Gidebilirsiniz tradutor Inglês
2,809 parallel translation
Gidebilirsiniz.
Dismissed.
Şanslısınız ki, şu aralar buralarda istenmiyorsunuz, maça gidebilirsiniz.
Luckily, you're not wanted here this afternoon, so you will go the game.
Gidebilirsiniz, Bay Fletcher.
You can go, Mr. Fletcher.
Katilleri yakaladılar, yani gidebilirsiniz.
They caught the killers, so... Well, go on, then.
Bayan Cowley, gidebilirsiniz.
Ms. Cowley, you're excused.
Yani, buradan defolup gidebilirsiniz.
So you can get the hell out of here...
listeye yazarım Gidebilirsiniz
Thank you. You can go.
Gidebilirsiniz.
You may go.
Telefonunu açmıyor. Siz gidebilirsiniz.
Hey, Boss won't answer his phone, you can go.
İfadenizi yazdırdıktan sonra gidebilirsiniz Battal bey.
Battal Bey, you can leave after your testimony is written down.
Tamam, gidebilirsiniz.
Okay. You can leave now.
Şimdi gidebilirsiniz.
Now go.
Ama bu gecelik bunlara bakacağız. İyisiniz. Eve gidebilirsiniz.
But for tonight, based on what I see, you're fine ; you can go home.
Bensiz de gidebilirsiniz.
I seem to be doing that a lot.
Tamam, artık gidebilirsiniz.
Okay, now go.
Çocuklar, mahkemeye ne kadar hızlı gidebilirsiniz?
Guys, how fast can you get to the courthouse?
- DNA örneğini alır almaz, gidebilirsiniz.
- You can leave as soon as we get a dna sample.
Bittiyse artık gidebilirsiniz.
That's all. You may go.
Gidebilirsiniz.
Uh, go on.
Meksika'ya 20 dakikada gidebilirsiniz.
You can make it to Mexico in 20 minutes.
Ben ifadenizi alırım. Sonra gidebilirsiniz.
I'll get your statement, then you can go.
Kadın doktora gidebilirsiniz.
To a female doctor.
Hapishaneye gidebilirsiniz, lütfen.
He's right... You can go to prison. Please.
genel görecelik kuramında Einstein'ın, yerçekiminden bahsettiği, ve yerçekiminin nasıl tarif edildiği, işte o zaman uzay-zamanı düşünmeye başlarsınız, ve onu bükmeyi... ve aslında uzay-zamanı doğru yönde bükmekle zamanda geriye gidebilirsiniz.
The harder one to think about is general relativity, where Einstein talks about gravity, and how to describe gravity. And there, you can start thinking about space-time, and bending it, and actually by warping space and time in the right way, you end up going backwards in time.
Şimdi gidebilirsiniz.
You can go now.
Gidebilirsiniz.
Go on.
Şimdi gidebilirsiniz
You can go now
- Evet artık gidebilirsiniz.
- Yes, you can go now
Bana inanmıyorsanız, gidebilirsiniz.
If you can't believe me, you can go.
- Efendim? - Artık gidebilirsiniz.
Would you leave now?
Bu yüzden gidebilirsiniz.
You're all dismissed.
O zaman artık gidebilirsiniz.
Then.. you should probably get going.
Bu yerlere dinlenmek için gidebilirsiniz fakat çoğu zaman yorgun dönersiniz.
You leave on these vacations to rest, but there are many times when you come back tired.
Eve gidebilirsiniz.
You may leave.
Gidebilirsiniz.
Now you can go home.
Tek istediğiniz buysa eğer, yolunuza gidebilirsiniz.
Well if that's all you desire, then be on your way.
- Gidebilirsiniz.
- Leave me.
Tamam, gidebilirsiniz.
Well, you can go.
- Gidebilirsiniz ama bir anlaşma yaptık.
- You can, but we made a deal.
Öğle yemeğine gidebilirsiniz.
You can all go to lunch now. Ew!
Gidebilirsiniz.
You can go.
Domuzlar gidebilirsiniz.
All right, Piggies, be gone!
Sizler gidebilirsiniz. Sabrınız için teşekkürler.
Thanks for your patience.
- Siz gidebilirsiniz, ben iyiyim.
- Do not you guys go, I'm fine.
Oyuna gidebilirsiniz
You are perfectly welcome to attend the game, you know.
Tamam, siz gidebilirsiniz.
Okay, you guys can go.
Artık gidebilirsiniz.
You can go now.
Sola da gidebilirsiniz, sağa da.
Now, you can go left, you can go right.
Helikopterle gidebilirsiniz.
You can go with the helicopter.
- Mapleview'den gelen görevlilerle gidebilirsiniz.
Whoa. Whoa, whoa.
Gidebilirsiniz.
Go now.