Fondue tradutor Inglês
306 parallel translation
Önce, Kirazlı Fondü var.
First there is the "cherry fondue."
Boşaltılmış, buğulanmış, susamla tat verilmiş fondü kıvamına getirilip tarlakuşu kusmuğuyla süslenmiş.
Emptied, steamed, flavored with sesame seeds Whipped into a fondue and garnished with lark's vomit.
# Evet, harika birşey tekrar fondü yapabilmek #
# Yes, it's wonderful to be making a fondue again #
Öncelikle, Kiraz Fondü.
First, there is the Cherry Fondue.
En taze Cornish koçu mesanesinin en seçme, nefis parçalarını kullanırız. Boşaltılıp buharda pişirilir, susamla tatlandırılır. Çırpılıp fondü yapılır ve tarlakuşu kusmuğuyla süslenir.
We use choicest juicy chunks of fresh Cornish ram's bladder, emptied, steamed, flavored with sesame seeds, whipped into a fondue, and garnished with larks'vomit!
Föndüye ne olduğunu hatırlasana!
Look what happened with the fondue.
Güneş Isılı düdüklü tencerede ve canlı eritme beyniri.
Solar steamers and live fondue.
Bu beslenme çantamı sırtıma takmam anlamına mı geliyor?
This mean I get my fondue set back?
Fondü tenceresi.
Fondue pot.
İnci tanem, hoşça kal.
My pearl... I bid you all a fondue.
Bende hala fondü pot var.
I've still got the fondue pot.
Seçeneklerini, düdüklü tencere, blender ya da hoş bir fondü karışımına kadar indirdim.
Well, I've narrowed it down to either the crock pot... the blender or a nice assortment of fondue sets.
Frank, dün geceki fondü partisinde seni özledik.
We missed you last night at the fondue party.
Hayallerini suya düşürmek istemezdim ama bana Bucky'nin Fondü Evi'nde yemeğe çıkma isteği uyandırmıyorsun.
I hate to say this, but you don't inspire me to spring for a dinner at Bucky's Fondue Hut!
- Fondü.
- It's a fondue.
Fondue.
Fondue.
Şimdi bana müsaade ederseniz şayet güvecim pişmek- -
Now, if you'll excuse me, my fondue is just about -
Fondü yaparım.
Just the parents. I'll fondue.
Biliyor musunuz, neden buna fondü deniyor bilmiyorum.
You know, I don't know why they call it fondue.
Fondü'e bayılıyorum.
I love fondue. It's gourmet.
- Pekala, şimdi. Yapacapınız şey fondü çatalınıza bir parça biftek almak.
What you do is... you put a piece of steak on your fondue fork.
Topladığın zaman bir yığın fondü yapabilirsin.
You start adding these up, that's fondue for a nation, buddy.
Ama şu anda nefis bir fondü iyi giderdi.
Call me crazy, but you know what I think we all need right now? A nice pot of fondue.
Baban ve ben, Peçiç ve föndü için Pinciotti'lerdeyiz.
Your father and I are having fondue and Parcheesi at the Pinciottis'.
- Kazları yolacağım.
Fondue with cheddar.
Fondü tenceresi mi?
- Ah... a fondue pot?
Üvey babana fondü seti ve terliklerinin bu kutuda olduğunu söyle. Avukatım kesin karardan sonrasına kadar onunla konuşmamamı söylüyor.
Tell your ex-father his fondue set is in that box, and I'm not to talk to him util we're divorced.
- Pekâlâ, kim fondü ister?
OK, who wants fondue?
Ya da akşam yemeği için şu İsviçre restoranına gidip "fondu" yeriz. Ya da ceplerimizi şeker ve çikolatayla doldurabiliriz. Stars Hollow İlk Okulu'nun sahnelediği "Kim Korkar Vırgina Wolf'tan"... oyununu izleyebiliriz.
Or we could go to that Swiss place for fondue for dinner... or we could stuff our purses full of Sour Patch Kids and Milk Duds... and go see the Stars Hollow elementary school production... of Who's Afraid of Virginia Woolf?
Partimi veriyorsun? Mekana ısınma partisi.
You know, I mean, good friends, good conversation, fondue.
Bilirsin işte, yakın arkadaşlar, hoş sohbetler, Fondü.
Fondue? Oh, we're having fondue. ANDY :
Şimdi izin verirseniz, sıcak çikolatam neredeyse...
Now if you'll excuse me, my fondue is just about...
Firmamız, bugüne kadar bize yapmış olduğun hizmete teşekkür eder.
Oh, no. Say, Darsh, you don't mind if I take Heather out for some fondue tonight, do you?
- Beni fondüler misin?
- "Fondue" you love me?
"Fondü şöyle."
"Hey,'fondue'me."
Yani, fondüleyemeyeceksin.
You mean, you can't "fondue" it.
Yurtta yalın temellerle yaşadım... Japon şiltesi, stereo, alçı ütü diş minesi fondü yeriyle.
I lived in the dorm with the bare essentials... futon, stereo, cast iron enamel fondue pot
Hadi gel de... fondü yap.
Come on over to the condo and... make fondue.
Bu, sevgili kardeşim, bir brokoli kompostosu ve erik eşliğinde bir peynir fondüsü.
That, my dear brother, is a cheese fondue... accompanied by a compote of broccoli and prunes.
Fondü mü, ratatouille mi?
The fondue or the ratatouille?
Bu fondü, bu da ratatouille.
This is fondue, and this is ratatouille. No.
Hayır. Bu fondü, bu ratatouille.
This is the fondue, and this is the ratatouille.
Bombalama yok, okşama yok, suya batma yok ve fondü partisi yok.
No bombing, no petting, no ducking and no fondue parties.
Uğruna savaşmaya değer bir kız olsa mutlu olurdum
I'd make fondue For a girl worth fighting...
İşte, ünlü Sker fondüm.
Without further ado, my famous Focker fondue.
Hakime fondü tarifini mi verdin?
Give the judge your fondue recipe?
Fondüyü çok severim.
I love fondue.
- Fondü mü? - Evet.
- Fondue?
Akşamki yemek için pişirmek istiyorum.
I said I'm gonna fondue with cheddar. I was thinking about making fondue with cheddar cheese for dinner tonight.
Föndü hikayesi?
The fondue story?
Fondü!
And the fondue.