Getirdim tradutor Inglês
20,261 parallel translation
- Getirdim!
I got it!
- Getirdim mi? !
You got it?
55'e ait katalogu buldum ve işine yarayabileceğini düşündüğümden buraya getirdim.
I found the catalogue for 55 and I thought it might be useful for you - so I brought it over.
Ama... sana yemek getirdim.
But... - I brought food. - Oh.
Ziyafetten artanları getirdim.
I bring scraps from the feast.
Size geleneksel pekin ördeği getirdim.
I brought the traditional Peking Duck.
Bolca sevinç ve Benjaminlerin müjdesini getirdim!
I bring good tidings of great joy and Benjamins!
Bebek doğuracağım ve eve polis getirdim diye kıskandı, kızdı?
She is jealous and angry, because me having babies and bringing the police.
Geri getirdim.
Brought it back.
Sana okuman için bir şeyler getirdim.
Mm. I have brought you some reading.
Bense burayi gorkemimize yarasir bir bahce haline getirdim.
I had it repurposed into a garden worthy of our splendor.
Limonzıkkımını getirdim.
Here's his damn lemonade.
Ama ırkçıları bir araya getirdim.
But I gathered the haters together.
Sonra yemek yarışmalarını izlemeye başlayıp takıntı haline getirdim...
But then I started watching those cooking competition shows and got obsessed.
İki dakika önce falan getirdim seni.
I brought you back here like two minutes ago.
Skala göreliliği dersin için not hazırladım. Gelecek hafta için evde çözmeleri gereken test de getirdim.
Listen, I, uh, prepped some notes for your lecture later on scale relativity, and, uh, here are some of the take-home quizzes for next week.
Hayır, tıpkı Guero'nun söylediği gibi onu sana getirdim.
I just brought it to you like Guero told me to.
İşte al, sana kıyafet getirdim.
Here, I got you some... clothes.
Görevimi yerine getirdim.
I did my duty.
Buraya getirdim.
Brought them here.
Ben kendi kısmımı yerine getirdim.
I did my bidding.
Sana gömlek getirdim, kahveni üzerine giy.
I brought you a shirt, so put your coffee back on.
Ben çocuklarını bir araya getirdim, sen de bana o ipucunu ver.
I put your boys back together, you give me that lead.
- Evet, Waverly için getirdim.
Yeah, I hauled it for Waverly.
Annemi öldüren adamı yakaladım. Ama bunu yapınca, dünyamızı yeni tehditlere karşı açık hale getirdim. Bu tehditleri engelleyebilecek kadar hızlı tek kişi ise benim.
I hunted down the man who killed my mother, but in doing so, I opened up our world to new threats, and I am the only one fast enough to stop them.
Bizleri, bize diz çökecek, savunmasız fethetmemizi bekleyen bu yeni dünyaya getirdim.
I've brought us to this new world which lay before us, defenseless, ours for the taking.
Annemi öldüren adamı yakaladım. Ama bunu yapınca, dünyamızı yeni tehditlere karşı açık hale getirdim.
I hunted down the man who killed my mother, but in doing so I opened up our world to new threats.
Erkek ve kız kardeşlerim bizleri fethetmemizi bekleyen bu yeni dünyaya getirdim.
- Reverb. My brothers and sisters, I've brought us to this new world, ours for the taking!
BoJack, sana Four Loko getirdim.
BoJack, I brought you Four Loko.
Dört tane Four Loko getirdim.
I brought four Four Lokos.
Bunları getirdim sana.
Brought you these.
Onu geri getirdim.
I just brought him back.
Sana yardım edebilecek bir arkadaş getirdim.
I've brought in a friend who might be able to help.
Sana bir ziyaretçi getirdim.
I've arranged a visitor for you.
- Boş vaktim yok ki. Hazır imza atıyorken, personel için kartpostal getirdim.
While you're signing, I have a stack of holiday cards for the staff.
Lacey'nin gitmesine izin ver. Linda ve Lacey'i buraya getirdim istediğin gibi, Baal.
I brought Linda and Lacey here like you wanted, Baal.
Gücünü takıntı hâline getirdim.
I became obsessed with its power.
Bak, gerçek arkadaşlarım için şampanya getirdim, çünkü sen öylesin.
I got champagne for my real friends,'cause that's what you are. - A real friend.
Yine de sana iş getirdim.
I still managed to get you jobs.
Açsındır diye düşündüm ve yiyecek bir şeyler getirdim.
- To talk. And I thought you might be hungry, so I brought you some food.
Seni buraya sahte iddialarla getirdim ama hissettiğin sevgi gerçek.
_ _
Bakmak istersen diye senaryoyu yanımda getirdim.
I have the script with me if you want to take a look at it.
Bu yüzden buraya geldim, bu yüzden kızı buraya getirdim.
That's why I came here, why I brought her.
Bir parça getirdim.
I brought this song.
- Partiden bir şeyler getirdim.
- Some goodies from the party. - Thank you.
İzin formlarını getirdim ama acele etmen gerekmiyor.
I have the informed consent form here, but there's no rush.
Kızarmış tavuk getirdim!
I brought fried chicken!
Biraz yapılacak iş getirdim.
I just brought a little work.
Sana biraz Güney Kutbu getirdim.
Brought a bit of the South Pole back for you.
Sana viski getirdim.
Hey, hey.
Seni geri getirdim.
I brought you back.
getir 116
getireceğim 51
getir onu 108
getiririm 30
getireyim 73
getiriyorum 62
getir şunu 18
getirin 79
getirin onları 22
getir onu buraya 20
getireceğim 51
getir onu 108
getiririm 30
getireyim 73
getiriyorum 62
getir şunu 18
getirin 79
getirin onları 22
getir onu buraya 20