Euclid tradutor Inglês
132 parallel translation
Euclid Sokağı, Wilkes-Barre, Pennsylvania.
Euclid Street, Wilkes-Barre, Pennsylvania.
- Nat'ın şarküterisinden. Euclid Caddesi'nde.
- Nat's Delicatessen, on Euclid Avenue.
Euclid'ten doğal bir açısal örnek.
A good example of the Euclidean dogma.
Euclid iyi bir Hristiyandı ve tüm köy de bunu biliyordu.
Euclid was a good Christian, and the whole village knew it.
Hala Euclid hakkında konuşmuyorsunuz ya!
You're not still going on about Euclid!
İngilizler, Euclid levazımatçı, rahip, patron, tüm çete.
The English, Euclid, the undertaker, the priest, the boss, the whole gang.
Bir sürü kompleksim vardı, Euclid kompleksi, sonra...
I've several complexes. The Euclid complex...
Kralinin zorlandigi, matematik problemlerinin çözümünü kolaylastirmak için, harika bir sekilde geometriyi gelistiren, Öklid'te buradaydi.
And there was Euclid who brilliantly systematized geometry who told his king, who was struggling with some difficult problem in mathematics that there was no royal road to geometry.
Öklid geometride ne yaptiysa Trakyali Dionysius'ta, konusma dilindeki isimler, fiiller vesaire üzerinde çalisarak, bir sekilde dili gelistirdi.
There was Dionysius of Thrace, the man who defined the parts of speech : nouns, verbs and so on who did for language, in a way, what Euclid did for geometry.
Öklid, 23 yüzyıl boyunca insanların okuduğu bir geometri kitabı yazdı...
Euclid produced a textbook on geometry which human beings learned from for 23 centuries.
Arşimet ve Öklid. Duymuşsunuzdur belki.
Archimedes and Euclid, you may have heard of them.
Siz bir aşk hikayesi üzerinde çalışır veya aşığınızı kaçırır gibi romantizmle, renklenmeyle aynı etkide olan beşinci bir Öklit planına yeltendiniz.
You have attempted to tinge it with romanticism, which has much the same effect as if you worked a love-story or an elopement into the fifth proposition of Euclid.
En kötü ikinci haberse dün gece kokain için para isteyen birkaç çocuğun Euclid Bulvarı'nda 80 yaşında bir kadının boğazını keserek öldürmesi. Hepsi Dallas'ta.
The second worst news is that some kids needed money for crack last night, so they stuck a knife in the throat of an 80-year-old grandmother... down on Euclid Avenue right here in Dallas.
All Saints.
- Oh, All Saints, on Euclid.
- Euclid Caddesi.
- Euclid Street.
Euclid'in 47. kanunu.
Euclid's Proposition 47.
Öklid, NTC yarın 100 puan düşecek diyor.
Euclid predicts NTC will break 100 tomorrow.
Öklid, AAR'yi altı buçuk olarak tahmin etti.
Euclid predicts AAR at six and a half.
Öklid iflas etti.
Euclid crashed.
Mutlu yıllar, Öklid.
Happy birthday, Euclid.
Şekil üzerinde çalışmak Öklid'in bilince kavuşmasına neden oluyor.
Studying the pattern made Euclid conscious of itself.
Efendim, Almanlar görünürdeki her şeyi bombalarken... - Öklit'in bize ne faydası var
Sir, what use is Euclid when the Germans are bombing everything in sight?
- Oklit'in ne faydası olabilir...
What use is Euclid?
Eğer Öklit olmasaydı, Messerschmitt asla uçamazdı ve buluttan buluta geçip İngilizleri, 800 yıldır... İrlandalılara yaptıkları yüzünden hak ettikleri gibi canlarından bezdirecek şekilde bombalayamazdı.
Without Euclid, the Messerschmitt could never have taken to the sky... and dart from cloud to cloud... and bomb the be jesus out of the English, who deserve it after what they did to the Irish for 800 years.
Öklit, hoşluktur, güzelliktir ve asalettir
Euclid is grace and beauty... and elegance.
Öklit'i sevmek bu dünyada yapayalnız olmaktır.
To love Euclid is to be alone in this world.
