Evlâdım tradutor Inglês
167 parallel translation
Neşelen evlâdım.
And cheer up, my boy.
Ama biraz solgun görünüyorsun evlâdım.
But you're a bit pale, my dear.
Ne yapmam gerekiyor? Zor bir durum, evlâdım.
You should not let your husband down, especially... knowing that he loves you.
- Hayır demeye cesaretin olsun, evlâdım.
- Have courage, my boy, to say no.
Zor bir durum, evlâdım.
You must not abandon your husband now!
- Söyle evlâdım, ne vardı.
Out with it, my boy.
Tam olarak nasıl hissettiğini biliyorum, evlâdım.
I know exactly how you feel, my son.
Canım evlâdım, göreceksin, burada bizimle güvende olacaksın.
My daughter has told me the whole story. My dear, dear boy.
O zaman evlâdım, bekleyelim. Ayinden sonra konuşuruz.
In that case, my son, see me after Mass.
Eee, evlâdım?
Well, my child?
İsmin ne, evlâdım?
What is your name, child?
Alucarda, evlâdım!
Alucarda, my child.
Dua et evlâdım.
Pray, my child.
- Buyur evlâdım.
- Yes my child.
Gerçekler bana anlatıldı evlâdım.
The facts were explained to me my child.
Quentin, yavaş ol evlâdım!
Quentin, take it easy!
- Ah, o bizim hayırsız evlâdımız daima dolandıran ve çalan.
- Oh, he's our black sheep, always scamming and stealing.
- Evlâdım kurtar beni.
- Son... - Release me.
Evlâdım... Sırça köşklerinizden adım atmıyorsunuz.
You never leave the protection of your gardens.
- Sağol, canım evlâdım.
- Thank you, sonny boy.
Devam et. - Sağol, canım evlâdım.
- Thank you, sonny boy.
Sen hangi bölümdensin evlâdım?
Fat Bull, which department you come from?
Güzel evlâdım okuldan atılıp, mafyaya katılırsa!
Even my good son has been kicked and joint the triad now.
Evlâdım, kim sana zarar verirse Tanrı onu Cehennemde yakacak!
My son, he who harms you by God he will burn in Hell!
Evlâdım, sen ölümsüzlük krallığına giden yolunu perçinledin.
My son, you have paved your way into the kingdom of immortality.
Evlâdım bana ne bundan? Kadın istemedikçe hiçbir şey olmaz bu yaşa kadar bunu da mı öğrenemedin?
If the woman does not want, nothing happens.
Tanrı seni kutsasın evlâdım.
Bless you, my child.
- Çünkü koca kıçlı değilsin evlâdım.
- Because you don't have a bottom, son.
- Teşekkürler, evlâdım!
( Greetings ) - My blessings, son!
Sabırlı ol, evlâdım.
Be patient, child.
Evlâdım, bir damla suyla tatmin olmak için uğraşacağına
My son, don't be satisfied with a drop of water.
Görev bu evlâdım!
This is duty!
- Aferin evlâdım!
- Good job son!
Zor zamanlar, evlâdım.
Hard times, son.
Elbette evlâdım.
'Course you can, love.
Hâlâ biraz çatlaksın evlâdım.
Oh, you're still a bit cracked, my boy.
Tamam, sona kalan hanım evlâdıdır.
Okay, last one in is a sissy.
Hanım evlâdı seni.
You're a softy.
Hanım evlâdı olmayın!
Oh, don't be a sissy.
Hanım evlâdı olmam doğaldır!
I'm supposed to be a sissy!
- Ye, evlâdım.
My son, you smoke too much.
Oh, sağol, canım evlâdım.
- Oh, thank you, sonny boy.
Ve ona, hanım evlâdı demenizi istemiyorum.
And I don't want you calling him a sissy.
Ayağa kalk hanım evlâdı!
Get up sissy.
Ne yapıyorsun bu hanım evlâdı takımı içinde?
What're you doing in that sissy outfit?
Hanım evlâdı, seni yumuşak...
Sissy, you nancy boy...
Başkalarına hanım evlâdı diyenler, aslında geyliklerini gizleyenlerdir.
People who accuse others of being gay are often covering up their own latent homosexuality.
Kalktığında bayılıyordun, hanım evlâdı.
You almost fainted gettin'off the table, you pussy.
Hanım evlâdı olduğu gösterir.
That means you're a pussy.
Kabul etsene, hanım evlâdı.
Take the bet, you fucking pussy.
Hanım evlâdı!
Sissy!