English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turco → Inglês / [ E ] / Eda

Eda tradutor Inglês

106 parallel translation
Bilirsin, gözler, ses tonu, eda!
You know, the eyes, the swish, the works!
- Eda.
- Eda.
Ormanda, Eda ve Itzhak Lichtman birbirlerine rastladılar.
Here, Eda and Itzhak Lichtman found each other.
Eda!
Eda!
Onu sen al Eda.
You take her, Eda.
Eda öğle yemeği için eve gelmedi.
Eda didn't come home for lunch today.
Tanrım, ihtiyar Eda, ihtiyar Maude.
Oh God, dear Lord
Gelin, size sunulan nimetlerin şükrünü eda edelim
Come, I have something for you.
- Eda'nın yerine gidiyoruz.
£ ­ Going to Eta's.
- Eda'yla karşılaşmış mıydım?
£ ­ Have I met Eta?
- Eda bir kulüp.
£ ­ Eta's is a club.
Ben halan Eda, canım.
I'm your aunt Eda, baby.
Hey, Eda, dışarı çık.
Hey, Eda, step outside.
Başka bir şey biliyor musun, Eda?
Got any more info, Eda?
Bağırma, Eda.
Don't yell, Eda.
Ne var, Eda?
What is it, Eda?
Panik yapma, Eda.
Don't panic, Eda.
Bu ufaklıkları öldürdükten sonra, yerdeki paraları toplamayı unutma, Eda!
After I kill these brats, don't forget to grab the cash on the ground, Eda!
Yapma, Eda!
Don't, Eda!
Eda, kızın tavrı bana birini hatırlattı.
Eda, her attitude reminds me of someone.
Umurumda değil, Eda.
I don't care, Eda.
Aklından ne geçiyor, Eda?
What are you thinking, Eda?
İyi hallettin, Rahibe Eda.
Nicely done, Sister Eda.
Suratını çirkinleştiriyorsun, Eda.
You're making an ugly face, Eda.
Hey, Eda!
Hey, Eda!
Hey, hey, Eda!
Hey, hey, Eda!
Eda, seni salak rahibe!
Eda, you stupid nun!
Eda, buna sıkı tutun.
Eda, hang onto this.
Ne düşünüyorsun, Eda?
What do you think, Eda?
Eda, sen de onu hallet.
Eda, take care of that one.
Ama asıl sorun Eda.
But the problem is Eda.
Hey Eda, çeneni kırabilir miyim?
Hey Eda, can I crack your jaw?
Hey, Eda!
Hey Eda!
Şuna ne dersin Eda, istersen...
How about it Eda, you want...
Eda, nakit söz vermiştin.
Eda, you promised me cash.
Eda...
Eda...
Kusura bakma Eda, ama botu göremeyeceksin.
I'm sorry Eda, but you won't see the boat.
Revy, Eda da orada mı?
Revy, is Eda there too?
Silahlarımız ve Eda'mız var.
We have Eda and we have weapons.
Eda, dinle.
Eda, listen up.
Onun yürüyüşünde bir eda, konuşmasında hoş bir seda vardır.
She's got a wiggle in her walk and a giggle in her talk.
- Eda nereye gitti?
- Where is Eda?
Eda.
Eda.
- Eda nerede?
- Where is Eda?
- Dur, dur.
- Eda!
Eda?
Eda?
Arkandaki kim Eda?
Eda, who is it behind you?
Edacım hiçbir şey yememişsin.
Eda you didn't even touch your plate.
- Ama yemen gerekiyor gerçekten.
- You have to eat, Eda.
- Edacım, iyi misin?
- Eda, are you OK?
Eda, Eda!
Eda, Eda!

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]