Fon tradutor Inglês
1,145 parallel translation
Ve bu yüzden de bu fon senin programına göre yapılacak.
And that's why this foundation will meet around your schedule.
Bu izin hangi araştırmaya fon sağlardı?
What research would this grant have funded?
Sahne donanımı mı istiyorsun yoksa sadece bir fon mu olsun?
You want props or just a backdrop?
Rosco duvar resimli bir fon.
A backdrop with a Rosco mural.
Başarmaya çalıştığın şey için şahane bir fon.
It's such a fantastic backdrop for what you're trying to achieve.
Bana fon ayırmamışlardı.
They wouldn't give me the funds.
Senato bugün, pek çok hükûmetin de desteği ile tarafsız bir bölgede, inşa edilecek olan Babylon 5'in yapımı için, bir fon oluşturulmasını onayladı.
The Senate has approved funding to construct on the Babylon Station... located in neutral space between several governments.
Geçen gece, fon sağlama toplantısından sonra birşey oldu.
Last night, after the fund-raiser... something happened.
Fon sağlama toplantılarında içkileri sert yaparlar.
They always make those drinks at those fund-raisers strong.
Geçen gece, fon sağlayıcılar toplantısında.
At that fund-raiser the other night.
Kurallara uymayı reddedersen, görev iptal edilecek ve ayrılan fon geri çekilecek.
If you refuse to obey the rules, the operation will be canceled the funding withdrawn.
Bu tür ekipman kazaları için bize fon ayırmaları lazım.
We should be getting hazard pay for this sort of faulty equipment.
Peki ya fon dipte?
- Shouldn't you go? Daddy will worry.
Lanet olası fon müziğini boş ver.
Never mind the damn theme song.
Fon müziklerinden bıktım. Ne?
I'm tired of theme songs.
Bana, Georgia'nın'adı neydi'şunun'un bebeğine hamile kalması yüzünden çektiğim acıyı emecek, aptalca bir fon müziği bulmamı söyledi.
To pick a silly theme song about my pain that she's pregnant with what's-his-name's baby. It works.
Fon müziği.
ALLY : Theme song.
Saçma bir fon müziği.
Silly theme song.
Fon müziğini deniyorum.
I'm trying your theme song.
- Fon müziği! Denedim.
- Theme song!
Şimdi, senden yapmanı istediğim, fon müziğini çalarken, arkanda kendi Pip'lerini hayal etmen.
What I want you to do : When you play your song, visualize your very own Pips behind you.
- Bir fon müziğine ihtiyacın var.
- Anything else? - You need a theme song.
- Fon müzikleri hayati önem taşır.
- It's vital. - Do you have one?
Yarın bir fon müziğiyle gelmeni istiyorum, tamam mı?
Come back in tomorrow with a theme song, okay? Okay, I'll try.
İlla öğrenmek istiyorsan ; bir kik boks maçım var ve bir fon müziği seçmeye çalışıyorum.
- I'm trying to pick a theme song. - What?
Bak, fon müziğinde önemli olan tek şey, sana sokakta yürürken kendini iyi hissetmeni sağlaması gerektiğidir.
A theme song has to give you a lift walking down the street. It has to be something peppy, with bounce.
Holdingler dedemin adına ve artık oradan fon kullanmıyorum.
The holdings are in my grandfather's name and I am no longer drawing funds from it.
Katılıyorum ama komite ülke çapında tanınan... ... fon sağlayabilecek bir yıldız istiyor.
I agree, but the committee wants a star with a national reputation who can bring in grants.
Belki fon yatırımı üstüne ateşli bir sohbet.
Maybe a little hot talk about dollar-cost averaging...
Harlin, Takasta hisse senedi yerine nakit fon için bastıracağım.
Harlin, I would strongly advocate cash funding in lieu of a stock swap.
Doğu yakasının fon transfer çizelgeleri. Nakit para.
Fund-transfer schedules for the eastern seaboard.
Londra'ya Brenda Granger'a faks çek ödemeleri örtmek için daha çok fon iste.
Fax Brenda Granger in London. Ask her for funds to cover the margin payments.
Bu arada yeni bir fon da istediler.
And they just asked for another ton of funding.
Sadece gün içi fon limitlerinden bahsediyorlar.
They're just banging on about our intra-day funding limits.
Bazı kontroller yapmak istiyor, şu fon açma problemlerini sonsuza kadar bitirmek için.
They want to check the numbers. Iron out these funding problems once and for all!
fon açma meselesi.
over funding.
Wilson'ın fon birikimi... Oh.
[Screaming]
Fon müziği.
Theme song.
Bir yabancıya fon şarkımı söylemem.
I'm not singing my theme song to a stranger.
Kıçını tutman için. Gidip başka bir fon şarkısı bul, seni küçük sidikli.
Oh, go pick another theme song!
Bütün bu fon şarkısı olayının aptalca olduğunu düşünüyorsunuz.
You think I'm so silly over this theme-song thing.
Yani, bir fon müziğiyle tedavi edebileceğim bir şey değil.
But... this I do know :
Bunun için bir fon bulmayı başardım.
I scored some grant money to pay for it.
Devletin fon verdiği bir deneyde kurallara uymadığımız öğrenilse...
If we were exposed for breaking protocol on a federally funded trial...
Miras değil, fon.
Not an inheritance... it's a trust.
Fon müziği.
- Hey.
- Bir fon müziğine.
A song that you play in your head to make you feel better.
Aslında bir fon müziği değil.
It's not really a theme song.
Bu harika bir fon müziği.
That is a great song!
Yakut Hindistan'dan ödünç alınmış... ve başkanın fon birikiminde... çarşamba gecesi gösteri olacak.
Go, go, gadget... grappling hook.
Bugün yeni bir fon müziği buldum.
I got a new theme song.