First tradutor Inglês
246,685 parallel translation
Hayır, biz ilk başladığımızda halılar yoktu, yalnızca aile işletmesi istiyordum.
No, now, when we first got started, it wasn't about carpets, I just wanted a family business.
Zavallı Brick olmasaydı kavga etmeye başlamazdık.
We wouldn't have been fighting in the first place if it wasn't for "poor Brick."
İlk fırsatta bağırdığımız yere geri döndük.
You know, first chance we got, we went right back to our yell-y selves.
Bir adamı çocuğunun önüne koyan biri.
I mean, a guy who doesn't put his own kids first?
Çok ilgilenen birisi bakmaya geliyor ama burada olduğunuza göre, ilk gelen ilk alır.
Uh... well, there is someone who's very interested coming by to look at it, but since you guys are here now, first come, first serve.
Kenny'nin ilk gülüşünü unutamazsın.
You don't forget Kenny's first laugh.
Dr. Goodwin salıya kadar teyzesinin cenazesinden ayrılamayacak çünkü önce veterinere uğraması gerekiyor.
Dr. Goodwin isn't gonna leave for his aunt's funeral until Tuesday'cause he's got to stop at the vet first.
Sen bir şeyler hissettiğim ilk kızsın ve bu oldukça yoğundu.
You're kind of the first girl I ever really fell for, and it was pretty intense.
Gelmeden arayamaz mıydın?
You could call ahead first?
Saçlarımı kestikten sonra beğendiğini söyleyen ilk kişiydi.
He was the first person to tell me he liked my hair after I cut it.
- İlk yapan sen olurdun.
You'd be the first to do it.
Sanırım boşanmamız ilk ipucuydu.
I guess the first clue should've been when we got divorced.
Ezik turunun ilk durağı bilim kütüphanesi.
And, uh, first up on the dork tour...
Adamın annesi en başta bir hayvanla karıştırılacak gibiyse içeriye girmek için bilete ihtiyacı olmazdı.
If the mother looks like an animal in the first place, she wouldn't need a ticket to get in.
Perry Como, Kiristal Meth... Onlara isim vermen tehlikelerini ortadan kaldırmaz.
Perry Como, Crystal Meth... giving them first names doesn't take away the danger!
Ama hazır olduğumda konuşacağım ilk kişi sen olacaksın.
But when I'm ready, you will be the first person I come to to talk about it.
Birincisi, kapa çeneni öyle bir şey yok.
First of all, shut up. I do not.
İlk ben geldim.
I was here first.
Hayır ben geldim.
No, I believe I was here first.
Sana birini ayarladık.
This is a dating ambush, and we are first responders.
Hayatımın ilk ayını senin ailenle sen de hayatının ilk ayını benim ailemle geçirmişsin.
I spent the first month of my life with your family, and you spent the first month of your life with my family.
İlk çocuğumuzdun.
Well, you were our first.
Trajedinin hep Brick'in ilk ayını bizsiz geçirmiş olması olduğunu düşünürdüm ama artık bizle geçirdiği 14 yıl olduğunu düşünmeye başladım.
I used to think the tragedy was that we didn't have Brick for the first month of his life, and now I'm starting to think it's that we had him for the last 14 years.
Tamam ama beni işe alacak birini bulacağım ve sonra ilk iş günümde ne yapmam gerektiğini nasıl bileceğim! Bilmeyeceksin.
Okay, but, like, so, I find someone who's willing to hire me, then I show up on my first day, and... how will I know what I'm supposed to do?
Ama ilk egzersizin defter atmak olacak.
But our first exercise notebook toss.
Önce bir öğrenme kısmı olacağını düşünmüştüm.
I thought there was gonna be a learning portion first.
İkinci Sue'nun Yılı birinci, birinci de ikinci Sue'nun Yılı oldu. Bu yüzden bunun en iyisi olacağını düşündüm ama sonuncu oldu.
I mean, my second Year of Sue was my best Year of Sue, and my first was my second, so I thought this would be my first, but it turns out it's my third.
Annem seninle ilk tanıştığında ne demişti biliyor musun?
You know what my mom said when she first met you?
Hepsi bittikten sonra konuşabilirsin ama önce bitirmeme izin ver.
You can talk after I get it all out, but you have to let me finish first.
Sue'nun bir not bırakması sayesinde Avrupa'ya ilk Heck'i göndermiştik.
So we got the first Heck ever off to Europe and all because Sue left a note.
Kapıdan geçmek isteyen her yolcu bilmecelerini çözmek zorundaydı.
Any traveller wishing to pass through had first to solve her riddle.
İlk dediğiniz.
The first one.
Auteur! İlk "u" harfini "v" gibi söylemiştiniz.
"Auteur" saying the first U looked more like a V.
Köken bize vahşi iblislerin popüleşmesinin ilk harflerini almamızı söylüyor.
"Origins" telling us to take the first letters of,
Önce başka bir şey yapmanı istiyorum.
There's something I want you to do first.
Özellikle Dubai, Yani, ilk kez, Biz çadırın en fakir üç halkıyız.
Specifically, we are in Dubai, which means, for the first time ever, we are the three poorest people in the tent.
Ama önce, biraz tartışma oldu.
But first, there's been a bit of an argument.
"Üç RC'nin birinci katında olacağım."
"I'm going on the first floor of the three RC."
Çünkü buraya ilk geldiğimde... Sadece 20 yıl önceydi, küçük bir köy gibiydi.
Cos the first time I came here, which was... was only 20 years ago, it was like a small village.
Her neyse, yapmaya çalıştığım nokta şudur : Birkaç yıl önce, ilk geldiğimde, Neredeyse hiçbir motorlu araç yasası yoktu.
Anyway, the point I'm trying to make is, a few years ago, when I first came here, there were virtually no motoring laws at all.
İlk yumruğumuza sahip olmak,
Having got our first punch,
Ancak, 918'i ne zaman yarıştığımızı öğrendiğimize göre İlk şovumuzda LaFerrari ve P1'e karşı, Bu gibi gerçekler hiçbir şey sayılmaz.
However, as we learned when we raced the 918 against the LaFerrari and the P1 in our first show, hard facts like that count for nothing.
İlk olarak, alana sahipler.
First, they have the space.
Senin ilk.
Your first.
Ben, ilk kez, Sürüş tanrısı.
I'd become, for the first time, a driving god.
İlk önce özürlü beyefendi,
First up was the disabled gentleman,
- İlk buluşma.
First date.
İlk gece ama yine de.
It's just the first night, though.
Yani öncelikle boş formalitelerin tadını çıkarmalıyız.
So, we should enjoy vain formalities first.
Hayatım boyunca suda yaşayıp ilk kez karaya çıktım.
I lived in water all my life, and came to the land for the first time.
İlk defa yalnız kalacağız.
Well... it's our first time alone.