Ere tradutor Inglês
743 parallel translation
" Duy beni, ey Güneş, Ben gitmeden evvel,
Hear me, O Sun, ere I be laid
Bakın bayım, artık bu böyle gitmez.
Look'ere, mister, we can't have this no more.
Önce vatanının topraklarına dokunsun.
Yet ere he touch at last his native shore,
Ere.
Ere.
Aynı yerden iki k ere
On the same place twice
Onuncusunu yayından bıraktığında yere ilk olarak Ere düşmüştü.
That the tenth had left the bowstring Ere the first to earth had fallen!
" Seni öldürmeden öpmüştüm.
I kissed thee ere I killed thee.
Kısacık bir ay... Daha eskimedi o gün giydiği pabuçlar, babamın tabutu ardında yürürken Niobe gibi, iki gözü iki çeşme.
A little month, or ere those shoes were old with which she followed my poor father's body, like Niobe, all tears.
Gitmeden su içmesini öğretmeliyim size.
We'll teach you to drink deep ere you depart.
Müsaadenizle efendimiz, siz yatmadan önce gelir söylerim öğrendiklerimi.
Fare you well, my liege. I'll call upon you ere you go to bed and tell you what I know.
" Horatio, denize açılmamızdan iki gün sonra, bir korsan gemisi, topu, tüfeğiyle peşimize takıldı.
Horatio, ere we were two days old at sea, a pirate of very warlike appointment gave us chase.
Bir insan toprakta ne kadar kalır çürümeden?
How long will a man lie i'the earth ere he rot?
Horatio, senden daha doğrusunu görmedim bugüne dek tanıdığım insanlar arasında.
Horatio... thou art e'en as just a man as ere my conversation coped withal.
Gün batmadan herşey biter
That will be ere the set of sun.
Çok mu geç yattın ahbap? Zor çıktın yataktan.
Was it so late, friend, ere you went to bed, that you do lie so late?
Korkudan yediğim lokma boğazımdan geçmeyecekse, Her gece korkunç rüyalar saracaksa uykularımı,
ere we will eat our meal in fear and sleep in the affliction of these terrible dreams that shake us nightly.
Yarasa fır dönmeye başlamadan dehlizinde, gübre böceği, Kara Hekate'nin emrine uyup, sağır sesiyle, uyku serpmeden karanlığa, yaman bir iş görülecek dünyada.
ere the bat hath flown his cloister'd flight, ere to black Hecate's summons the shard-borne beetle with his drowsy hums hath rung night's yawning peal, there shall be done a deed of dreadful note.
Ne kanlar döküldü eski zamanlarda, kanunlar yumuşatmadan önce insanları.
Blood hath been shed ere now, i'the olden time, ere human statute purged the gentle weal
Doğru insanların ömrü, şapkalarına taktıkları çiçeklerden bile çabuk tükeniyor. Hasta olmadan ölüveriyor insan.
and good men's lives expire before the flowers in their caps, dying or ere they sicken.
Burada bekle.
Wait'ere.
İşte bu Fagin.
'Ere he is, Fagin.
Buraya gel ufaklık. Buraya gel!
Come'ere, young'un.
Yüreğimin huzura kavuştuğu bir gün olacak mı
" when will the day ere be that my heart thou doth bless
Ama karşı kıyıya ulaşmadan "Yetiş Cassius, boğuluyorum." diye bağırdı Sezar.
But ere we could arrive the point proposed, Caesar cried, "Help me, Cassius, or I sink!"
Gel Casca, biz de seninle, gün ağarmadan Brutus'u bir daha görelim evinde.
Now, Casca, you and I will yet ere day seek Brutus at his house.
Ah bir bilse insan neye varacak bugünkü işin sonu!
O, that a man might know the end of this day's business ere it come.
Ve öylece geçip gidiyorlar
The times that ere gone by
Ama sizi temin ederim, başka bir güneş belirmeden önce, İngiltere sarayının tamamı, soytarılar kralı Giacomo'nun cazibesine, şakalarına ve şarkılarına karşı koyamayacaktır.
But I assure you, ere another sun has set, the entire court of England will succumb to the charm, wit, and song of the incomparable Giacomo, king of jesters..
Yarın mecliste, biz görüşmeden bir çözüm bulunmalı.
A solution must be found ere we meet in council, tomorrow.
Siz Kraliçe olmadan, ya da kocanız Kral olmadan önce, onun işleri yürüsün diye yük hayvanı gibi çalıştım.
Ere you were queen, aye, or your husband king...
Neydiniz, ne oldunuz. Unuttuysanız ben size hatırlatayım.
Let me put in your minds, if you forget, what you have been ere this, and what you are.
Ama benim ilk dişim iki yılda çıktı.
'Twas full two years ere I could get a tooth.
Ben sanıyordum ki annemle kardeşim York çok önce beni yolda karşılarlar.
I thought my mother and my brother York... would long ere this have met us on the way.
Ee, Catesby şu yaşıma on beş gün daha eklenmeden, başıma gelecekten haberim bile olmadan apar topar çekip gitmiş olacağım demek.
Well, Catesby... ere a fortnight make me older... I'll send some packing that yet not think on't.
Catesby bizim işle ilgili olarak Hastings'i yokladı. Adam huzursuz olmuş ve hararetle karşı çıkmış. "Efendisinin evladı" nın, saygıdan bu ifadeyi kullanmış, İngiltere tahtını kaybetmesine göz yummaktansa kellesini kaybetmeye razıymış.
Catesby hath sounded Hastings on our business... and finds the testy gentleman so hot... that he will lose his head ere give consent... his master's son, as worshipful he terms it... shall lose the royalty of England's throne.
Kutsal yağ yerine zehirle yağlansam da, daha kimse "Tanrı Kraliçeyi korusun!" diyemeden ölsem.
Anointed let me be with deadly venom... and die ere men can say God save the queen.
Göz kapaklarımı örtmeden önce, hiç uyumayacak ruhumu sana emanet ediyorum.
To thee I do commend my watchful soul... ere I let fall the windows of mine eyes.
"Hepsi olacak gün batımında."
"That will be ere the set of sun."
"'... küçük mumunla aydınlat beni yatağımın üzerine uzanmadan ben, kapatmadan göz kapaklarımı uykuya "'...
"light me with your little candle " ere upon my bed I lay me, ere in sleep I close my eyelids "...
"Kitap mesel ile sempatik."
"Able was I, ere I saw Elba."
- Rütbeni ere indirdim.
- I reduce you to Private.
Acemi ere karısıyla fingirdeşmesi için izin veriliyor!
A rookie allowed to monkey around with his wife!
Benim gibi bir er parçası Kaji gibi bir usta ere öğretebilir ki?
What could a mere private like me teach PFC Kaji?
Peki ona ne isim vereceksin?
'Ere, what you gonna call it?
Öğleden sonra Bayan Ferriere'yi gördüm.
I saw Madame Ferri'ere this afternoon.
Uzak diyarlarda iki yabancı karşılaşırsa kısa bir zaman sonra, tekrar birbirlerini görürler diyen Shakespeare değil miydi?
Wasn't it Shakespeare who said when strangers do meet in far-off lands... they should ere long see each other again?
Hey, gel buraya Eliza.
Hey, you come'ere, Eliza.
Ben de parasını ödemeye hazırım işte.
Well,'ere I am ready to pay'im.
Defolun burdan.
Get out of'ere.
" Seni öldürmeden önce öpmüştüm.
I kissed thee ere I killed thee. No way this...
Alın.
'Ere, take'em.