Garbage tradutor Inglês
6,416 parallel translation
- Çöp yiyeyim deme sakın.
- Don't eat garbage.
Giderken çöpü de atar mısın? Atarım.
Can you please dispose the garbage on your way out?
"Kendinden geçmiş çöplük" denmesini tercih ediyoruz.
We prefer to be called "intoxicated garbage."
Cesedi çöpe atmadan önce 3 gün boyunca bunu yapti.
He did that for 3 days before dumping the body in the garbage
Ve kemikleri atmak istediğimiz zaman naylonu kaldırır ve çöpe atarız.
And when you want to dump the bones, just lift it out like a garbage liner.
Benim bir fikrim var, çöpe atabilirsin mesela.
Hey, I have an idea. Why don't you throw them in the garbage?
İyi, belki gelecek sefer Jennifer'ı arayıp çöp kutusunda sıçanların sana tuzak kurduğunu söylersin.
Cool, maybe call Jen next time the possum traps you by the garbage cans.
Bak güzelim, bu film büyük rezalet ama sen keyfini hiç kaçırma çünkü iyi bir film olsa, sen oynamazdın zaten.
Look, sweetie, this movie is garbage, but you should be happy about that,'cause if it was a good movie, you wouldn't be in it.
Haydi, istediğimiz her bir çöpü yiyelim.
Let's eat all the garbage we want.
Savaş birimleri orada saldırıya hazırlanırken arka birimler burada çöp bile toplayamıyor.
The combat units are organized to a tee and non-combats are shifted around like garbage.
O bir kız. Çöp kutusu değil.
That's a girl, not a garbage can.
Çöp kutusunu görüyor musun?
See that garbage can?
- Çöp kutusunu sik.
- Fuck the garbage can.
Zohar'a yapmaya çalıştığının aynısını çöp kutusuna yap.
What you did to Zohar, only now with the garbage can.
- Çöp torbaları ateşleniyor!
- Firing garbage cannon!
- Bu değersiz pizza manyağın teki tarafından teslim edildi.
- That's garbage pizza delivered from crazy town.
Yanık mağduru bir çiftin düğünü olur diye diğer gelin ve damadı çöpten çıkarttım.
By the way, I fished the other ones out of the garbage In case we ever get a burn victim wedding.
Onlar pastanın yarısının Radio Shack plastik köpüğü olduğunu anlayana kadar biz dönüş yolunu yarılamış oluruz. Merhaba.
We'll be long gone by the time they realize it's half cake-half styrofoam from the radio shack garbage.
Bununla karşılaştırdığında, o hatıralar çöp gibi kalacak.
Compared to this, those memories will be garbage.
Restoranlar artık yağları ve çöp gibi atılmışlar.
Waste runoff collected by restaurants and just thrown out like garbage.
Çöpümü şereflendirmesine ne dersiniz?
How about the honor of my garbage can?
Çöpte bulmuş.
Found it at the garbage dump.
Çöplerimi mi karıştırdın?
You went through my garbage?
Çöp kutunu boşaltıyordum.
I was emptying your garbage.
Arabamdaki dört camın ikisi çöp torbası.
Two of the four windows in my car are garbage bags.
Bir çöp toplayıcı, postacı, bir komşu, herhangi biri?
A garbage collector, mail carrier, neighbor, anyone at all?
Çocuklar, sanırım çöp öğütücünüzde bir sorun var.
You guys, I think something's wrong with your garbage disposal.
Fena değil, eşyaların çoğunu çöp torbasına atıyorum.
Not bad. Mostly just throwing stuff in garbage bags.
Bugünün çöp atma günü olduğunu bilmiyordum.
I didn't know it was garbage day.
Telefonlar kovaya. Ve bu çöpü de dışarı çıkartın.
Phones in the bucket, and take out this garbage.
Çöpü kim atacak.
Who takes out the garbage.
Dün gece çöpü çıkarmaya yardımcı olan bir çılgın duydum.
Heard some whacked-out helped empty the garbage last night.
Çöpten yemek yediğini penceremden görüyorum.
I see it eating out of the garbage can from my window.
Kampüs hizmetlerinden biraz daha çöp poşeti buldum. Ama dedikleri... Şey yapmayı istiyorsak...
I got some more garbage bags from campus services, but they said if we want to...
Çöp poşetlerini getir.
Go get the garbage bags.
Sokağın karşısında dükkanı olan Eduardo burada 20 tane çöp torbası buldular dedi.
Eduardo. Guy who owns the shop across the street, says there were about 20 garbage bags that were here.
Ama iki gün sonra, herhalde komik olacağını düşündüler işe gittiğimde her yerde o çöp torbalarını gördüm.
But then two days later, I think they thought it would be funny, I show up for work and there's garbage bags everywhere.
Ama Kenny işi bırakmadı, ciddi paralar kazandı. Ben de çöpten yemek toplayıp terk edilmiş binalarda yaşadım.
Meanwhile, Kenny, he stays in the business, starts making some real money while I'm eating garbage and sleeping in abandoned buildings.
Anlaşılan hepinizin kafası karışmış. Duygusal çöplerimizden kurtulacaktık normal çöplerden değil.
Okay, clearly everyone has confused this assignment about throwing away emotional garbage with... garbage garbage.
Bir sürü çöp ve sinekle dolduralım. Dilenci çocuklar getirelim ve bitirelim.
Fill it up with garbage and flies and bring some kids in to beg, then call it a day.
Bruce'un çöplerinden kurtulunca rüyada yaşıyorsun.
You get rid of Bruce's garbage, you're living a goddamn dream.
O aşağılık herif arkadaşlarının ölmesini ve senin ömrünü federal bir hapishanede çürütmeni umursuyor mu dersin?
You think that piece of garbage gives a damn that your friends are dead and that you're gonna spend the rest of your God-forsaken life rotting in some federal prison?
En azından sokakta çöp atma sırası olmayacak.
At least there's no garbage lining the street.
Çöp kovasını kim devirdi la- -
Hey. Who the hell knocked over the garbage ca...
Çöpten ilginç bir şeyler çıksa iyi olur.
Better be some interesting garbage.
İşe yaramazlarla başlayalım.
Let's start with the garbage.
Bugün öğlene kadar almadığınız şeyler işe yaramaz olarak nitelendirilecektir.
Anything left behind at noon today will be assumed garbage.
Sokakda elbisesiz yürüyor olurdu, çöplüğün içine doğru, sokak ortasında sıçarak ve işeyerek.
She'd be walking the street with no clothes on, rooting through garbage, just pissing and shitting in public. And?
Ivır zıvır taşımaya kalktığım zamanlarda bagajımı kapalı tutmaya yarıyorlar.
They're just to keep my trunk closed what if I'm ever hauling'garbage.
Senin kemer tokan beş kuruş etmiyormuş.
Your belt buckle is garbage.
- İnsan müsveddesi.
Human garbage.