" Daha fazlasını öğrenmek isterseniz, 13. Euclid sokağına gidin.
" If you wish to learn more, go to 1 3 Euclid street.
Biriniz 46 Euclid'e gidiyor.
Another run to 46 Euclid.
Söylediğine göre öğretisini mahvetmek istemiyor, 46 Euclid'e daha fazla porno taşımak istemiyor.
He said he doesn't wanna screw up his karma by delivering any more porno to the twist at 46 Euclid.
- Evet. Bir şiddet olayı ihbarı aldık. Euclid Bulvarı'ndaki bir gazete otomatına hasar vermişsiniz.
I'm looking into a report of vandalism... of a newspaper vending machine on Euclid Avenue.
2348 Euclid.
2348 Euclid.
Belki sonunda polise gitmekle tehdit etti.
He preceded euclid by three centuries, i believe.
- Crash. 1313 Euclid. Bir bar.
Crash, 1313 Euclid.
Öklid, bizim mekanımızdı.
The Euclid was our place.
Birisi onu bulmuş. Euclid Sokağı.
Somebody found him. 52903 Euclid Street.
Kızlar yetimhanesi işletmeye başlamadan önce... şişko Bayan Anderson Euclid Caddesi'nde... erkekler yetimhanesi işletiyordu. Her sabah saat beşte, inek çanını çalarak... hepimizi uyandırdıktan sonra... koca kıçıyla erkekler yatakhanesinden... çıktığını görürdüm.
Before she ran a girls'orphanage, fat Mrs. fucking Anderson ran the boys'orphanage on fucking Euclid Avenue, as I would see her fat ass waddling out the boys'dormitory at 5 : 00 in the fucking morning,
O 7 dolar 60 küsur senti ona vermek zorunda kalmıştım. Annem parayı, kapıya... 1, 2, 3, 4 kere vurmadan önce... elime sıkıştırıp, koşarak Euclid Caddesi'nde kaybolmuştu.
I had to give her $ 7 and 60-odd fucking cents that my mother shoved in my fucking hand before she hammered one, two, three, four times on the fucking door and scurried off down fucking Euclid Avenue,
Chaucer'i, Euclid'i, Kafta'yı veya Machiavelli'yi aylarca düşünmeme gerek yok.
I don't have to think about Chaucer, or Euclid... or Kafka, or Machiavelli for months.
Euclid'den Eddie Burke'yi hatırladınızmı?
Do you remember Eddie Burke, who lived on Euclid?
Euclid ırmağının üstünde eski bir üstgeçit vardı.
There was an old footbridge over the Euclid River.
Acaba Mortimer, Öklid'in Geometri kitabını üç kez okudu mu?
I wonder if Mortimer ever read "Euclid's geometry" three times.
Öklid'in Geometri'sini okudun mu?
Have you read "Euclid's geometry"?
Born Bulvarı'ndan, Euclid Caddesi'ne kadar geçen birkaç kısa lâhza içinde Harold'ın hayatına dair tüm hesaplar tüm kurallar ve tüm doğrular bir bir yok olup gitmişti.
For a few, brief moments, from Born Boulevard to Euclid Avenue all the calculations and all the rules and all the precision of Harold's life just faded away.
Bu şekilde bir beyefendi olduğunu sanıyor. - Sen bunu nereden biliyorsun? - Cindy birkaç gün önce bana söyledi?
For example, 70 % of Euclid graduates take care of their parents in retirement.
43.cadde ile Euclid civarında.
43rd and Euclid.
Fark ettik ki elimizdeki şey, Euclid Ormanı probleminin klasik bir örneği.
We realized that what we have is a classic example of Euclid's Orchard.
142 Euclide marka bilgisayara Linux kurulumu.
Linux install at a factory off Ventura, 142 Euclid.
Kenara falan çekemem.
I have a home install at, uh.... 142 Euclid? Well, I can't pull over.
- Bir eve gidip Linux... - 142 Euclid mi? Bil bakalım seni kim çağırttı.
Guess who called that in.
Bir şey değil...
8 : 00 p.m. 6947 Euclid.
O ve onun o gösterişli ortopedik ayakkabısı.
At Euclid, we think it's about results.