Furry tradutor Inglês
667 parallel translation
Kürklü sarışın mı?
- The furry blonde? - Uh-huh.
" Aniden bankta büyük kürklü bir yaratık farkediyorum.
" Suddenly I notice a big, furry creature on the bank.
Ve onu kurtaran ve aşağı çeken kürklü yaratık da Bjørn'dü.
And the furry creature who saved her and took her down was Bjørn.
Eminim itirazımız olsa... Bay Biegler küçük, tüylü hayvanlardan nefret ettiğimizi söylerdi.
I'm sure if we did Mr. Biegler would declare that we're haters of small, furry animals.
Bu korunaklı açıklığın, tüylü ve kürklü sakinlerinin rahatı Orman Bekçisi Tully Bascombe tarafından gözetilir.
In these sheltered glades, the welfare of its feathered and furry folk is watched over by forest ranger Tully Bascombe.
Her neyse Tom, Dick, ve Sid gibi adamlar bir kızı akşam yemeğine götürdüklerinde kızın dizlerinin dibinden ayrılmayacağını zannederler, değil mi?
Anyway, every Tom, Dick and Sid thinks that if he takes a girl to dinner, she'll just curl up like a kitten in a little furry ball at his feet, right?
Benim küçük tüylü canavarımın seni sıkmasına izin veme.
Don't let my furry little monster bother you.
Kenarları kıllı gibi.
It's furry around the edges.
Ve o kıllı arkadaşları da tepemize yığdın ayrıca.
You've brought our furry friends down on us.
Dev kıllı yaratıklar.
Huge, furry creatures.
Onlar güzel, yumuşak ve tüylü ve güzel sesler çıkarıyorlar.
They're nice, they're soft, and they're furry, and they make a pleasant sound.
Eğer kardan adam veya tüylü bir tavşansanız tabii.
Splendid that is... if one is a snowman or a furry coated rabbit.
- Kahverengi, tüylü şeyler kısa bacaklı, uzun burunlu.
- Good, good, good. - Yes, they're brown furry things with short stumpy legs and great long noses.
Münih'in bir numaralı tüylü hayvan gidericisi. BAY ve BN. IMMANUEL KANT BAY DICKIE WAGNER
Munich's leading furry animal liquidator.
Çıkın şu piyanodan, sizi salak, tüylü, dişlek aptallar.
Get out the bloody piano you stupid furry bucktoothed gits!
Küçük, kahverengi tüylü, kısa, bodur bacaklı, büyük burunlu yaratıklar.
Little brown, furry creatures with short, stumpy legs and great long noses.
Ufak siyah tüylü şeylerin hacmi arttı jöleler bıngıldayarak yükselen kalçalara çarptı ve öğle ortasına kadar ülkenin her yanına yayıldı.
Small, dark, furry things increased severely on the floor Whilst rude jellies wobbled up and down And bounced against rising thighs
Anlaşılması zor ama böyle masum tavşanların, bilimsel olarak, çok yıkıcı olduğu bilinir.
It's difficult to conceive that such an innocent, furry rabbit, scientifically known as Lepus, can be so destructive.
Kıllı bacaklı, yapışkan sivri dilli
With furry legs and sticky darting tongue.
Theodore, Sonny ve çantası sırtında, kürklü, beceriksiz arkadaşımız keçileri kaçırmazsa ben de neyim!
Damn me if Theodore, the bird and our ungainly furry friend with the rucksack haven't really go cracking!
Eğer ilerleyen bir kıl yığını olursa onu bileceksiniz. Güzel rüyalar görün.
Any large, furry blimp seen moving in your direction, you'll know.
Ya Çılgın Golf oyunu. Ama çok bekler ve itişirsiniz. Ya da Pinokyo.
You can either play Goofy Golf, which means a lot of waiting and pushing or you can see Pinocchio which is a lot of furry animals and magic and a wonderful time.
Atlasana pire torbası!
Get in there, you big furry oaf!
Tarladan şu büyük "tüylü" yapraklardan getir onları ezdikten sonra biraz toprak solucanı bul.
Get some of those big "furry" leaves from the field, grind them and then get some earthworms.
- En kötüsü bitti, benim kürklü dostum.
- The worst is over, my furry friend.
Şimdi de karşınızda, tatildeki El Sleezo dansçı kızları yerini alacak komik, kürklü, müthiş Ayı Fozzie!
