English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turco → Inglês / [ E ] / Embarrass

Embarrass tradutor Inglês

2,150 parallel translation
Ve beni toplum içinde utandırmayacaksınız artık?
And you won't embarrass me in public anymore?
Seni ne zaman toplum içinde utandırdık?
When did we embarrass you in public?
Yapma, sürekli utandırıyorsun.
Oh, come on, you embarrass him constantly.
Kendimi utandırayım da ödeşelim mi?
Just embarrass myself so we're even?
Lütfen bizi utandırmayın.
Please don't embarrass us
Beni utandırma.
And don't embarrass me.
Seni utandırdım mı?
Did I embarrass you?
Utancı kokla.
Smell the embarrass...
Beni utandırmak mı?
To embarrass me?
Eşimi utandırmak mı?
Embarrass my husband?
Ona da mahcup olmayalım.
Let's not embarrass ourselves again.
Ya şimdi kendini utandırırsın ya da ilk dans dersinde Chelsea ve bir grup yabancının önünde utandırırsın.
You can either embarrass yourself now or you can embarrass yourself at your first dance class in front of Chelsea and a bunch of strangers.
Ve Dee'nin yeni keşfettiği fiske yeteneğiyle o küçük sürtükleri yerin dibine sokabiliriz.
And I think with Dee's newfound flip cup skills, we can embarrass the shit out of those little bitches.
İntikam almak için... onu tüm adanın önünde rezil edebilir.
To take revenge. To embarrass him in the whole island.
Çalıştığım insanlara karşı beni utandırmak mı istiyorsun?
- You want to embarrass me till I can't go to work?
Mahcup olmadan önce, hemen kalk.
Before you embarrass us, quickly wake up.
Beni böyle küçük düşürmeye nasıl cüret edersin?
How dare you embarrass me like that in front of reporters?
Brian, kendini daha fazla küçültme!
Brian, don't embarrass yourself any further.
Böyle yetersiz bir Fransızcayla devam etmek, beni utandırmaktan öteye gitmez.
To continue to speak it so inadequately would only serve to embarrass me.
Hans, beni utandırıyorsunuz.
Hans, you embarrass me.
Bu çiftçileri utanç verici bir duruma düşürüp onlarla oyun oynamamalıydım.
I shouldn't have tried to embarrass these farmers and cuss with their heads.
Onun gibi bir hiçin beni tüm şehre rezil etmesine izin vermeyeceğim.
I will not allow this little nobody to embarrass me in front of the entire city.
bütün anlayışı anlatan bu oldu, umurlarında değilmiş gibi, ve problem değil, ve onlar anladı, ve buy önemli değil, bu beni çok utandırdı, çünkü bağırmak çok garip olurdu,
- It's the ones that act all understanding, like they don't care, and it's okay, and they understand, and it doesn't matter, that embarrass me the most, because it is so fucking weird to yell,
Senin kendini üçüncü kez rezil etmeni izlemekten daha önemli işlerim var.
You know, I've got better things to do than watch you embarrass yourself for a third time.
- Lütfen kendinizi utandırmayın. - Buldum.
- So please do not embarrass yourselves...
Beni utandırmalarına izin verme.
Make sure they don't embarrass me in Tucson.
Onu utandırayım deme.
You'll embarrass him.
Kapının önünde şeyinizi rahatsız etmek istemedim.
I don't want to embarrass you in front of your... your...
Lütfen. Beni zor durumda bırakma.
Don't embarrass me.
Beni utandıracaksın.
You'll embarrass me.
Kendini utandırma.
Don't embarrass yourself.
- Seni utandırmak mı?
- Embarrass you?
EVet, sadece kendimi utançran yerin dibine sokarım, ve şöyle bi düşündüğümde bundan daha kötüsüde...
Yeah, just embarrass the shit out of myself, and then once I think it can't get any worse...
Bunu öğrenememesi, canımı çok sıkar.
If he can't learn it, he'll embarrass me.
Ve Kontes'e kendisini daha fazla utandırmasına izin verme.
And don't let the Countess embarrass herself any further.
Ve kendimizi utandırdıysak, özür dilerim.
And my apologies if we embarrass ourselves.
- Kendini aşağılatma.
- Don't embarrass yourself.
Bu seni o kadar çok utandıracak ki.
This is gonna embarrass you so much.
Şirketi utandıracak, hatta ciddi tehlikeye sokacak bir şey yaptınız mı?
You never did anything to embarrass the company or even seriously jeopardize it?
Tanrım, beni utandırma.
Oh my, don't embarrass me
Kendini, kızının önünde rezil et.
Embarrass yourself in front of your daughter.
Hatırlarsınız, Meksikalı gibi davranıp bizi küçük düşüren var ya.
You know, the ones that act so Mexican they embarrass us.
Chitti yeter, artık beni utandırma.
Chitti enough, don't embarrass me further.
Pek çok gününü işlediği suçlardan utanarak geçiriyormuş.
Embarrass most the current criminal.
Kendini gülünç durumu düşürmeden sana bir taksi çağırıp seni eve göndereyim çünkü sarhoşsun.
Before you embarrass yourself... let me call you a cab and send you home,'cause you're drunk.
- Onu utandırma.
Don't embarrass her.
Seni utandırmak istemem ama bu eserle ilişkim olsun istiyorum.
I love this piece. I don't... I don't want to embarrass you, but I want to have a relationship with this piece.
Her seferinde seni utandırır.
It will embarrass you every time.
Beni mahçup etme.
Don't embarrass me.
Simon beni utandırma. Anlaştık mı? Tamamdır.
Ok simon, do not embarrass me.
Utanmamı.
- Embarrass me.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]