Gelıp tradutor Inglês
519 parallel translation
Kokmuş saçlarını yıkayıp kendine gel.
Wash that smelly head of yours, and wake up to your senses.
Gel buraya. Şimdi kıpırdamadan dur da, Beyaz Adam'ın Noel yemeği olabilesin.
Now you just stand still so you... can be Christmas for the white folks.
Gel, güzel bir ateş yakıp birkaç balık pişirelim.
Come, we make a nice fire and we cook some of the fish.
Tambul, bir adam alıp gel.
Tambul, get a man and follow me.
- Yedek anahtarı alıp yukarı gel.
- Come on up with the passkey.
Hadi gel, canım! Şehri yakıp kavuracağız!
Come on, honey, we're gonna burn up the town!
Gel haydi, kıpırda.
Come on! Get a move on.
McIlhenny, defter kalem alıp gel.
Mclllhenny, bring a book and pencil in here.
Kalıp onunla karşı karşıya gel.
Stay here and shoot it out.
Orada taksi bulabilirsin. Bir tanesine atlayıp kiliseye gel.
There's some taxis there.
Hadi buraya gel. Bacaklarını uzatıp biraz dinlenirsin.
Here, come on over here, where you can stretch out and get some rest.
Ofisteydim ve karım telefonla beni arayıp hemen eve gel dedi.
What's wrong with running? I was down at the office, my wife called, she told me to get home in a hurry, and I'm tryin'to get...
O bıçağı yere bırakıp benimle gel hadi.
Put that knife down and come with me.
Gel Maria, yukarıya çıkıp biraz dinlenelim.
Come on, Maria, let's us go sit upstairs for a while
Yanlış anlamayın, anlaşmanın bir sorunla karşılaştığını..... veya uyum sağlanamadığını..... veya yanıp kül olduğunu veya başarısız kaldığını söylemiyorum.
Understand, I don't mean to say that our merger has hit a snag, or failed to gel, or gone up in smoke, or fallen through.
Annenin küllerini alıp bizimle Brezilya'ya gel.
Bring your mother's ashes and come with us to Brazil.
"Gel bili bili." diye bağırıp elindeki sopayı çizmelerine vuruyordu.
Then he shouted, "Come on, chick, chick!" And whacked his stick against his boots.
Gel, yukarı çıkıp onları dinleyelim.
Come, we'll go up and eat something.
Hemen eve git de sözünü ettiğin çiçeği alıp gel.
Come home and brings that plant.
Subert Alley'de dur, sepetini ve elmalarını alıp gel.
Stop off at Schubert Alley, get the bag and her apples.
- Gel canım, çıkıp biraz dolaşalım.
Come on, honey, let's go for a walk.
Kapıyı açıp, şöyle dermiş : " İçeri gel.
He opens the door and says, " Come in.
Eğer geldiğinde tişörtü asılı görürsen bir tur daha atıp tekrar kontrole gel.
If it's still there, keep driving round and coming back to check.
Her dördüncü adam koş ve arabanı alıp gel!
Every fourth man, run and get your car!
Kağıt kalem alıp buraya gel!
Better get in here with a pad and a pencil.
Gel bir dükkân açıp ticaret yapalım.
Let's open a shop and sell goods.
Boynuna sarıp hakkından gel.
Tie it on and let her have it.
Derhal üstünü ve çantanı alıp buraya gel.
Get your coat and your bag and come here.
Bugün tatil yapıp benimle Londra'ya gel?
Look. Why don't you take the day off and come up to London with me?
Gel, yatıp uyuyalım.
Come, let's go sleep.
İki hafta sonra gel.
You'd better come bac k i n a cou p I e w ee ks.
Baltanı alıp buraya gel ve yardım et.
Get your axe and come on up here and pitch in.
Yangın tüpünü alıp buraya gel.
Get back over here with that extinguisher.
Dinle, gel şu ambar kapaklarını açıp aşağıya doğru bağıralım.
Listen, let's open these hatches and shout down below.
- Sen Bitik'i bul, polisleri alıp buraya gel. Hadi.
Go and find Bitik and bring the police
Hadi dolaşıp arkaya gel.
You just go around the back.
Şimdi kıçını kaldırıp buraya gel.
Now get your ass down here.
- Kıçını kaldırıp şuraya gel, Gate.
- You get your ass over there, Gate.
Akşam 5 gibi tekrar gel.
Come back this evening at around 5 p.m.
Hem de çok ayıp. Gel biraz laflayalım.
It's a pretty mean thing to do.
Bu gece gel, lütfen.
Oh, come tonight, p-please.
Şimdi, kıçını kaldırıp buraya gel... ve şu şeritleri gaz kavonozuna tak, kapat.
Now, you get your ass in gear and get over there, and put that strip in that gasoline jar and move it!
Ama eğer bir ses sana "Buraya gel, seni seviyorum." derse ve bir el uzanıp seni sert bir şekilde çimdiklerse, sevgi o el tarafından bozulmuştur, değil mi?
BUT NOW IF A VOICE SAYS, "C-COME HERE, I LOVE YOU" AND THEN A HAND REACHES OUT AND PINCHES YOU LIKE THAT, HARD, THEN--THEN LOVE IS SPOILED BY THAT HAND, ISN'T IT?
Buraya gel küçük p.ç. Ağzını yüzünü dağıtacağım.
Come here, you little twerp. I'm gonna bust your stupid face!
Niçin dışarı çıkıp kurulanmıyorsun? Gel de üzerine yeni kıyafetler al, tamam mı?
Look, why don't you dry yourself off and get some fresh clothes out of the locker, okay?
Antilop ya da bufalo avlayıp gel-gitleri seyrederek zaman geçirdik.
We hunted antelope or buffalo whose migrations ebbed and flowed with the seasons.
Hadi benimle gel, saklanıp, kendi ailemizi kuralım ve huzurlu bir hayatımız olsun
Let's go into hiding and have the baby And lead a peaceful life
Ya çık buraya gel, kendin ilgilen ya da kıçını kırıp otur ve bu işi bana bırak.
Either come out here and take care of it yourself or butt out and let me handle it.
Çocukları da alıp, bizimle gel Siri.
Come with us, Siri, and bring the kids.
Şimdi şunu bırak da soğuk bir duş yapıp kendine gel.
Jump in there and wake yourself up!
Gel gör kılıçları, yatağanları ateş çıkarıp göklere varan orda yükseklerde hudutlarımızda düşmanın kanı dere gibi akıyor
Come and see swords and bancals that light fires high, way up to the sky high up at our borders flows our enemy's blood