Eighty tradutor Inglês
1,237 parallel translation
87 X 87 X 27 = 2349.
Eighty-seven times - Eighty-seven times 27 equals 2,349.
... 87 X 28 = 2436.
Eighty-seven times 28 equals 2,436.
- Seksen dört!
- Eighty-four!
- Seksen dört.
- Eighty-four.
Yüz seksen.
One-eighty.
İki milyar, elli altı milyon, dokuz yüz seksen altı bin.
Two billion, fifty-six million, nine hundred and eighty-six thousand.
78 yaşında.
Eighty-seven years old.
78.
Eighty-seven.
Pasadena gölünde yağışların artması bekleniyor New Angeles Şehrinde ve New Tokyo Şehrinde de % 80'lik bir tahminle yağış bekleniyor.
Precipitation in Lake Pasadena, eighty percent in New Angeles City, and the same thing in New Tokyo City.
Doksan, yüz.
Eighty cents. Ninety, one hundred.
Babanız 87 yaşında. Onun yanında olun.
Your father's eighty-seven years old, Janet.
Bahreyn'i at gitsin.
Eighty-six Bahrain.
- Haftada 86 dolar.
Eighty-six dollars a week.
Ülkemizdeki hastalıklı eğitim sistemine bakar mısınız?
Eighty-six dollars a week. And meanwhile, look at the crisis of education in this country.
85 artı 45.
Eighty-five and forty-five. Go.
Birçok memur fiziksel saldırıya uğradı ve ve 380'nin üzerinde kadınlı erkekli saldırgan New York Country hapishanesine gönderildi.
Many officers have been physically attacked... and more than three hundred eighty people... male and female, have been jailed in New York County.
Burada ilk başta 1788 yılında inşa edilen eski, taş bir kilise vardı.
"Originally, there was an old stone church... " built on this site in seventeen eighty-eight...
89 gemi üsse yanaşmadan önce Centauri bölgesinden geçmiş.
Eighty-nine ships came through the Centauri sector on the way here.
Seksen beş yaşında kalp krizinden öldü.
Eighty-five-year-old guy has a heart attack.
86.
Eighty-six.
Kimse ona girmesinin yasak olduğunu söylemedi.
The little guy. Nobody told him he was eighty-sixed from the joint.
Seksen yedi.
Eighty-seven.
80 saniye kaldı!
Eighty seconds left!
Birgün Bond Caddesi'nde bir dükkanın önünde dikiliyordum, oradan geçen seksen tane kadın saydım, içlerinde bir tanesi bile katlanılır bir yüze sahip değildi.
Once, when I was standing in a shop in Bond Street, I counted eighty-seven women go by, without there being a tolerable face among them.
Albay 88'ler ne kadar kötü olacak?
Colonel, just how bad will the Eighty-Eights be?
Ve artık 80 yaşıma geldiğimden yaşayanlara sesleniyorum ;
" And now that I am eighty...
Ve artık 80 yaşıma geldiğimden yaşayanlara sesleniyorum ama ölüler cevap veriyor. "
Now that I'm... eighty... I call the living and the dead respond.
Seksene yakın Yunan aile ama Yahudilerle Ermeniler de var.
About eighty Greek families... but Jews and Armenians as well...
- 180.
- One-eighty.
80 yıldır, insanların geçmesini engelliyorum.
Eighty years I've stopped you people going out.
- 27 derece.
- Eighty-two degrees.
- 29 derece.
- Eighty-five degrees.
- Otuz.
- Eighty-six.
85 bin.
- Eighty-five thousand.
180 numaralı otobüs doğruca oraya gidiyor.
One-eighty bus goes right to it.
Yasa sadece 1984'ten sonra tutuklananları kapsıyor.
That law applies to folks sentenced after nineteen hundred and eighty-four.
Ben buraya 1980 yılında geldim.
I was sent up here in nineteen hundred and eighty.
Genelleme yapmak istemem Bay Knightley ama erkekler kendi kalpleri konusunda hiçbir şey bilmiyorlar. 26 ya da 62 olsun, fark etmez.
One does not like to generalize about so many people at once, Mr Knightley... but you may be sure men know nothing about their hearts... whether they be six-and-twenty or six-and-eighty.
Goodrich sokağı 182 numara.
One-eighty-two Goodrich. That's right.
Dokuz yüz seksen şişe kaldı.
Nine hundred and eighty bottles to go.
I-10-86-S'deki tüm mevcut bellek kapasitesi kayboldu.
All available memory capacity on the I ten eighty six S is gone.
Arabirime muhtemel yollar kırk bin... seksen dört...
Probable pathways to interface... forty thousand... eighty four...
Seksen altı!
Eighty-six!
Seksen dolar bir hafta sadece Oradaki hayat koruma en kulede oturmak.
Eighty dollars a week just to sit in that life guard's tower over there.
Havuz kenarı etrafında seksen sekiz fayans vardır.
There are eighty-eight tiles around the rim of the swimming pool.
Seksen-bir, tekrar ediyorum, 81 sivil şu anda benim kontrolüm altında.
Eighty-one, I say again, 81 civilians are under my control as of this moment.
- Seksen-bir turist.
- Eighty-one tourists.
- Ne kadar demişti?
- Eighty-six dollars a week.
32 hektar mısır.
- Eighty acres of corn.
İncil'de Psalm bölümü seksen beş.
Psalm eighty-five.
- 80 milyon.
Eighty million.