Fuzz tradutor Inglês
381 parallel translation
Polislerden korktum.
The fuzz got scared!
Şimdi sadece ana tüylerin var, ama tıraş etmeye başlarsan sertleşirler. Şey gibi...
You've just got fuzz now, but if you start scraping them off they'll toughen up and get like...
Aynasız damladı.
The fuzz.
- Polisler peşimize düşecek.
The fuzz is after us.
- Aynasızlar.
- Fuzz.
Tepenin her yeri polis kaynıyor.
There's fuzz all over that hill.
- Şehrin her yeri polis kaynıyor.
- There's been fuzz all over town. - Why?
Burnunun altındaki tüyden kurtulmalısın.
You better get rid of that fuzz under your nose.
O tüylerle yeterince uzun zamandır ortalıklarda dolanıyorsun.
You've been running around with that peach fuzz long enough.
O zaman bile yüzünü rüzgara döndüğünde tüyleri uçuşurdu.
Even then, he has merely to face the wind and let the fuzz blow away.
Polis gelirse, yanıp söner siz de biraları yok edersiniz.
If the fuzz comes, it'll blink on and off, so dump the beer.
Dumanı her zaman önce burun kılları hisseder.
Pre-through nasal fuzz at all times.
Polis, polis, polis.
Fuzz, fuzz, fuzz.
Aynasız, Puddler.
He's fuzz, Puddler. Private.
Polis.
Fuzz?
Ve ben bu ağacın içine yayılıyorum, ve aynasız yanımdan geçiyor.
And I'm strung out in this tree, and the fuzz drive by.
Şimdi de buradaki tüm yakışıklı polislerle yatıp yatmadığımı soracaksın.
Next you're gonna ask me if I make it with all the good-looking fuzz here.
Hey, Linny, beni Arizona'da tutuklayan aynasıza merhaba desene.
Hey, Linny, say hello to the fuzz that busted me in Arizona.
Eğer polis benim peşimdeyse, neden burada değiller?
If the fuzz is after me... how come they ain't here?
O belalı güne kadar, sonra polislere senin yerini ihbar etti.
Mm-hmm. Until the day of the big haul. Then he told the fuzz where to pick you up.
Saygıdeğer Aynasız, annemizi rahat bırak.
Your royal fuzz, let our mother go.
- Zabıta orada seni çok rahtasız etmez.
- Fuzz don't bother you much up there.
Bu kıllı suratlı aptalları ışınlamada yok etmeliydik.
We should have left those fuzz-faced goons in the transporter.
Çenende bir şeyler çıkıyor.
I can see some fuzz popping out on your cheek.
Kimse aynasız çağırmadı.
Nobody sent for the fuzz, man.
Kulaklarındaki ince tüyleri de kesme.
And do the same with the fuzz on your ears, hmm?
Aynasızlar yüzünden.
Because of the fuzz.
Bunlarla başa çıkmaya çalışan polisleri düşünsene bir!
Like I was rapping to the fuzz. Huh, can you dig it?
Polise de iyilik olur, çünkü maaş zammını hak ettiklerini kanıtlarsın.
You do the fuzz a favour because you prove they're deserving of a pay boost.
- Sokakta evi izleyen bir tür polis var galiba.
They've got fuzz of some kind on the street, watching the house.
İngiltere'de kumarda kazandıklarım vergiden muaftır, dostum.
Great fun. What kind of fuzz are you?
Şaşkın ördek... Şaşkın ördek...
Fuzzy duck, ducky fuzz...
Güvenlik görevlisi tatildeydi.
The house fuzz was on vacation.
Aynasız görünene kadar harika gidiyordum.
I had a great thing going till the frigging fuzz showed up.
Kahrolası aynasızları görüyorum.
I see the fucking fuzz.
Aynasızlar bütün şehri benim için arıyor mu?
With the fuzz combing the city for me?
Hepinizi öldürmek zorunda kaldığımız halde.
We was killing old men and fuzz-faced kids there at the end.
İlerde aynasız var.
Fuzz ahead.
- Kürk isimleri mi?
Fuzz?
Polisin ve mafyanın aynı anda peşinde olması pekte endişelenecek şeyler değil.
No such thing as worrying to much.. Not when you got the fuzz and the Mafia after you at the same time.
Polis yakında aramayı bırakır.
The fuzz will quit pretty soon.
Gerçekten, polis mi?
Really? The fuzz?
Polisleri çok kızdırdılar.
You're gonna get the fuzz mad.
Ben aynasızım.
I'm fuzz.
- Quentin, buraya gel! - Sen polisten bile kötüsün.
- You're worse than the fuzz.
Şuraya bakın, aynasızlarmış.
Well, look here, if it ain't the fuzz.
Beyaz kıçınızı buradan ne kadar çabuk çıkaracağınızı görelim.
Let's see how fast you fuzz can get your white asses out.
Geçen yıl polis Thunder Road'da pusu kurmuş.
Know what I heard? Last year the fuzz had Thunder Road staked out.
Dikiz aynasi olmadan araba kullanmak aklinizdan geçmeyebilir... ama kimileri hala radar detektörü olmadan araba kullaniyor.
You wouldn't think of driving without your rear-view mirror and yet some people still drive without a fuzz buster.
Sadece sakalları al, tamam mı?
Get this fuzz off me, will you, partner?
Toplantınıza gidene kadar sizi gözden kaçırmıyordum!
- The fuzz! - Where? !