Frozen tradutor Inglês
4,854 parallel translation
Yıllara dayanan avcılık ve hayvancılık bilgisi ile Texas'taki bir yırtıcının işi olmadığına inanıyor.
WITH THE OPERATION ABOUT TO BE CALLED OFF, A HUNTER STUMBLES ACROSS HELMUT'S FROZEN BODY.
Değişim geçirmiş bir köpek ya da çakal olabilir mi?
NOT AN EASY TASK AFTER BEING FROZEN TO THE MOUNTAIN FOR FIVE MILLENNIA.
Ama biz o ile kafasına vuruldu biliyoruz kuzu donmuş bir bacak.
But we know that he was hit in the head with a frozen leg of lamb.
Milwaukee donmuş bir göle düştü, Portekizce konuşan çıktı bir adam davanın hatırlatıyor.
Reminds me of a case where a man fell into a frozen lake in Milwaukee, came out speaking Portuguese.
Sırtın donmadı mı daha?
Your spine frozen through yet?
"Çok tuzlu olmuş, çok kuru olmuş" yok hem donmuş hem de yanmış. "
I mean, "It's too salty. " It's too dry. It's too burnt and frozen at the same time. "
Bunu donmuş Finn Hofferson'a sor.
Just ask frozen Finn Hofferson.
Kantinden donmuş bezelye iste.
Ask the canteen for some frozen peas.
Ama daha sonra Matt donmuş yoğurt yemeye götürdü beni.
But Matt took me to frozen yogurt after.
Bowlingden sonra donmuş yoğurt almaya götürmüş onu.
Matt drove her to frozen yogurt after bowling.
Donmuş bu!
This is frozen.
NCIS Los Angeles Sezon : 5 Bölüm : 10 Çeviri :
♪ NCIS : LA 5x10 ♪ The Frozen Lake Original air date on November 26, 2013 = = sync, corrected by elderman = = @ elder _ man
Donmuş bir gölümün üzerinde duruyorum.
I'm standing on my frozen lake.
Senin donmuş gölün dünyada en çok istediğin şeyin ismi, ve istediğin şey...
Your frozen lake is the name for what you want the most in the world, and you want it...
Orada duruyor, donmuş gölün tam ortasında oturuyor.
It's right there, just sitting in the middle of this frozen lake.
Sanırım bu durum USB belleği onun donmuş gölü mü yapıyor?
I guess this makes the thumb drive his frozen lake?
Yani, bana bak, donmuş bir gölün üstünde duruyorum.
I mean, look at me, I'm standing on a frozen lake.
Donmuş gölü geçmenin sadece bir yolu var.
There is only one way to cross a frozen lake.
Kredi kartları ve banka hesapları donduruldu.
His credit cards and bank accounts are frozen.
Bana donmuş bir gölden geçmenin sadece bir yolu olduğunu söylemiştin.
You started to tell me the only way to cross a frozen lake.
- Dondurulan bedenlerin- -
Secret location of the cryogenically-frozen body of Walt...
Etraflıca düşündüm taşındım ancak hep kararsızlıkta kaldım, bu yüzden...
I deliberate and ruminate and I'm frozen with indecision.
Ülkenin kuzeyindeki donmuş kente ve başkent Pekin'e gideceğim.
I will be travelling to the frozen north of the country, and to the capital, Beijing.
Ada, kardan bir örtüyle örtülmüş çok aristokratik ve donmuş Archangel'den gönderdiğin kartpostallar gibi az bulunur.
The island was covered with a blanket of snow and it looked aristocratic and rare like the postcards you sent us from frozen Archangel.
Yırtık ve buruşuk görünümlü yapısıyla bu bulutsu, zamanda donmuş bir yıldız patlamasını andırır.
Its torn and furrowed structures make this nebula look like a star's explosion frozen in time.
Boyutları bizim uydumuzun beşte biri kadardır ve parlak yüzeyi donmuş metandan oluşmaktadır.
It's about a fifth the size of our moon and its bright surface is made of frozen methane.
Bunlar, metan yağmuruyla yıkanan donmuş sudan oluşmuştur.
They are made of frozen water, washed out by methane rain.
Bu özellikle heyecan verici bir şey, çünkü buzul-altı okyanusta yaşam beklerken Dünya da bir zamanlar tamamen donmuştu.
This is especially exciting, as even Earth was once completely frozen over, while life in the subglacial ocean was retained.
Ertesi sabah donarak ölmüş bir hâlde bulunmuştu.
He was found the next morning, frozen to death.
Hala donmuş vaziyette.
It's still frozen.
Bunlar ne taze, ne de yerli ; dondurulmuş.
Local food. This shit ain't fresh or local. It's frozen.
YoGoGurt'dan istediğim bütün donmuş yoğurtları aldım.
I get all the frozen yogurt I want from YouGoGurt.
Kuşlar donmuş havadan kaskatı olarak düştüler. Dallara çıplak ve tüysüz takıldılar.
A bird struck stiff from the frozen air and were caught in the branches naked and bare.
Bir yıI sonra, vücudum dondurulmuş bir sosisli sandviçe tepki gösterdi ve septik şok yüzünden hayatımı kaybettim.
A year later, my body reacted to a frozen hot dog, and I died of septic shock.
İçim çok donuktu.
I've been frozen inside.
O sadece buzun içinde donmuş bir ejderha cesedi.
It's just a frozen dragon carcass after all.
Aslında vücut sıcaklıklarından ötürü Yıldırım Atarlar on yıllarca güvenli bir şekilde buzun içinde kalabilirler.
Actually, because of their internal body temperature, Skrills can stay safely frozen for decades.
Fakat o kaskatı donmuş bir buz kütlesinin içinde.
But it's frozen solid in a block of ice.
Ben eskiden donmuş yoğurt satardım.
I used to sell frozen yogurt.
O son dehşet anları yüzünde donup kalmış.
Her last moments of terror still frozen on her face.
Nereden geldin de yanakların buz gibi olmuş.
Where have you been? Your entire face is frozen.
O kitap bir daha açılmayacak.
[ A book never to be reread. - from "Frozen Mountain" ]
Buradan kaçmayı planlamıştım ama sonunda yanında donacağım.
My plan was to get you out of here, not end up frozen beside you.
Hâlâ donuk.
He's still frozen.
Orada donup kaldım, yüreğim parçalara ayrılıyordu, boğazım düğümlenmişti... söyleyecek hiç bir şey bulamadım.
And I stood there frozen, my heart turning over, and my throat burning... and I had nothing to say.
Donmuş suyun Buzlu yüzeyi
♪ The frozen water's icy skin
Bu korku filmi efsanesidir, Dehşetten yüzün donması.
That's a horror movie myth, faces frozen in terror.
Daha fazla donmuş kan örneğimiz, her türden bilgi ve deneyimimiz var.
We have more frozen blood samples, more data of every kind, and much more experience.
Onun dondurulmuş yoğurt makinesi ve trampolini var.
He has a frozen yogurt machine and a trampoline.
Gezegenimizde gerçekleşen sıradışı olaylar inancımızın sınırlarını zorluyor.
THE OLDEST FROZEN CORPSE EVER FOUND. THE MUMMY IS GIVEN A NAME - - OETZI.
Takıldı bu.
It-It's frozen.