Fellas tradutor Inglês
6,839 parallel translation
Evet beyler.
Oi, fellas.
Dostlar, tam da yardıma ihtiyacım olduğu sırada geldiniz.
Fellas, it's about time you got here to help.
- Görüşürüz arkadaşlar.
- See you, fellas.
İyi akşamlar beyler.
Evenin', fellas.
- Dostlar, naber?
- Fellas, what's up'!
Beyler, oyun başladı.
Oh, fellas, it is on.
İşi kendileri hâlledemeyip parayla adam öldürmek için birisini tutan o kadar adam var ki.
It's hard telling how many fellas want a man dead enough to pay for it, but not enough to do it themselves.
Bilirsiniz, erkeklerin para için popo salladıkları türden.
You know, where fellas shake it for money and whatnot.
Hey, çocuklar.
Hey, fellas.
Çocuklar için de bir şey ısmarlamak ister misin?
Do you wanna buy anything for their fellas?
Ismarlayacak gibi mi gözüküyorum?
Do I look like I'd like to buy something for their fellas?
İyi uçuşlar beyler.
Have a great flight, fellas.
İşte yangın çocuklar!
Thar she burns, fellas!
Hayır, söylemiştim size beyler Bay Morehouse çalışmamı istedi.
No, I told you fellas that Mr. Morehouse had me working on that. It belongs to him now.
Dostum, neden şuraya koymuyorsunuz?
Fellas, why don't you put it over there?
Kızın iki ayrı adamdan iki çocuğu daha varmış ama oğlum bundan rahatsız olmadığına göre ben de olmayacağım.
This girl has two other children by two other fellas, but doesn't seem to bother my son, so I'm not gonna let it bother me.
- Avustralya'yı sevdiniz mi çocuklar?
- How's Australia treating you fellas?
İki dost güzel güzel konuşuyorduk biz, değil mi?
We... we... we... we... We're just two fellas talking, right?
Hess, Fargo'daki örgüt adamlarına bağlı değil miydi? - Silah kaçakçıları filan?
Isn't Hess tied to that syndicate of fellas out of Fargo... gunrunners and such?
Ayrıca çok yer kaplıyorlardı.
- Big fellas, too.
Günaydın çocuklar!
Morning, fellas!
- Beyler? - Harbi mi?
- Ah, fellas!
Ama şimdi, iyi haber çocuklar.
But now? Good news, fellas.
Evet size dürüst olmalıyım çocuklar.
Yeah, you know, I got to be honest, fellas...
Size ifade veriyorum gibi düşünmeyin ama Canyon Valley'e gelmeyi 6 aydan fazladır bekliyordum.
You know, I didn't mean to bail on you fellas, but I've been waiting over six months to get into Canyon Valley.
Geçtiğimiz bir kaç gündür nasıl çalıştığınızı izliyordum. Çılgıncaydı.
Watching you fellas operate for the past few days, uh, it's kinda kooky.
Beyler hiç birinizde bilgisayar yok mu?
Hey, any of you fellas got a pc?
Birkaç adam gelip kızın ölümü ile ilgili sorular sordular. Yardım edebileceklerini söylediler.
A couple fellas came by, asking questions about the girl's death, suggested they might be able to help.
Beyler bunu görmelisiniz.
Fellas, you want to see this.
Süper planmış!
Hell of a plan, fellas!
Size ne getireyim?
What can I get you fellas?
Hey, çocuklar!
Hey, fellas! Come on!
Hiç iyi arkadaş değiller. Ayrıca çok kuvvetliler.
They're not nice fellas and they're very powerful.
Senden daha temiz olan bir sürü adam var.
There are plenty of fellas with cleaner fingernails than you.
Geldiler, arkadaşlar.
Hey, fellas, they're here.
Sizi biraz bekletmek zorunda kalacağım.
Gonna hold you fellas up here just a minute.
Çok sağ olun beyler.
Thanks a lot, fellas.
Yapmayın ama beyler.
Come on, fellas.
Biraz meşgulüm beyler.
Little busy fellas.
Çok dikkatli olmalısınız beyler.
You got to be very careful, fellas.
Nasıl bakıyor, beyler?
How we looking, fellas?
Cornell'den birkaç herif gelip ölüye 75 dolar teklif etti.
Some fellas from Cornell came by and gave me 75 bucks for the stiff.
Nasıl gidiyor, beyler?
Hey. How's it going, fellas?
Sizi birkaç dakika bekletmek zorunda kalacağım.
Gonna hold you fellas up here just a minute.
Millet üzerlerinden tren gibi geçiyor.
Fellas are running trains on them.
- Merhaba beyler.
- Hey, fellas. Look at you.
Umarım bugünden iyi bir ders çıkarırsınız dostlar.
I hope you fellas learned a valuable lesson today.
Merhaba beyler.
Hey, fellas.
Yemek yiyin beyler.
Carb up, fellas.
Dostlar.
Fellas.
Müsaadenizle arkadaşlar...
Uh, excuse me, fellas.