Gazla tradutor Inglês
1,063 parallel translation
Gazla intihar etti.
He gassed himself.
Gazla orospu çocuğu!
Floor the son of a bitch!
Gazla.
Move it.
Gazla çay kaynatıyorlar.
They boil tea with the gas.
Bu havada yüzen beşik yeni bir gazla yükseliyordu : hidrojen.
This rock-a-bye baby is perking'along with a new gas : hydrogen.
Gazla!
Go!
- Gazla!
Drive!
- Gazla mı çalışıyor?
- Does it work on gas?
Elbette gazla çalışıyor.
Of course.
Biz tam gazla gidiyoruz onlarsa rölantiye düştüler.
We're full throttle, but they're down to stalling.
Gazla.!
Move it.!
Gazla, Charlie!
I'm sorry. But I just can't do it.
Kes sesini de gazla hadi.
Shut up and step on it.
Gazla!
Move it!
- Gazla, moruk!
- Sod off, old fart!
Zaten içindeki gazla Kuzey Denver'a varır.
He already has enough gas to go to North Denver.
Gazla!
Go fast!
- İç Çekmeler Köprüsüne, gazla.
- Bridge of Sighs, and step on it.
Gazla oğlum.
Come on, man.
Daha sonra Güneş muazzam atmosferini... uzaya kaçırıp güneş sistemini ürkütücü bir şekilde yanan gazla doldurur.
Then the sun will lose great shells of its outer atmosphere to space filling the solar system with eerily glowing gas.
Katalitik ceviricilerden önce yapilmis bir model... yani normal gazla calisabiiyor.
A model made before catalytic converters... so it'll run good on regular gas.
Hadi gazla gidelim!
Now you get us out!
Gazla!
Punch it!
Gazla geriye!
Back it up!
Gazla! Bas şu gaza!
Put that pedal on the floor!
Gazla!
Move it.
Tanrım, gazla uçuyor olmalı.
My God, he must be flying on vapor.
Temiz Polonya havasını soluyabilmen için o güzel kafanın içinde hangi mükemmel numaralar ve... taktikler vardı? Auschwitz'te o insanlar yavaş yavaş - gazla boğulurken?
What splendid little tricks and stratagem sprang from that lovely head of yours to allow you to breath the clear Polish air, while the multitudes at Auschwitz choked slowly on the gas?
Gazla hadi!
Punch it.!
Gazla.
Hit it.
Gazla!
Hang on!
Gazla!
[Vanessa] Go.!
Gazla!
Wheel out!
Short Round, gazla!
Short Round, step on it!
- Gazla, Hector amca.
Beat feet, Uncle Hector.
Gazla Sulu!
Go, Sulu.
- Çabuk gazla!
Get the hell outta here!
- Gidelim hadi, gazla!
- Let's go! Come on!
Çabuk! Gazla!
Hurry, go!
- hadi gazla.
- Drive out.
Işıklar, motorlar, araçlar her şey güçlü - gazla işliyor, metan deniyor.
The lights, the motors, the vehicles all run by a high-powered gas called methane.
Hadi, gazla!
Come on, burn rubber.
Zehirli gazla nasıl boğulduklarını gördü. Çığlıklarını işitti, bunu gördü.
He saw how they were asphyxiated, he heard them scream, he saw that.
Şu an durduğumuz yer 250,000 Yahudi'nin gazla öldürülmeden önce yüklendiği yer mi?
So where we're standing is where 250,000 Jews were unloaded before being gassed.
Oraya vardıktan iki saat içinde yüzde doksanının gazla boğulacağını biliyordum. Bunu biliyordum.
And I knew, of course, that within a couple of hours after they arrived there, 90 % of them will be gassed, or something like that.
"Hepsi gazla boğuldu. Hepsi öldü."
They're all gassed.
- Tam gazla.
Full steam.
Gazla!
Go straight.
- Hadi gazla!
Do it again!
- Gazla!
Hit it!
Bir anda onca insanı gazla nasıl öldürebilirlerdi?
Nobody is anymore alive! " " What do you mean, they're not alive? How could they...