Flakes tradutor Inglês
484 parallel translation
Sana kahvaltıda tahıl gevreği ye dedim, polen değil.
I told you to eat corn flakes for breakfast, not the goldenrod.
Alfred Briggs, sabun üretiyordu sanırım.
That was it. Alfred Briggs. Soap flakes, I think.
Bir kadının, gümüşleri parlatırken veya dolaplara güve tozu koyarken kurduğu küçük, iddiasız hayaller de var.
Little quiet ones that come to a woman when... she's shining the silverware and putting moth flakes in the closet.
" Bir meşale gibi... yanarken sen... sarar etrafını kızgın alevler
" So often are you as a blazing torch with flakes of burning hemp falling about you.
Mesela mısır gevreği ve çorba...
Let's see, corn flakes, soup...
Mısır gevrekleri ile hayatta kalmaya çalışıyorsun.
You're just about keeping alive on corn flakes.
Yağmur yağarken kar serpiştirdiğini fark ettim.
I noticed some flakes of snow in the rain.
Biraz sütle mısır gevreği.
Some corn flakes with a little milk.
Bunun aptalca bir oyun olduğunu kendin söylemiştin.
You told me yourself it was some dumb game for mama's boys and flakes.
Tuvalet kağıdı yüzünden mahkemeye gitmem berbat görünür.
It'll look lousy going to court over corn flakes.
- Erik, kepek ezmesi, her şeyi denedik.
- Prunes, bran flakes, nothing works.
Post Tostları, Corn Flakslar, Şekerli poğaçalar...
Post Toasties, Corn Flakes, Sugar Puffs...
Kedi, kral, Kipling, Kuveyt, Kellogg's, büzel kız.
Oh, yes. Khaki, kettle, Kipling, Khomeini, Kellogg's Born Flakes.
Bu oyuncak değil, her tarafa dökmüşsün.
It's not the prize, it's the flakes all over.
Haziran'da kar yağdığını görmek için... yere hiç deterjan dökmedin mi?
Didn't you ever sprinkle Ivory Flakes on the floor... because you wanted it to snow in July?
Biraz mısır gevreği ister misin?
YOU WANT SOME CORN FLAKES?
Kellogg Mısır Gevrekleri.
Kellogg's Corn Flakes.
Gerçek kar tanesi yapabilir miyiz?
Bernie, can we make actual flakes?
Bir çok kişi, kabul ediyorum, zayıftır.
I'll admit it - they're flakes.
Daha sonra mısır gevreği stoğumuzu yenilemek için yolun aşağısına indim.
Then I slipped down the road to replenish our stock of corn flakes.
Felaket güzel bir mısır gevreği, bayan McDunnough.
Awful good cereal flakes, Ms McDunnough.
Aslında efendim, o kar taneleri için söylenir.
Actually, sir, I believe that's no two snow flakes that are....
Gençliğimden hatırlıyorum orası Argonne'du biliyorum çünkü kar taneleri büyük ve ıslaktı.
I know it was the Argonne because the flakes were big and wet, the way I remember them as a boy.
Dianne, uyuşturucuyu yine şekerli gevrek kutusu gibi aptalca bir yere saklamadın ya?
Dianne, you haven't hid the drugs in some stupid place like the Frosted Flakes again, have you?
-... greyfurt... Krem peynirli simit ve mısır gevreği.
-... grapefruit... bagel with cream cheese and some corn flakes.
Muzlu gevrek.
Banana on the flakes.
Biraz, biraz mısır gevreği yiyeceğim.
I'm gonna, I'm gonna eat some corn flakes.
Bu yeri havaya uçuracağım ve corn flakes için zamanında evde olacağım.
Then I'll blow this place up and be home in time for corn flakes.
Dondurulmuş kuşbaşınızın yarısı Kaplan Tony'nin yaptığı gibi şekerli.
Your frosted flakes have half the sugar that Tony the Tiger's does.
- Anne. Eminim bunlar düzmece değil, gerçek patatestir.
I trust those are real potatoes and not flakes?
Frosty Krusty Flakes onu bugün olduğu yere getiren şey.
Frosty Krusty Flakes are what got him where he is today.
Gevrekten çıkan kuponu göndererek mi?
You send in a couple of bucks and a label from a box of Frosted Flakes?
Yengeçli keklerimiz, kabak kızartmamız, enginarlarımız ve Santa Barbara istiridyemiz var.
♪ We got crab cakes, zucchini flakes, artichokes, and more ♪ ♪ Santa Barbara oysters on a bed of grilled radicchio ♪
Harp sizleri dinliyorsa kafayı yemiş olmalı.
Harp must be fuckin'desperate if he's listening to you two flakes.
Aslında, İngiltere'deki o "corn-flakes" lerin sorumlusu benim.
You know, I'm the one responsible for those crop circles in England.
Ne "corn-flakes" i?
What crop circles?
- "Corn-flakes" lerin ne olduğunu herkes bilmez. - İyiye işaret değil.
- Not a good sign.
"Corn-flakes" mi?
Crop circles?
- Bayan "Corn-Flakes" kadar değil ama.
- Not as exciting as Miss Crop Circles.
Bulutlardan küçük beyaz pullar yağıyormuş gibi olur.
It kind of falls out of the clouds in little white flakes.
Corn flakes içinden çıkmış gibi duruyorlar.
They look like they came out of a cereal box.
Evet, % 25 kepekli corn-flakes.
Yeah, 25-percent bran flakes.
Bunlar da mısır.
These are corn flakes. - Oh.
Kahvaltıda gevrek yiyor.
He likes Corn Flakes in the morning.
- Yalnızca bir parça kar.
- It's a couple of flakes.
Kepekli olsun.
Bran flakes.
Bu bir balık yemidir.
That's fish food flakes.
Bu sığınak kokunu hiç kaybetmeyen yatağına yalnız başına sokulduğun bu yüklükten bozma çatı katı..
This lair, this cupboard like garret which never loses your smell, with its bed into which you slip alone, its shelf its linoleum, its ceiling whose cracks you have counted a thousand times, the flakes, the stains,
- Kuru üzümlüyü ben kaptım!
who wants corn flakes? i'm having raising bran.
- Mısır gevreğin nasıl?
HOW ARE YOUR CORN FLAKES?
- Gerçekten mısır.
- They're corn flakes.