( pianist ) And now. filling in for the vacationing El Sleezo dancing girls. The funny. furry. fabulous Fozzie Bear.
O güne dek duyduğum ilk blues şarkısıydı, gerçekten. Furry Lewis adında küçük komik bir adam söylüyordu.
It was really the first blues I ever heard by this funny, little man named Furry Lewis.
Ağaç gövdelerindeki deliklerde yaşayan ve yerdeki kayın yapraklarının arasında koşturan küçük, sıcakkanlı, kıllı canlılar bulunur. Yavrularını da Amerikan opossumlarıyla aynı şekilde doğururlar.
Living in holes in their trunks and scurrying around in the beech leaves on the floor, are small, warm-blooded, furry creatures that bear their young in the same way as the American opossums : marsupials.
Çarpmanın atmosferde oluşturduğu yoğun toz, dünyayı karanlık ve soğuk bir yer yapıp belki de dinozorları öldürüp, atalarımız olan küçük kürklü memelilerin çoğalmalarına zemin hazırlamış olmalı.
The dust pall from that collision must've cooled and darkened the Earth perhaps killing all the dinosaurs, but sparing the small, furry mammals who were our ancestors.
Küçük kahverengi tüylü kemirgenler!
The little brown furry rodents!
O günlerde insanlar cesurdu, ödüller yüksekti, erkekler adam gibi adam, kadınlar kadın gibi kadın ve Alpha Centauri'den küçük tüylü yaratıklar gerçekten Alpha Centauri'den küçük tüylü yaratıklardı.
'In those days, spirits were brave, stakes were high, men were real men,'women were real women,'and small furry creatures from Alpha Centauri'were real small furry creatures from Alpha Centauri.
Fareler 60'lı senelerin dizilerinde, kadınların çığlık atarak masalara çıkmalarını sağlayan, peynirsever, beyaz, tüylü yaratıklardır.
Mice are white furry creatures with a cheese fixation, women standing screaming on tables in early'60s sitcoms.
İngiltere'desiniz, kürklü dostum.
You are in England, my furry friend.
Ve çatı kirişlerinden küçük kürklü hayvanlar sarkan şu barakada yaşıyor.
And she lives in this shack... with these furry little animals hanging from the rafters.
- Silahlı küçük bir sincap yapmadı!
- Well, it wasn't a grey, furry squirrel with a shotgun!
Yumuşak bir şapka giysen de, kürklü bir kasıklık taksan da, salağın teki kabul edileceksin, ama bir şaka bile bilmediğin için... şapka sana uysa da, saçını kestirsen de, ikna olmam!
If you put on a floppy hat and a furry codpiece, you might pass as a fool, but since you wouldn't know a joke if it got up and gave you a haircut, I doubt it!
Ama küçük kürklü arkadaşlarını geri almayı tercih ederler, değil mi?
But they'd rather have their little furry friends back.
Bak ve ağla seni kürklü piç.
Watch and weep, you furry fucker.
Tüylü dostumuz... .. biraz aceleci davrandı.
I'm afraid our furry companion... has gone and done something rather rash.
Kulaklarını kesip, tüylü zar niyetine arabama asacağım!
I'll tear his ears off and hang them in my car like furry dice!
Büyükler, yumuşaklar.
They're the big, furry kind.
Kürk bir manto gibi mi?
Like a furry coat?
Hadi, seni tüylü küçük piç.
Come on, you furry little bastard.
Koca tüylü şapkası, el bombası ve cephaneyle dolu kemeriyle.
Great furry hat, all covered in belts of ammo and grenades.
Çok tüylü ve kısa boylu ;
he's kind of short ; a little bit furry ;
Evet bu o. "Tüylü ev arkadaşı"
Yeah, "the furry home companion."
Hadi bırakalımda küçük tüylü adam çalışsın.
Let the furry little guy work.
Şu eski, kürklü, hep kaybolan hani.
Because she didn't have that old orange blanket. You know that old, furry blanket That's always getting lost.
Bunlar küçük, kürklü dostlar.
They're just my little furry friends.
Bu tarz hava, kuşlar ve küçük tüylü yaratıklar içindir.
This sort of air is intended to birds and little furry things.
- Tüylüydü.
- There was something moving... behind his head - wings. - It was furry.