English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turco → Inglês / [ E ] / Escaping

Escaping tradutor Inglês

1,383 parallel translation
Yeni plasentalar için kaçmaya şartlanmış...
He's obsessed with escaping to get new palcentas.
Geçici bir mucize, mantığını hala kavrayamadım ama hedefe yaklaştım.
" The phenomena are transient, their logic is still escaping me, but I'm close to the aim.
Sonunda kaçıyorum.
I am escaping at last. "
Riskli olmayan bir kaçış yolu biliyor musun?
But do you know a way of escaping that is not?
Okuyarak kaçmak en iyisi.
What's better than escaping by reading?
Açıkçası, kaçmaya niyetim yok.
Frankly, I have no interest in escaping.
Belki de kaçıştan bahsetmenin nedeni Paquerette'i etkilemekti...
Maybe you talked about escaping just to impress Pâquerette.
Bu gece kaçıyorum.
Tonight, I'm escaping.
Hapsedildiğinde, sadece gençlik tedavisine devam edebilmek için kaçmayı düşündü...
When he got imprisoned, he only thought of escaping to continue his youth treatment.
Gerçeklerden kaçıyor musun?
Escaping from reality?
Muhammed Medine'ye tehlikeden kaçan biri gibi sığındı.
Muhammad arrives in Medina as somebody who was escaping danger.
Yuiko! Takaya. bu da ne?
Lord Kojiro, there is no escaping.
Oh tatlım, herkesten herşeyden kaçıyordum
Oh honey, I was escaping from everything and everyone.
Federal gözaltından kaçmak ve başka bir ülkeye gitmekle Amerikan hükümetine bilerek ve isteyerek karşı çıktığımı ispat edecek!
Escaping and crossing the border proves I acted in opposition to the US Government.
Ölümden kaçmak mı?
Escaping death?
Kaçan gemide gövde yırtığı tespit edildi.
Escaping ship, hull rupture aft.
Gerçekten kaçıyorum.
Escaping reality.
Nehre mi kaçıyorsunuz?
Are we escaping to the river?
Kaçmak için daha iyi bir fırsat, değil mi?
We have better chance of escaping, yeah?
Adaletsizlik Loncası az önce şehir darphanesini soydu ve kaçıyorlar.
The Injustice Guild has just robbed the Seaboard City Mint. Now they're escaping by blimp.
- Kaçıyorlar.
- They're escaping.
- Ya da kaçıyor.
- Or escaping.
Hayır, o ses yağ kıvrımlarından çıkan havadan gelmiş.
No, that was air escaping from the folds of his fat.
Hâlâ kaçmaya çalışıyoruz.
We're not done escaping yet.
Kaçan Yerçekimi
Escaping Gravity
Kaçmak için bir nedenimiz yok. Bunu inkar edemeyiz.
There's no escaping reason, no denying purpose.
Size evrenin doğasından kaçış olmadığını daha önce de söylemiştim.
I told you before, there is no escaping the nature of the universe.
Kaçıyoruz!
We are escaping!
Kaçış planının için üzüldüm.
I'm sorry for your escaping plan
Fakat eğer kaçmak için o iki polisi öldürürsen, çok kötü olur.
But if you kill theses two cops for escaping that will be bad
Valdemar'ın pençelerinden kaçmak, bu oldukça etkileyici.
Escaping from Valdemar's clutches- - that's quite impressive.
Esirler kaçıyor!
The prisoners are escaping!
Kaçış yok.
There's no escaping.
-... hastaneden kaçacağız.
like we're escaping the hospital.
Bu adamlar gözaltından kaçıyordu.
These men were escaping from custody.
Korkarım benim sanat çalışmalarımdan kaçış yok.
I'm afraid there's no escaping my artwork.
Bu kez kaçamayacaksın, hayatım.
No escaping from you this time, darling.
Şimdi, Kuzey Kore'nin totaliter rejiminden kaçtığı için Lim Byung-ho'ya büyük bir alkış verelim.
Now, for escaping North Korea's totalitarian regime, Let's give a big applause to Lim Byung-ho
Tutuklu kaçıyor!
Inmate escaping!
Çabuk olun, kaçıyor!
Quick, she's escaping!
Başka bir dünyaya kaçmak tek kurtuluş yolu mu?
Is escaping to some other world the only way out?
Kaçmıyorum.
I wasn't escaping.
Pleasant Paddocks'da, Alzheimer'li hastaların kaçması büyük bir problemdi.
Escaping Alzheimer's patients were a particular problem at Pleasant Paddocks.
Dövüşmeden kaçmayı düşünebilirsiniz ama bilmelisiniz ki hayatta kalamazsınız.
Should you think of escaping without fighting, you must know that you cannot survive.
Hanımefendi, kocanız bu sabah hapishaneden kaçarken öldürüldü.
Ma'am, your husband was killed this morning escaping from that jail.
Randall'ın söylediğine göre mahkumun biri kaçış için yanaşmış.
Randall said a convict had... approached him about escaping.
Yani bir çizgi namludan, diğeri ise susturucudan olmuş. Üstündeki katmanlar çıkan sesleri kesmiş.
So you have one set of striations from the barrel another set from the silencer,... and then, finally, the washer fragments to silence any escaping sound.
Sanıyorum ki bu kaçtığım cezaevi ile ilgili.
I assume this has something to do with my escaping prison.
Yolculuğum bu gemide son buldu... bu yaşayan gemide... Hapishane kaçaklarıyla dolu gemide.... sonradan dostlarım olan.
I ended up on this ship... this living ship... populated by escaping prisoners... who became my friends.
Aklından bir an bile olsa kaçma düşüncesini çıkarmıyor.
Idea that has never given up escaping in her soul
McGyver'la birlikte harekete geçiyoruz. Tamam.
Here Casper, the ship nine he is escaping, change.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]