dedim.
I told you over two months ago that I was not coming back.
asla geri dönmeyeceğim şehir ( çünkü oraya gittiğim gün yağmur yağıyordu )
the city I'll never go back to'cause it was raining the day I visited.
Bir yabancının misafir evinde ya da otelde yaşayamam ve Alice'in kanepesine de dönmeyeceğim
I can't live in a stranger's house or a motel and I'm not going back to Alice's couch.
Bakın, bu kadın kovulmazsa Montecito'ya geri dönmeyeceğim ve bütün arkadaşlarıma da buraya gelmemelerini söyleyeceğim.
Look, if this woman isn't fired, I won't be coming back to the Montecito. And I'll make sure none of my friends come back here, either.
Ama seninle geri dönmeyeceğim, Casey.
But I'm not going with you, Casey.
Geri dönmeyeceğim, Danny.
I'm not coming back, Danny.
Asla geri dönmeyeceğim.
I ain't ever coming back here.
Şimdi bu arabaya sahibim, gidiyorum ve asla geri dönmeyeceğim.
Now that I have a car, I'm leaving and I'm never coming back.
Arkamı dönmeyeceğim.
I'm not gonna turn around.
Tekrar oraya dönmeyeceğim.
I won't go back there.
ya hazır değilsem. Kocamı ve çocuklarımı, bir kez daha üzmeyeceğimden emin olmadan eve dönmeyeceğim.
And I'm not going back to my husband and my boys until I know that I'll never let them down again.
Kocamı ve çocuklarımı, bir kez daha üzmeyeceğimden emin olmadan eve dönmeyeceğim.
I'm not going back to my husband and my boys until I know that I'll never let them down again.
Çünkü geri dönmeyeceğim!
Because I'm never going back.
Eve dönmeyeceğim.
I'm not going back home.
Tamam ama henüz eve dönmeyeceğim.
But I'm not coming back yet.
Ama galiba dönmeyeceğim.
I guess not.
Geri dönmeyeceğim, Kim.
I'm not coming back, Kim.
- Geri dönmeyeceğim!
I'm not going back!
Ama barış olmazsa, Sudan'a dönmeyeceğim.
But if no peace, I will not come to Sudan.
Sudan'a dönmeyeceğim çünkü orada insanlar vuruluyor.
I will not come to Sudan because people are being shot.
Arkamı dönmeyeceğim.Bu fantaziye inanmam.
- Turn around. I am not gonna turn around. I'm not buying into this fantasy.
Geri dönmeyeceğim.
I'm not coming back.
Sana söylüyorum, hapse geri dönmeyeceğim.
I'm telling you, I ain't going back to jail.
- Esther'a geri dönmeyeceğim.
- I'm not going back to Esther.
Hindistan'a dönmeyeceğim.
I will not go back to India now.
Diğer yanağımı dönmeyeceğim, asla.
I don't turn the other cheek, no way.
Hemen yarın işe dönmeyeceğim tabii... ama işime geri dönmeyi düşünüyorum.
I'm not talking about going to work tomorrow, I'm just... thinking about going back to work.
- Geri dönmeyeceğim.
I'm not going back.
Asla geri dönmeyeceğim.
I'll never go back.
Bu adi sürtük yüzünden hapse geri dönmeyeceğim.
I ain't going back to prison...'cause this crazy ass bitch is losing it.
Geri dönmeyeceğim, bayan Shaw. Burada kalmam gerekiyor.
I'm not coming back, Mrs. Shaw.
Onun anısını kutlayalım. Bilmesini isterim ki bütün dünya ona sırtını dönse bile, ben asla dönmeyeceğim ve ona olan aşkım hiç ölmeyecek.
To commemorate him I want him to know that even if the whole world abandons him I shall never do so and my love for him will never die
ve geri dönmeyeceğim.
And I'm not going back.
Geri dönmeyeceğim!
I'm not going back.
- Eve boş elle dönmeyeceğim.
I'm not going home empty-handed.
Salı gecesine kadar dönmeyeceğim.
I won't be back till Tuesday night.