Ekip tradutor Inglês
9,032 parallel translation
Canlı görün, ekip. Bölge 52 hava sahasına girdik.
Look alive, team, we've entered Area 52 airspace.
Bak, gördüğümüz ilk şey bu Tamamen süper güç sahibi bir ekip.
Look, this is the first time we've met a completely superpowered team.
Etrafımdaki herkes, tüm ekip çok gergindi.
Everyone around me, the whole team was, like, on edge.
999. 29. ekip ateş altında.
Unit 29 taking fire.
Kendime gerçek bir ekip kuracağım.
I'll go get myself a real crew.
Tek ihtiyacın kendine bir ekip bulman.
All you need to do is find yourself a crew.
Birileri Vergi İdaresi'ni ekip kaçtığını söylüyor... birileri psikolojik kriz geçirdiğini söylüyor ve adamın kaçırıldığını söyleyen birileri de mevcut.
Some say he fled the country to dodge the IRS, others think it was a psychotic break, and there are some who have posited that it could have been an abduction.
Orada üç ekip üyemiz var ve sen bir tek Happy için endişelendin.
We got three team members out there, and the only one you're concerned with is Happy.
İçindekileri ayıklamak için bir ekip oluşturuluyor ama bence seninle birlikte işe kaldığı yerden devam edebiliriz.
A team is being assembled to sort through it, but I thought you and I could get the ball rolling.
Ama içimden bir ses ülke genelinde binlerce kilometre seyahat etmiş ve sınırı geçmeyi başarmış senin gibi akıllı bir kadının başındaki bu ekip hemen her şeyi silah haline getirebilir değil mi?
But something tells me, a smart woman like you, a team who've traveled thousands of miles across the country, crossed a border, can make weapons out of just about anything, huh?
Bir motosiklet yarışçısı ve ekip şefi, hızın peşinde.
A motorcycle racer and his crew chief looking for speed.
Ekip şefinin izah ettiği gibi, dizimi yere koyup virajı nasıl alacağımı düşünüyorum.
STEFANO : I'm thinking how to corner well with my knee to the ground how the crew chief has explained.
Bir motosiklet yarışçısı ve ekip şefi.
A motorcycle racer and his crew chief.
Tek bildiğimiz, ekip hata yapmıştı. Turları yanlış saymışlardı.
All we know is that part of the team had made a mistake on the counting down of the laps.
Marco Simoncelli stiline sahip bir ekip kurmaktan bahsediyorum.
Ask him to build a team in the style of Marco Simoncelli.
N.I.H.'ı bombalayan ekip olabileceğini düşünüyoruz. Anıtı yıkmışlardı.
We think it could be the same people who bombed the N.I.H. Took down the Monument.
Ajan Moore'un Hancock Park'taki evine bir ekip yollamışlar ama bir şey bulamamışlar.
A team was sent to Agent Moore's residence in Hancock Park, but they didn't find anything.
Şu anda bir ekip onu izliyor.
Got a team watching her now.
- Efendim? - Taktik ekip hazır mı?
Yes, sir.
Chad Brunson'ın kardeşinin öldürülmesinden sorumlu ekip üyelerinin ismini öğrenmiş olması can sıkıcı.
The mere fact that Chad Brunson got the names of the team members responsible for taking down his brother- - it's troubling.
Ben sanmıştım ki biz böyle kalifiye ekip falanız.
Um, I thought we were, like, a... like, an elite division or something, you know?
Baltimore saha bürosunda onun peşinde olan bir ekip yok muydu?
Didn't the Baltimore field office have a task force trying to run him down?
Pekala... Hazırım, ekip.
All right, good to go, team.
- Anladığımıza göre özel ekip kurulduktan hemen sonra başlamışlar.
- As far as we can tell, it started right after they formed the task force.
En kısa tatlıyı bırakan iki ekip finale kalacak.
Two teams that leaves the shortest churro will make it into the final.
Bu demektir ki bu iki ekip otomatik olarak finale kalıyor.
That means these two couples automatically make it into the final round.
Önde olan ekip birinciliği koruyacak mı yoksa diğer ekip yetişecek mi?
Will the leading team maintain its lead or will the other team come from behind?
Olay yerine varan ilk ekip bizdik.
We were the first company on the scene.
İkisini birden yapsan? Bir ekip kurup bize danışmanlık yaparsın.
Well, what if you could do both- - coordinate a team and consult with us?
Yüzbaşı Grover, Tough Mudder bağış etkinliğine katılacağınızı söyleyince sevinçle ekip doktoru hizmeti vermeyi teklif ettim.
Yes, when, uh, Captain Grover told me that you guys were participating in the Tough Mudder charity event I happily offered my services as team doctor.
Tough Mudder, ekip halinde yapılan bir spordur.
Tough Mudder is a team sport.
Hepimizin de bildiği gibi, bir ekip ancak en zayıf halkası kadar güçlüdür.
And as we all know, a team is only as strong as its weakest link. So, Williams, you're up first.
Oraya bir ekip gönderin.
Get a team round there.
Ryan, sende bir kaç ekip alıp... ne?
Ryan, why don't you grab a couple of unis and start a can... vass?
Ekip Uljiro'ya gidin.
Unit B, heading towards Uljiro.
- Ekip D, Kore Bank'ın önünde.
Unit D, in front of Korea Bank.
Ben bir ekip toparlayana kadar çoktan çekip gitmiş olurlar.
They'll be long gone before I can get a team assembled.
Pekâlâ, yola koyulalım ekip.
All right, let's head out, gang.
Bugün ekip hakkında bir şey öğrendim.
I learned something today, about the team.
Hemen ekip ayarlıyorum.
I'll organise that ASAP.
Harika bir ekip olabilirdik.
We would have made a wonderful team.
Bu ekip hakkında bildiği her şeyi öğrenin.
Find out everything she knows about that unit.
Nerede olduklarını bilmiyorum ama o ekip yeniden birlikte çalışıyorsa muhtemelen Aleksey Basayev'le ilgisi vardır.
I don't know where they are. But if that team's working together again, it probably has to do with Aleksey Basayev.
- Ekip lideriniz nerede?
Where's your team leader?
Onu yakalamak için bütün ekip uğraştı.
Took a whole team just to get him into custody.
Varsayıyorum ki Kızıl Ekip'in konseptini biliyorsun.
I assume you're familiar with the concept of a red team?
Bir Kızıl Ekip de New York merkezli düşmanı oynuyor.
A red team play the enemy, based here in New York.
EAD Poulson ile Kızıl Ekip'e liderlik edeceğiz.
I will be working with EAD Paulson to head up that red team.
Direktör Avery makamına gelmeden önce üç farklı Kızıl Ekip'te yer aldı.
Director Avery played on three different red teams when he was coming up.
Kızıl Ekip'e hoşgeldiniz.
Welcome to the red team.
Onu bizim ekip vurmadı.
Our team didn't shoot him.