File tradutor Inglês
16,540 parallel translation
Eski kurul üyesine karşı hukuk davası açmak istersem açarım.
If I want to file a civil suit against a former board member, I will.
Dosyasının bir kopyasını bize verebilir misin?
Could you print us off a copy of her file?
Dosyamı okudunuz mu?
Have you read my file?
O dosya sürükleyici bir roman gibi.
That file, it's a real page-turner.
Sıkıntı şu ki burada okuyan tüm öğrencileri hatırlarım. Mike Ross diye birisi yok. Dosyaları iki kez kontrol ettim ve bunu yolladım.
Problem is, I remember every student that's ever gone here, and there is no Mike Ross, so I double-checked my file room, and then I sent this.
Bir hata yaptığını, dosyayı bulduğunu söyle.
Tell'em that you made a mistake ; you found the file.
Bunu kayıtlara geçirmek mi istiyorsun?
So you want to file that thing? You go ahead.
Harvard'ın dosya odasına izinsiz kimsenin giremeyeceğini iddia ettiğiniz halde görevinizi ihmal ettiğiniz zamanlar olduğu doğru değil mi Bayan Sazs?
Isn't it true, Ms. Sazs, that while you claim no one had unauthorized access to the Harvard file room, there were times you were derelict in your duties?
Peki bu adamla o girilemez denen Harvard dosya odasında seks yaptığınız ve orada onu iddialara göre yalnız bıraktığınız da yalan mı?
It is a lie that you had sex with that man, and left him alone in the supposedly impenetrable Harvard file room?
Dava dosyasını uzat.
Hand over the case file.
Evet. DNA testi ile kanıtlayamıyoruz. Çünkü, 1990'da Reddington ortadan kaybolduğundan beri dosyasında hiç bir şey yok.
Yes, and we can't disprove it with DNA because there's nothing on file from 1990 when Reddington disappeared.
Görgü tanıklarına erişmek için bir hesaba ihtiyaçları var.
Case file on Shepherd includes the eyewitness account.
- O dosya.
That file.
Senin dosyan... Görgü tanığı dosyalarını Daltimore D.D.A.'den Peter Levy'in tutuğunu söylüyor.
Your file- - it says the eyewitness in the Shepherd case gave his statement to a Baltimore ADA by the name of Peter Levy.
Dün yeni bir dosya aldık.
We received a new file yesterday.
Ethan ve dosyası hakkında arama yapmış ona geçici olarak bakan kişinin bulunduğu...
He searched for Ethan, and in his file, his temporary emergency guardian is listed as- -
Seni kaçıranların babanın operasyonunu tam olarak nasıl anladıkları bulduğumuz dosyalarda yok.
Nothing in their file suggests that the men who took you had the ability to penetrate your father's operation.
Hesapta Dembe'nin vekaleti olduğu için imzası gerekecektir.
Dembe has a power-of-attorney letter on file, should a signature be necessary.
Orada iade için resmi bir istekte bulunurlar.
Where they will file a formal request for extradition.
- Hayır. Üzgünüm, dosyanızda annenizin sekizde bir Rus olduğu yazıyor.
I'm sorry, it says here in your file that your mother is one-eighth Russian.
Bu Saul Guerrero dosyasında çok düzenleme yapılmış.
A lot of redactions in this Saul Guerrero file.
Adamı aramaya başlamaları için şikâyetçi olmamız lazım.
We have to file a complaint for them to start looking for the guy.
Ben oğlumla ilgili kayıp ihbarı
I want to file a missing-persons report
- Velayet girişimi için kayıp ihbarı yapamazsınız.
- on my son. - You can't file a missing-persons report for custodial interference.
Efendim... Bunu masasında, dosya dolabının arkasında bulduk.
Sir... we found these in her office, behind the file cabinet.
Görevin, dosyada adı geçen gönülsüz tanığı bularak mahkeme celbi vermek için usule ait gerekli her adımı planlamak.
Your assignment is to lay out every procedural step necessary to locate and serve a subpoena to the reluctant witness in the file.
Joan'un bana verdiği tüm bilgiler de hayali miydi?
All that information in the file Joan gave me?
Dosyası bende değil.
I don't have her file.
Rapor yazacağını söyledi ama çekmecenin dibinde bir yere atılacağını biliyordum.
He said he'd file a report, but I knew it would just end up in the bottom of a drawer somewhere.
Tamam, bir bakayım. Derek Steelman'ın dosyası.
Okay, I'm looking at Derek Steelman's file.
- Dosyayı şifrelemiş.
- She encrypted the file.
Mayfair bizi kütüphanede yakaladıktan sonra onunla ne bir fotoğraf ne de bir bilgi paylaşımı yaptım.
After Mayfair caught us in the library, I didn't share another photo or file with him again.
Dosyasında itaatsizlik ya da zihinsel bir sorundan bahsedilmiyor.
His file didn't list any history of insubordination or mental illness.
Evet, ama dosyasında ölü olarak geçiyor.
Yeah, but his file also listed him as dead.
Bozuk sabit sürücülerden birinden bir video dosyasının bir kısmını kurtardım.
I recovered a partial video file off one of the damaged hard drives.
Paloma'nın dosyasına detaylıca bir baktım.
I took a closer look at Paloma's file.
Ya FBI dosyalarına erişimi ya da Jane bize gelmeden önce onunla bağlantısı varmış.
He either had access to Jane's FBI file or had access to her before she came to us.
O görmeden dosyayı yok et.
How'd you even know that? Destroy the file before she sees it.
- Dijital dosyası elinizde mi?
Do you have the digital file? Uh-huh.
Dışişleri Bakanlığı dosyasındaki gözetleme fotoğraflarıyla eşleşiyor.
She matches a surveillance photo the State Department has on file.
Korsanlar dosyaları hala indiriyor.
The hackers are still downloading that file.
- Mesela Jane'in vücudunda senin dava dosya numaran olduğunu bize söylemedin.
- For example, not telling us that one of your case file numbers was tattooed on Jane's body.
Fakat yine de bir önseziyle FBI dosyalarında onu kontrol etmek istedim ve gizemli bir şekilde bunun sunucudan silindiğini öğrendim.
Still, though, on a hunch, I wanted to check the FBI file on her and I found that it had been mysteriously erased off the server.
Kouri'nin dosyasını okudum.
I've read Kouri's file.
Shelby az önce ekibimin çalıştığı Adalet Bakanlığı dosyalarını çaldı.
Shelby just stole the Department of Justice file my team was working with.
Kouri'nin dosyasını okudun.
You read Kouri's file.
Sınıf arkadaşlarından birinden neden Omaha dosyasından kanıt aldığınla suçalanan bir mail aldım?
Why did I get an e-mail from one of your classmates accusing you of taking evidence from the Omaha case file?
Buradaki her bir dosyayı tek tek sıralıyorduk ki bu arada eğlenceli bir etkinlikti, efendim bunu bulduk.
So, while re-alphabetizing every single file in here... just a riveting activity, sir... there was this.
Sayın yargıç, bu gelişmeler ışığında, Nina O'Keefe yapılan tüm suçlamalar düşürülmüştür.
Your Honor, in light of these developments, the people file a motion to dismiss all charges against Nina O'Keefe.
- Evrak odasına.
To the file room.
Benden başka kimse dosyasını okumadı mı?
Anyone besides me even read her file?