Fibonacci tradutor Inglês
127 parallel translation
- Bunlar Fibonacci sayıları.
- Those are Fibonacci numbers.
Bilirsin, Fibonacci dizisi gibi...
You know, like the Fibonacci sequence?
Fibonacci?
Fibonacci?
Fibonacci, 13. yüzyılda yaşayan İtalyan bir matematikçi.
Fibonacci is an Italian mathematician in the 13th.
Salyangoz kabuğu Fibonacci dizisine uygun kıvrılır.
The turns of a snail's shell follow a Fibonacci sequence.
Hilbert'in probleminin kalbindeki denklemleri kullanarak sayıların ünlü Fibonacci dizisini nasıl içine alabileceğini buldu.
He saw how to capture the famous Fibonacci sequence of numbers using the equations that were at the heart of Hilbert's problem.
Söylentilere göre birisi Fibonacci'nin yerini biliyormuş ve sen hiç bir şey yapmıyormuşsun.
Word is there's someone in here who knows where Fibonacci is, and you're not doing anything about it.
Görünüşe göre Fibonacci yeniden ortaya çıkacak.
Apparently, Fibonacci's coming up for air again.
Fibonacci dizisi.
The Fibonacci sequence.
Fibonacci gerekirdi.
It would take Fibonacci.
Sana Fibonacci'yi vereceğim- -
I'll give you Fibonacci- -
John, söyleyeceğim şu ki buradaki birisi Fibonacci'nin nerede olduğunu biliyor, Ve sen bununla ilgili hiçbir şey yapmıyorsun.
John, word is that someone in here knows where Fibonacci is, and you're not doing anything about it.
Belli ki, Fibonacci tekrar günyüzüne çıkıyor.
Apparently, Fibonacci's coming up for air again.
Fibonacci'yi bulacağız.
We'll get Fibonacci.
Fibonacci.
Fibonacci.
- Birisi Fibonacci'yi bulmuş.
- Someone found Fibonacci. - Who was this someone?
- Kim? - Fibonacci nerede?
- Where is Fibonacci?
Otto Fibonacci seni ele verdi.
Otto Fibonacci fingers you.
Ama şunu biliyorum, Fibonacci önümüzdeki ay ifade verirse, ikimiz komşu olacağız.
But what I do know is that if Fibonacci testifies next month, you and I are gonna be neighbours.
Fibonacci'nin nerede olduğunu söyledi mi?
Did he tell you where Fibonacci is?
Sen bana bir uçak bul, sana Fibonacci'yi vereyim.
You get me a plane, and I'll get you Fibonacci.
Fibonacci ifade vermeden, çıkmak zorundayım.
I need to be outside before Fibonacci testifies.
Fibonacci nerede?
Where is Fibonacci?
Fibonacci bu mu?
That's Fibonacci?
Birisi Fibonacci'yi bulmuş.
Someone found Fibonacci.
- Fibonacci nerede?
- Where's Fibonacci?
Görünüyor ki, Fibonacci tekrar gün yüzüne çıkacak.
Apparently, Fibonacci's coming up for air again.
Artık Fibonacci hakkında hiçbirşey söylemeyeceğim.
I don't give a damn about Fibonacci anymore.
O zaman neden Fibonacci hakkında konuşuyoruz?
Then why are we talking about Fibonacci?
Ve yapabileceğim tek şey ona Fibonacci'yi vermek.
And the only way I can do that is if I can give him Fibonacci.
Görüyorsun, eğer Fibonacci gelecek ayki toplantıda sahitlik ederse,
You see, if Fibonacci testifies in front of the congress next month,
Ama eğer ona Fibonacci'yi verirsek, bize istediğimiz herşeyi verecek- - Herşeyi- - o özel oda da dahil.
But if we give him Fibonacci, he will give us anything- - anything- - including that very special room.
Otto Fibonacci... senin gibi birisi.
Otto Fibonacci is... is just like you.
Eğer Fibonacci'yi istiyorsa, yapmak zorunda.
If he wants Fibonacci, he's gonna have to.
Bu çocuğun Fibonacci'den vazgeçeceğini mi söylüyorsun?
You're telling me this kid is gonna give up Fibonacci?
Seni Fibonacci için arayabileceğimi hatırladın mı?
Remember when I said I might be calling you on Fibonacci?
Eğer şerif oradaysa, o zaman Fibonacci'yi koruyan olmayacaktı.
If the sheriff was available, then he wasn't the one guarding Fibonacci.
Ve Pronzo yerinde olmadığından dolayı, karısı ve çocukları onu evde beklediğinden, yaptığı tatilin Fibonacci'yle olduğunu biliyordum.
And since Pronzo was the only one who wasn't in his office, and his wife and kids were waiting for him at home, I knew the only vacation he was taking was with Fibonacci.
Yani bazı şerifler Fibonacci'yle sıkışıp kalmışlardı.
So some local sheriff is stuck in the middle of nowhere with Fibonacci.
İnternetten, nuramarayı takip ettim, Fibonacci'nin tam yerini buldum.
I went online, reverse-traced the number, and voilà, there was Fibonacci's exact location.
Fibonacci ya da buradaki tatlı kız arkadaşın?
Fibonacci or your pretty little girlfriend there?
Bu duvarların dışına çıktığımızda bana Fibonacci'yi vereceksin, değil mi?
You are going to give me Fibonacci once we're outside of these walls, right?
Sözüm şu ki ; burada birileri, Fibonacci'nin nerede olduğunu biliyor ve sen bunun için birşey yapmıyorsun.
Words is there's someone in here who knows where Fibonacci is and you're not doing anything about it.
Fibonacci'yi bulamıyorsun... böylece bende bulacak adam oluyorum.
You couldn't deliver Fibonacci... so I'm The Man in here now.
Bu, bir Fibonacci dizimi.
It's a Fibonacci sequence.
Bu, Saunière'in yerde bıraktığı şifre.
That's the code Saunière left on the floor. Fibonacci?
Bu, bir Fibonacci dizimi.
It is the Fibonacci sequence.
Fibonacci sayıları ancak, düzenli olduklarında anlamlıdır.
The Fibonacci numbers only make sense when they're in order.
Büyükbabanın Fibonacci dizisi.
Your grandfather's Fibonacci sequence.
- Fibonacci'nin.
- Fibonacci.
İnan bana, iyileşebilmek için Fibonacci'yi bulmam gerek.
Trust me, I need to reach out to Fibonacci, so we can heal.