Foolish tradutor Inglês
4,187 parallel translation
- Aptalca bir şey yapma.
Nothing foolish.
Bu bizi aptal yapmaz,
Doesn't make us foolish.
Sefa saf ve aptal olabilir, ama ölmeyi hak etmiyor.
Sefa was naive and foolish, but she doesn't deserve to die.
- Bu çok aptalcaydı.
Well, that was foolish.
Aptalca bir şey yapma.
Don't do anything foolish.
Aptallık etmiş olurdum.
It would be foolish.
Muhabbet kuşu asistanı olmayı istemekle aptallık mı ettim sence?
Do you think it would be foolish of me to ask to be the lovebird assistant?
Aptallık etmedin, Denise.
Not foolish, Denise.
Aptallık ettim.
It was foolish of me.
Benimle evlenmesi için onu tuzağa falan düşüreceğimi mi sanıyorsunuz?
Do you imagine I want to trick him into marrying me, or some foolish fancy like that?
MOSSAD için, senin için aptalca, tehlikeli, sorgulanabilir şeyler yaptım.
I've done some... foolish, dangerous, questionable things for Mossad--for you.
Yalnızca aptal bir katil Mavi Orkide'yi elinde tutar.
Only a foolish killer would keep the Blue Orchid.
Bunun iki taraflı olacağını düşünmeyecek kadar aptal olma.
Don't you be foolish enough to make that a two-way street.
Aptalca bir şey yapmayı düşünmüyorsun, değil mi? Ne?
You aren't thinking of doing something foolish, are you?
Neden bu kadar ısrar ediyorsun?
Why are you acting so foolish?
Aptallık ettim.
A foolish impulse.
Sadece iki kişi gitmemiz biraz aptalca değil mi?
Hey, isn't it a bit foolish To go at it just by the two of us?
Aptalca komplo teorilerinden vazgeçmesi koşuluyla.
On the condition that he stops pursuing his foolish conspiracy theories.
Bu, çok fazla elmalı Fuji içtikten sonra, bir tenis topu ve motorlu testere ile oynamayı deneyen aptal bir adam.
This is just a foolish man who tried to juggle a chain saw, a tennis ball, and a Fuji apple after drinking too much.
Efendim, gerçekten de Robin'in bugün kendini gösterecek kadar sersem olduğuna inanmıyorsunuz değil mi?
Sire, you don't actually believe Robin Hood would be foolish enough to show up today?
Baxter Stock'ı hafife alanın hali böyle olur...
Such is the fate of anyone foolish enough to trifle with Baxter Stock...
Saçma şeyler düşünmüyordur, değil mi?
You don't think he's having any foolish thoughts, do you?
Hala bazı insanlar aptal ve küstah bir serseri olduğunu düşünüyor.
Some people still think you're a foolish, arrogant ass.
Seni burada tutabilirim diye düşünerek aptallık ediyordum seni koruyabileceğimi düşünüyordum.
I was foolish to think I could keep you here... to think I could protect you.
Yapacağın herhangi bir aptal hatada babanı bekleyen kaderi hatırlatmama gerek var mı?
Do I need to remind you what fate awaits your father should you try anything foolish?
Seni ahmak kız.
Oh, you foolish girl.
Aptaldım ve şiirleri yeraltı basınında yayınlatıyordum bu yüzden arama emri çıkmadan önce ülkeyi terketmek zorunda kaldım.
I was foolish and published the poems with an underground press, so I had to leave the country before I was arrested.
Yani birinin aptalca kararlar almasının at kafası sonucu olabileceğini itiraf ediyorsun?
So you do admit that someone who makes foolish decisions could be considered donkey-brained? Uh... sure.
Bir dahaki sefere aptalca hareket etmeyeceğim.
I will not be so foolish again.
Bir şeyi yaparken aptal gibi görünmek istemiyorsan çalışman lazım.
If you don't want to look foolish doing something, you should practice.
Çok aptalca karar vermişsin.
You made a foolish decision.
Seni aptal, budala herif!
You stupid, foolish man.
Aptal bir ihtiyar gibi davrandım.
I acted like a foolish old man.
O hâlde sandığımdan da aptal.
Then she's more foolish than I thought.
Aptallaşma.
Don't be foolish.
Beni gözetleyecek kadar aptal olanlar korkunun kaosunu tadarlar.
To those foolish enough to spy on me taste the oozing chaos of fear.
Ah, aptal Gil Da Ran.
That foolish Gil Da Ran...
Nasıl bu kadar aptalca bir şey yaparsın?
How could you do something so foolish?
Sapmış oldukları için bencillikleri yüzünden, Tanrı'nın verdiği cana kıyarak suç işlettirdiler.
Even though it was declining, that foolish selfishness I committed against my will, was the main culprit that defied Heaven's will.
O kadar aptal değilim.
I am not that foolish.
Seni ahmak ihtiyar!
You foolish old man!
Gençken en azından ne yapacağını bilirdin. Yaşlandıkça en aptaldan daha aptala döndün.
When you were young, at least you knew what to do, but as you got old and weak, you became the most foolish among all indiots!
Tıpkı budala annenin bir şey yapamadığı gibi.
Just like how your foolish mother wasn't able to do anything.
Ahmak insanlar iyi izleyin.
You foolish brats!
Sizi budala kasaba halkı.
You foolish people, you got deceived by a Magistrate who is bewitched by a ghost.
Yeniden düşündüm de gerçekten aptalca bir fikirmiş.
I've thought about it again, as expected it was a foolish idea.
Ahmak adam.
Foolish bastard.
Neden bu zamana kadar hiçbir şeyden haberin yoktu? Ahmak adam.
Why don't you know anything? Foolish bastard.
Ahmak adam!
Foolish bastard.
Ahmak bir adam vardı.
There was a foolish bastard.
Beni gülünç duruma düşürdünüz.
You have made me feel foolish.