Gelen tradutor Inglês
44,989 parallel translation
Annenin başına gelen şeylerin onun başına gelmesinden korktuğunu biliyorum Sen küçük bir çocukken, annenin her zaman oturma odasına içki sakladığı gibi.
I know you're afraid that she's gonna turn out like your mother that she's gonna hide her vodka in the living room like she always did when you were a boy.
Denize gelen, denize geri döndü.
what came from the sea, returns to the sea.
Geniş caddesinden gelen C treni gelmek üzeredir.
The broad street bound c train is now arriving.
Geniş caddeden gelen C treni gelmek üzeredir.
The broad street bound c train is now arriving.
Geniş caddeden gelen C treni.
This is the broad street bound c train.
Geçen gece aklıma gelen bir fikir.
Something, it come to me last night.
Yani yeni gelen veya bir ziyaretçi olabilir mi?
So he could be a newcomer, a visitor?
Hartford'dan gelen çok muhterem Diyakoz Mills'in şerefine. Kilisemize çok destek oldular.
And to the Right Reverend Deacon Mills from the greater Hartford area for supporting our church.
Evet. Çocuklara destek olmaya gelen anneler.
That's moms they come out to sport the kids.
Ama Ateşli Silahlar Bürosu Meksikadan gelen bir telefon çağrısı yakaladı.
But ATF did pick up a call from Mexico on the wiretap.
Hala Shotgun'ın telefonuna gelen çağrıların izini süremiyorum.
Still can't track the incoming calls to Shotgun's.
Orijinal telefonumuzdan gelen çağrı 10'da Palm Çölüne geçtiğini söylüyor.
The original incoming cell just passed Palm Desert on the 10.
Yolumdan gelen eski bir tapınak.
any old thang that comes my way.
- Gelen bu kızların hepsi fahişe.
These girls arriving are all whores.
Hem Afrika'dan gelen şu hayvan da kocamış bir adamın kemiklerini didikliyor.
And that animal from Africa is here to pick at an old man's bones, too.
Hristiyan askerler arasında yenik düşen düşman askerlerinin cesetlerini gömmek bir âdetmiş. Böylece köpekler ve leş için gelen kargalar kovulurmuş.
Among Christian soldiers, it's customary to bury the bodies of your fallen enemy and shoo away the dogs and crows that come for the carrion.
Gücünü karnında kurarsın Ve sonra onu bırakman gerek, Ve görünüşe göre, bir Kontes'den gelen iyi bir hırdavat yapar.
You build up the power inside your belly and then you need to let it out, and a good thrashing from a Countess does the trick, apparently.
Aklıma gelen bir satır şöyle...
A line from memory is...
Regent Street'ten gelen sesi duyabiliyor musunuz?
Can you hear it? Coming from down from Regent Street?
Mazeretleriyle gelen kamçılanmış tazılar.
The whipped hounds with their apologies.
Ayrıca elimde babanızın bir sandık dolusu eşyası size, babanıza, annenize yazılan ve annenizden gelen mektuplar var.
I also have a trunk full of your father's belongings, letters to you, to your father from your mother.
Karanlıktan ve cennetten gelen bir âşığım.
An admirer from the darkness and from on high.
Bacadan gelen havayla kurusun diye odasına ateş yakmadım.
I didn't light the fire in her room, so she can dry in the draught.
Cevap bekleyen soru şu, İngiliz toprağında meydana gelen bu olayda yetkililer teröristlerle anlaşmaya mı çalışacak yoksa müdahale mi edecekler?
The question here, too, is do authorities face terrorism with negotiation or force on British soil?
Diane'e gelen mesaj :
Incoming to Diane :
Bana ilginç gelen şey şu, diyelim ki Helmend vilayetinin haritasına bakıp duran bir adam kalkıyor, dost ve müttefikleri, bu çılgınca rüyanın onların da çılgın rüyası olması için ikna etmek üzere Avrupa'nın yolunu tutuyor.
It's always seemed funny to me how a man can go from looking at a map of, I don't know, say Helmand province, to finding himself in Europe trying to persuade our friends and allies that his crazy dream is their crazy dream too.
Doğrudan savaş alanından gelen general.
The general, direct from the battlefield.
Çarpışmadan gelen birinin duş yapmasına gerek yoktur.
No need to shower when you're straight from the fight.
Gelen bilgi yardımcı olmuyor.
I'm trying. This info ain't meeting me halfway.
Koca Ayak'tan gelen çocuklar bunlar.
It's those boys from Sasquatch.
İhityarın sana bıraktığı mülklerden..... gelen parayı istiyorum.
The money you made from selling the properties your old man left you.
Telefonundan gelen sinyal bizi boş bir yere yönlendirdi.
The signal from your phone's been routed to an empty building...
Sen başıma gelen en müthiş şeysin ve bir dakikalığına bile aklına başka bir şey gelmesin.
You are the greatest thing that ever happened to me, and don't you for one minute think anything else.
- Yeni gelen, Ziggy.
This new boy, Ziggy.
Genellikle bu saatlerde ekrana gelen David Brinkley's Journal bu gece yayımlanmayacak. Onun yerine özel bir programla karşınızdayız.
David Brinkley's Journal, usually presented at this time, will not be seen tonight, so that we may bring you the following special program.
Radyodan gelen bir ses duydun ve şimdi beni - bu sesin ona ait olduğuna ikna etmeye çalışıyorsun...
You heard a voice coming through the radio, and now you're convinced that it's the voice of...
Ziyarete gelen dostlarımız olduğunda hep bunu yapıyorduk.
We always served this when we had friends to visit.
Bu şey bir şimşek ten gelen enerjiyi dönüştürebilir.
This thing can transmute the energy from a lightning bolt.
Erken gelen mafyalardan kötüsü yoktur.
Nothing worse than early gangsters.
Aklına ilk gelen isim nedir?
What's the first name that comes to your mind?
- Aklına gelen...
- Comes to your mind.
Bana yardım etmen başıma gelen en kötü şey idi.
You helping me was the worst thing that ever happened.
Onları bana ver, benim bakımıma, gelen her neyse onları ondan korumak sözüyle beraber.
You give them to me, to my care, with a promise to protect them from whatever comes.
Sen aşağıdayken gelen gözcü raporlarına göre limanda 5 tane iki direkli gemi bulunuyormuş.
Lookout reports had five two-masted vessels in the harbor while you were below.
Billy'den gelen istihbarata göre bunları bekliyorduk.
That's what Billy's information suggested we should expect.
Gelen adamların söylediklerine göre son sandal buymuş.
According to the men who just landed, that is the last longboat.
- Eşyalara gelen hasar varken borda kısmını ateş açmak için yeterince döndüremem.
With the damage done to the rig, I can't maneuver our broadside around fast enough to be of any effect.
Sadece son örneğin sonucunu göndermek kaldı, geç gelen örneğin.
We just have to send you the results of the last sample, the one we received later.
Başıma gelen en iyi şeydi.
Best thing that ever happened to me.
Anneni düdüklemeye gelen adi herifi oynuyor bence. Annemi düdüklemesini istemiyorum ama ya.
Well, I don't want him banging my mom, dude.
Evet, kapıya gelen oydu.
Yeah.