Gidersem tradutor Inglês
2,034 parallel translation
Javier, şimdi gidersem 20 yıl da bunu yazarım.
If I go now, I write about it here the next 20 years.
Ben gidersem fena giderim!
I've broken stronger men than you.
Gidersem, asla dönmem!
When I leave now, I'll never come back!
Eğer gidersem daha güvenli olur.
It's safer if I walk away.
Seni kaybetmekten nefret ediyorum ama, özellikle şu an, Cash'e bunun için gidersem, küçük bir öpücüğü kabul edebilir ama, iki katının?
I mean, I'd hate to lose you, but if I go to Cash with this, especially right now, the way things are, he might agree to a little kiss, but a double?
Şey, onlarla gidersem seni satmış olmam değil mi?
Well, you wouldn't mind if I went with them, would you?
Eğer hafta arası gidersem Disneyland'de sıraya bile kaynayabiliyorum.
I get to cut the line at Disneyland, if I come mid-week.
Ama bilmeni istiyorum ki, eğer o kapıdan çıkıp gidersem Ken, bir daha aramayacağım.
But I want you to know, if I walk out that door Ken, I'm not gonna call again.
Eğer iyi gidersem sonunda diplomamı alabilirim.
If I do well, that means I can finally finish my degree.
Eğer ben gidersem annem uzaklara gidip. yeni işine başlayabilir babam da yalnız yaşayabilir.
If I was gone, my mom could go away and start her new job, my dad could live alone.
Ben gidersem burada kim duracak?
If I go, who will stand here?
Eğer bir sevgiliyle gidersem ne yapacağımı bilemem.
I don't know what I would do with a date.
Ama nereye gidersem tehlike peşimden geliyor.
But danger has been following me everywhere I'm going.
Gidersem kontratımı ihlal etmiş olurum.
If I do, I'm in breach of contract.
Yalnızca... nereye gidersem gideyim, benimle birlikte olduğunu biliyorum.
I just... knew he'd be with me. Wherever I went.
Eğer içkiden sonra gidersem, soğukkanlı olabilirsin değil mi?
So you're cool if i just stay for drinks, right?
Gidersem Washington ve Tel Aviv bunu görmezden gelir.
I leave, Washington and Tel Aviv look the other way.
Ben gidersem eğer, düşüncelerimi okur, yalan söylediğimi düşünür ve acele eder.
If I go, he'll read my thoughts. He'll think I'm lying.
Hem nereye gidersem gideyim, kimse beni görmek istemeyecek.
And no one would want to see me anywhere I went now.
Ama Iz, eğer gidersem geri dönebilir miyim, bilmiyorum.
But, lz, if I go I don't know. I don't know if I can come back. If I go...
Gidersem Cennetle cehennem arasından cenneti seçerim!
In the choice between heaven and hell, I choose heaven! I choose life!
Belki gidersem, her şey düzelebilir.
" Maybe if I were gone everything could be fixed.
Eğer gidersem, neden kimse umursasın ki?
" Why would anyone even care if I were gone?
House ben gidersem, senin dönebileceğini söyledi.
- Why would you... - House says if I go, you can come back.
Hangi yoldan gidersem gideyim mutluluk beni takip eder.
Whichever road I'm travelling on.. Happiness follows me.
Oraya sarhoş gidersem üzülürüm.
Feel bad going there drunk.
Ne kadar uzağa gidersem gideyim daima geri döneceğim bir ailem olduğunu bilirim.
Ahh, don't matter how far I travel, I always know I got a family to go back to.
Ben gidersem, sen de geleceksin, değil mi?
If I go, you'll come too, right?
Batıya doğru gidersem otoyola çıkarım, değil mi?
It's due west back to the highway, right?
Bu şekilde gidersem tüm emekli maaşımı telli not defterlerine yatıracağım.
At this rate, I'll spend my whole pension fund... on spiral notebooks.
Nereye gidersem gideyim
.. wher.ever. I go. "
Saatte 85 km hızla gidersem, depo başına 80 km tasarrufum olur.
Going 55 miles an hour gets me an extra 50 miles per tank of gas.
Ustabaşının dediğine göre, geceleri evsizlerle başları dertteymiş. Ben de geç bir saatte gidersem onlara denk gelebilirim diye düşündüm.
yeah, the foreman said that, uh, they have a problem with the homeless at night, So i figured i'd go down there later,
Eğer New Mexico gidersem hala onunla birlikte hamile olacağım.
I'm still going to be pregnant with "it."
Nereye gidersem gideyim, hep göğüslerimi dikizliyor.
No matter what direction I move, he's always staring at my chest.
Ama eğer gidersem Donald, borçlarımı ödeyemeden gitmiş olacağım.
But if I left, Donald I'd never be able to pay off me debt.
Bacağımda kurşun yarasıyla acil servise gidersem ne olur sanıyorsun?
What you think gonna happen if I show up to the ER with a gun wound?
- Ama yalnızca gidersem açın.
But only if I go.
Bunlar masama gidiyor..... eğer gidersem o zaman alabilirsiniz.
These are going in my desk and if... WHEN I get back then you can have them.
Eğer oraya gidersem...
If I go there,
Eğer gidersem seni de yanımda götüreceğim.
If i go, i'm taking you with me.
Bu çöplükte nereye gidersem gideyim, Elliot Bilmemne diye acayip sinir bozucu bir doktor var, ve devamlı benimle konuşmak için- -
- I'm glad you asked, because it seems like no matter where I go in this dump, this unbelievably annoying doctor, Elliot somebody, keeps coming up to me and talking to me... Oh.
Böylece oraya gidersem mucizevi birşeyler olacağını düşündüm.
So I thought something miraculous would happen if I went.
Yani hemen banyoya gidersem bu harika olur.
So if I can get you to leave the bathroom it would be really great
İznin olmadan gidersem, beni tanımayacağını söyledin.
You said you would disown me if I left without permission.
Ben gidersem, sen de gidersin, bu basit bir hesap.
I go down, you go down. I mean, that's just math.
O şekilde savaşa gidersem,... asla iyi savaşamam.
If I were to go on war like that, I would never be able to fight with all my might.
Eğer gidersem Kasumi ve senin gibi iyi dostlar bulamayabilirim.
If I do go, people like you and Kasumi who are into the same stuff I am... might be hard to find.
Bende düşündüm, eğer Miami'ye gidersem.. ve orada Tommy D'Antonio ile tanışırsam, Belki bir kaç şeyde ben öğrenebilirim, anlıyorsun değil mi?
So I thought, when I come down to Miami, if I could just meet Tommy D'Antonio, maybe I could learn a few things, you know?
Eğer gidersem bir daha asla geri dönmem.
If I walk away, I am never coming back. You know this, right?
Benim hakkımda hiç iyi söz söylemez çünkü gidersem, onun çalışması gerekir ve bu sebeple bütün enerjisini mağazaya harcamak zorunda kalır.
He'll never say kind words about me. Because if I were to leave, he has to work.