English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turco → Inglês / [ F ] / Fïrsatï

Fïrsatï tradutor Inglês

56 parallel translation
Yüzbasï, Bay Crewe'ün duruma bakïp, bize çok kïymetli bilgisinden yararlanma fïrsatï vermesine ne dersin?
Captain, what do you say to Mister Crewe here looking in, giving us the benefit of his invaluable knowledge?
Birkaç saatligine hür olma fïrsatï. Tekrar insan olmaya çalïsalïm ki, bizi yok etsin.
a chance to be free for a few hours, to try and be men again, so he can destroy us.
Eger bana bir sey olursa, eger yaralanïrsam, bir seyi ömür boyu unutmamamïz gerekecek. O da bu piçleri küçük düsürmek için elimize bir fïrsat geçtigi ve o fïrsatï tepmis olacagïmïzdïr.
If anything happens to me, if I get hurt, we're going to have to live with the fact that we had one chance, one chance in a million, to humiliate those bastards, and we blew it.
Hicbir firsati kacirmadigini duydum.
I'd heard that you don't miss a chance.
Bu firsati yakalamak için 16 yil çalistim!
I worked 16 years to get this chance!
Bu onlara nisancilik firsati verir - Hedefleri tarafindan görülen bir isik.
This gives them a sniper scope - a headlight invisible to their targets.
Oldukça ilginç bir firsati kaçiriyorsun.
You're missing an intriguing opportunity.
Ve de en cok korktuklari sey bir firsati kacirmaktir.
And the thing they're scared of most is missin'an opportunity.
- Bu firsati kacirirsan aptallik edersin.
- You'd be a fool to let it slip through your fingers.
Bugün onun sözlerini uyup, degisme firsati gecti elime.
Today I have got the chance, to follow what she said.. .. to change.
Hey, bana ikizlerle zaman geçirme firsati verdigin için tesekkur ederim.
Hey, i appreciate you giving me a little quality time With the doublemint twins.
Gelin ve sikintinizi atin, ve siz de birçok ödül kazanma firsati yakalayin.
Come up and relieve your stress, and you'll be eligible for lots of prizes.
İspanya'yi savunmadan yoksun edip düsmana bu firsati veren o degil mi?
- Had he not deprive Spain of his defense - - - Then our enemy now had not felt so comfortable..
.. ama konuşma firsati olmadi
.. but never got to converse in it.
Geçen hafta kendimi tanistirma firsati bulamadigim için üzgünüm.
I'm sorry, I didn't get a chance to introduce myself last week.
Ortada para yiginlari, uluslararasi itibar ve halka acilma firsati olacak. Adinizi degistirmenize de gerek yok.
On the table will be mountains of money, international prestige, a chance at going public, and we don't have to change our name.
Cesetlere bakip firsati göremediysem kusuruma bakmayin.
You'll have to forgive me for not looking at a bunch of bodies in Jamaica Bay and seeing the opportunity.
Böylece arastirmacilar için dis ve kemigin iç yapisini detayli inceleme firsati doguyor.
Here, the jawbone of the child from Scladina is put through a high-powered CT scan.
Yahudiler sari yildizdan kurtulmak için hemen firsati kullaniyor.
The Jews immediately take the opportunity to remove their yellow stars.
fakat üzülme sana bunu en kisa zamanda yapma firsati verecegim.
But don't worry. I'll give you the opportunity to do that soon.
Bu yüzden ülkeme bir sekilde hizmet etme firsati yakaladigimda..
So when I got an opportunity to serve my country through my skill
Bush'a giydirme firsati eline gecince asla kacirmiyor.
He never loses an opportunity to give it to Bush.
- Böyle bir firsati niye kaçirasin?
- Why pass up a golden opportunity?
Eger New York Mets'te orta saha oyuncusu olmak isterse, bir beyzbol oyuncusu olmak istiyorsa, bunu hayatinin ilk firsati, ilk kariyeri olarak gercekten kabul etmesi gerekir.
If he wants to be center fielder for the Mets, wants to be a baseball player, he really needs to accept this as life's first occupation, first career.
Bana bu firsati verdiginiz icin size tesekkur etmek istiyorum.
I wanted to say thank you for this opportunity.
Takdir ediyorum, bayim. simdiye kadar kimse bana boylesine buyuk bir firsati vermemisti.
I appreciate it, sir. Nobody's ever given me a chance like this before.
Çünkü biliyorum ki bu yollardan geçmis güçlü biriyle konusma firsati bulurlarsa sanirim kurtulabilirler.
Because I know if they have a strong person that's lived that life, I think they could be saved.
