English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turco → Inglês / [ F ] / Fired

Fired tradutor Inglês

17,801 parallel translation
Kovuldu!
He's fired.
Adamı kovdular mı?
They fired him?
Birileri buradan kovuluyor olsaydı bu işten çıkarma sebeplerine girerdi. Ama kovulmuyoruz.
It's grounds for dismissal if anyone ever got fired here, but they don't.
Postane'den kovulmana inanamıyorum anne.
Wow, Mom, I can't believe you got fired from the post office.
- Kes. Kovuldun.
You're fired.
Kovuldun.
You are fired.
Böylece hepsi bir gün babam tarafından kovulmuştu.
So all of them had been fired in one day by my father.
- Ateş edildi!
- Shots fired!
- Olmaz. Eğer zamanında gelmiş olsaydınız ateş edeceğiniz yere ateş edin.
Shoot over the suspect's body, in the direction you'd have fired if you'd have actually managed to get here in time.
Şüpheli silahını bize doğrulttu ve ateş etti.
The suspect turned his weapon on us and fired.
Yazılı ifademde olduğu gibi şüpheli tarafından bir kez ateş edildi. Hemen ardından kendim ve ekip arkadaşlarım Victor Charlie Beş İki'nin ve Victor Charlie Beş Üç'ün ateşleri takip etti.
As per my written statement, it's a matter of fact that there was one shot fired by the suspect immediately followed by a group of shots fired simultaneously by myself, Victor Charlie Five Two and Victor Charlie Five Three.
Burası silahı ateşlediği yerdi.
That's where he fired the gun.
Kafa yaralanmalarından üç mermi bulundu. Bunların 9x19 milimetre Parabellum mermisi olduğu ve Yetkili Ateşli Silah Memuru
Three bullets were recovered from the head wounds and were identified as nine by 19mm parabellum rounds fired by a Glock 17 pistol issued to
İlk ben ateş ettim, diğerleri de hemen arkamdan ettiler. O anda şüpheli yere düşmüştü ve ıskaladılar.
I shot first and the others fired a fraction later, by which time the suspect had collapsed.
İlk kimin ateş ettiğini söyleseniz daha kolay olmaz mı?
Would it be easier for you to tell us who fired first?
Şüpheli tabancasını bize doğrulttu ve biz karşılık verdik.
The suspect fired his pistol at us. And we fired back at him.
Şüphelinin ateş sırasında bir konumdan ötekine geçtiği sırada olmuş olmalı.
It must have been the suspect was moving from one position to the other as he fired.
Ateş ederken hareket hâlindeydi.
He was moving when he fired.
Ateş edildi. Beş Beş.
Shot fired, Five Five.
- Victor Charlie Dört Bir.
Shot fired.
Şüphelinin vücudunun üzerinden, zamanında gelmiş olsaydın ateş edeceğin doğrultuda ateş et.
Shoot over the suspect's body in the direction you'd have fired if you'd have actually managed to get here in time.
Ateş edildi!
Shot fired! Shot fired!
Görünene göre ölümcül atış yukarıya doğru ve Çavuş Waldron'un göğsüne yakın bir yerden ateşlenmiş.
It appears the fatal shot was fired in a position close to Sergeant Waldron's chest and aimed upwards.
Daha önce sadece Paris'te, Nathalie Duchamp adındaki bir kadında gördüğüm mermilerle vurulmuş.
Two shots fired with ballistics I've only ever seen once... in Paris... a woman named Nathalie Duchamp.
Bu hareket dedikodu mekanizmasını çalıştırmıştı.
That fired up the rumor machine :
Hiç bu silahı ateşlemedim.
I never even fired this gun.
Saldırdılar, üstümüze ordu gibi ateş açtılar!
And they set on us, they fired at us, like an army!
Silahlı saldırı.
Gunshot fired.
Kovuldun.
♪ You're fired.
Yani o gece bir otelde kaldın ve sonunda karına kovulduğunu söyledin.
So you stayed the night in a hotel, and that's when you finally told your wife that you got fired.
- Onu bulmazsak kovulmuş mu olacağız yani?
So we're, like, fired if we don't find it? Uh, yes.
- Kovulmanla ilgili yalan söyledin.
You lied to her about getting fired.
Beni kovdurdun.
You got me fired.
Pell davasında tüm ofisinizi kapsayan yaygın zina sebebiyle Büyük Yargı Davasında sonra kovulmuş.
Fired after the State Supreme Court disqualified your entire office from the Pell case due to "widespread misconduct."
Ama herkes kovulmamış.
But not everyone got fired.
Karısı çalıştığı kurumdan kovulmuştu.
His wife was fired from the town hall.
Dostu onun yerine ateş eder sonra delirir ve yoldaşlarını vurur ardından Güney'e kaçar.
So his friend fired the gun instead, and he went nuts and shot his comrades, then defected to the South.
Bu fişeği atanın Yüzbaşı Jang olduğunu söyleyin bana.
Just tell me Captain Jang fired that flare gun.
Bakın, ilk olarak neden Metro-General'den kovulduğunuzu anlamam gerek.
Look, I need to understand why you were fired from Metro-General in the first place.
Bunun beni kovduracağını biliyordum.
I should've known it'd get me fired.
2-Adam, ateş açıldı. 65.
2-Adam, shots fired.
Ateş açıldı.
Shots fired.
- Kovulan biri olursa haber verirsin.
Yeah, let me know if anyone gets fired.
Kimse bize bir şey anlatacağım, ve ben bilmiyorum o zaman zor gerekiyor.
They do not tell me anything, and then they fired me for not knowing.
- Çoğu onları geçmek kudit.
Many of the bullets fired transgress those vests, unless...
- Yani güzel haber, kovulmadın.
- So... good news is, you're not fired.
Bir serseri kalabalığa ateş açtıktan sonra kadının tek çocuğu arbedede ezilerek öldü.
Her only child was trampled to death, after some thug fired into a crowd.
Ateşi açan oydu.
He fired those shots.
Benny'nin gösterisinde kullanılanla aynı.
It's a.38. Same caliber fired at Benny's show.
Ben, için ateş edilmiş 45 dakika gibi,
I've been fired for, like, 45 minutes, and he's already locked me out.
Kendini kovdurmaya mı çalışıyorsun?
Are you trying to get fired?

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]