Evdesin tradutor Inglês
636 parallel translation
İki hastaya bakmak için o evdesin,... evdekilerin hareketlerini denetlemek için değil.
You're in that house to watch two patients, not to oversee the conduct of its members.
Şu anda Alplerdeki barbar kulübende değilsin, kültürlü bir evdesin.
You are not in your barbarous hut in the Alps now, but in a cultured home.
Niye evdesin?
Why stay home?
Artık evdesin ufaklık.
You're home now, kid.
Baba, bugün evdesin.
Father, you are home today
Nasıl oluyor da cumartesi gecesi evdesin?
How come you're home on a Saturday night?
Daima büyük evdesin.
You are always at the big house.
Şimdi evdesin.
You're home now.
Sen neden evdesin?
Why are you home?
Evdesin, yatağında uyuyorsun.
YOU SAID SO YOURSELF. YOU'RE AT HOME, ASLEEP IN BED.
Bugün evdesin!
You're home today!
Tanrı'ya şükür evdesin.
Thank God you're at home.
- Uzun süredir hep evdesin...
- You've been stuck so long...
Sen seçildin, ev arkadaşısın. Evdesin! Harika, değil mi?
You got chosen, you're a housemate, you're in the house!
Allaha'a şükür evdesin.
Thank God you're home.
- Uzun zamandır mı evdesin?
- Been home long?
Oliver, artık evdesin.
Oliver, you're home now.
Evet, fakat şimdi evdesin.
- Look, that's very flattering, but...
Cumartesi gecesi niye evdesin?
What are you doing home on a Saturday night?
Baba, artık evdesin ya.
Daddy, you're home now.
Şimdi evdesin ve seninle olmak istemesi doğal bir şey.
You're home, and... it's only a natural thing for him to wanna be with you now.
İşin gece bitiyor sanıyordum, bu saatte evdesin. Neden böyle erkenden?
I thought you'd only be finished by night, and you're already at home.
Neyse ki evdesin.
I'm glad you're home.
- Neden evdesin?
- Why are you home?
Madem evdesin, bari takımımı ütüle. Mavi olanı. Yarın Rinaldo'nun terfisini kutlamak için arkadaşlarla yemeğe gideceğiz.
Iron my blue suit for the promotion of Rinaldi tomorrow.
- Evdesin ama.
- But you are.
Elmer, çok şükür evdesin.
Elmer, thank God you're home.
Evdesin!
You're home!
Tanrıya şükür evdesin.
Thank God you're home.
Uzun bir zamandır evdesin ama trans halindesin.
That little time you are at home, you are just passing by.
Jonathan, evdesin.
Jonathan, you're home.
geldik. evdesin, güvendesin, yaşıyorsun.
Here. You are at home, you're home safe, you are alive.
Neyse, şimdi evdesin.
Anyway, you're home now.
Marsha... Evdesin zaten.
marsha... youarehome.
Uh, Ben David, Burda yaşıyorum, bence yanlış evdesin tatlım,
Uh, I'm David, I live here. Think you have the wrong house, dear.
Şu anda evdesin.
You're home now.
Evdesin ve açmıyor musun?
Are you really home and not picking up?
Peki, ne zamanlar evdesin?
So, when are you home, Aggie? This week?
- Bir saatte yolda oyalandın diyelim saat yedide evdesin.
You'd be home by seven.
Yabancı bir evdesin. Bazı belgeler çaldın.
You're in a strange household.
Baba, demek evdesin.
Oh, Daddy. You're home.
Ne de olsa akşam evdesin değil mi?
I mean, you are in for the evening, no?
- Ne zaman arasam hep evdesin.
- You're in every night of the week.
Nerede olduğun farketmez artık evdesin.
Doesn't matter where you are you're home.
Cevap vermemen şuna inanmama neden oluyor. a ) Evde değilsin b ) Evdesin ama benimle konuşmak istemiyorsun veya c ) Evdesin, benimle konuşmak istiyorsun, ama bir eşyanın altında kalmışsın.
The fact you're not answering leads me to believe you're either, A : not at home, B : home, but don't wanna talk to me, or C : home, desperately wanna talk to me, but trapped under something heavy.
- Bart. Evdesin!
- Bart? You're home!
- Artık evdesin. - Hayır, yine gideceğim.
- You're home now.
Evdesin.
You're home.
Sen evdesin.
You're home.
Evdesin.
You okay?
Şimdi evdesin.
You're at home, now.