Geçenlerde jüri üyeligini yaptigim "Scranton Canisi" davasinin sonuçlari hakkinda konusma firsati buldugum için mutlu olsam da durum bu.
Although I am a little happy right now to have a platform to talk about the outcome of a case that I was recently a juror on, The Scranton strangler.
- Ama o tokat hakkin olmasaydi ve sana beni tokatlama firsati verseydim sanirim her sey daha farkli olurdu.
But if you didn't have that slap left - if say, I were to get you to slap me tonight - I suppose that would change everything.
Iste butun problemde burada, cunku olumcul bir isyandan kacarken bunlari yanima alma firsati bulamadim.
Well, you see, that's where we've got a problem, because I didn't get a chance to retrieve my identification before fleeing my home during a deadly riot.
That'sa kalmam lazım GODDAMN FIRSATI, değil mi?
THAT'S A WHOLE'NOTHER GODDAMN DEAL, AIN'T IT?
Bu firsati bir kere daha kaçirmayacagim.
I'm not gonna miss that opportunity again.
Sebebi, firsati ve çalinan tabloyu zanliya ait bir yerde bulmami kastediyorsan evet, bütün davam bu.
If by which you mean the means, the motive, the opportunity, the fact that I found the stolen item in the possession of the suspect... Yes, that's my whole case.
Evlendikten sonra bu firsati yakaliyamazsin.
Won't be able to do that after you're married.
Bu yüzden, o ve en iyi arkadasi, bir baska cadi, bir ölümsüzlük büyüsü yapmislar. Sonra Silas'in en iyi arkadasi olan cadi kiskanmis. Ve Silas'in sevdigi kizi onu ölümsüz yapma firsati bulamadan öldürmüs.
So he and his best friend, another witch, made an immortality spell, and then Silas'best friend witch got jealous and killed Silas'girl before he had a chance to make her immortal.
Sinirin güneyindeki kardeslerimle is yapma firsati dogmustu.
Had a business opportunity with our south-of-the-border brothers.
Takas firsati sunuyorum.
I offer exchange.
Sana bu seçimin bilgece oldugunu gösterme firsati sunuyorum.
I give chance to prove wisdom of it.
Minnetimi dile getirme firsati sunmuyorsun bana.
You've not given opportunity towards gratitude.
Onu daha iyi gözetlemis olsaydim onu tepeye götüremez ve ona kaçma firsati veremezdi.
If I had laid closer eye upon him, he would not have been able to see her to the ridge... and allowed opportunity of escape.
Spartacus'e mesaj iletmek için elimize geçen firsati degerlendirecegim.
I would use opportunity to send message to Spartacus.
Ben de o firsati kullandim.
So I took it.
Operasyonlariniza beklenmedik ölçüde taniklik etme firsati için tesekkürler.
Thank you for this unprecedented access to your operations.
Yani siz bu mahkemeye yemin altindayken, ki bunun anlamini herkesten iyi biliyorsunuz sizin görev sürenizde birini öldüren bir adami serbest biraktiginiz birini 16 yasindaki bir kizi bogan ve nefret ettiginiz birini hayatinizin en kötü gününde adaletin kefesini dengeye kavusturma firsati varken bu firsati kullanip onu öldürmediginizi ifade ediyorsunuz.
So you're telling this court... under oath, which I know you understand better than most... that a man who killed somebody on your watch... a man you released... who drowned a 16-year-old girl... a man that you absolutely hate... on the worst day of your life... and you have the perfect opportunity to balance the scales of justice... and your testimony is that you didn't seize that chance and kill him.
Benim kadar göte girme firsati sana sunulmaz ama.
You're not presented with as many "Ass Getting" opportunities as I am.
Bak, yillardir bu konuda çok kötü hissediyorum su an da özür dileme firsati buldugum için çok memnunum.
Look, I have felt terrible about this for years, and I'm glad I have the opportunity to tell you just how sorry I am.
Napolyon zamaninda iyi is çikardi ama ben ona isin sirrinin düsmanina ilk atis firsati vermemek oldugunu söylerdim.
Well, Napoleon did all right in his day, but I'd tell him the secret to that is never let your opponent fire that first shot.
Son firsati kacirmayin! "
Beat the deadline. "
Walking Dead hayran kurgumu okuma firsati buldun mu?
Hey, did you get a chance to read my Walking Dead fan fiction, yet?
Ben de seni seviyorum ve bu yüzden bu firsati tepmene izin veremem.
Well, I love you, which is why I can't let you pass up this opportunity!
Bunu yapmak için iki firsati vardi. Connolly'nin vuruldugu otelde ve burada kaçtigi savas odasinda.
He had two opportunities to do that- - in the hotel where Connolly was shot and here in the war room where she escaped.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]