Glove tradutor Inglês
2,370 parallel translation
Ben beyaz eldivenim.
I'm white glove.
Askılıkta eldivenli falan mı?
Like, in a sling, with the glove?
Torpido gözünde bir tane don buldu.
She found a pair of panties in my glove compartment.
Eldivenini bana ver.
Toss me your glove.
O halde bir eldiveni çıkarayım.
Fine, I'll take off one glove.
Anahtarlar ve oğlumun adresi torpido gözündedir.
The keys and his address are in the glove compartment.
eldiven yerine de vajina vardır.
Instead of a glove, it's a vagina.
tümsekten inerken eldivenler bile, "ha siktir bu çok garip."
You walk out on the mound, even your glove's going, this is fucking weird.
Eldivenimi kaybettim.
I lost my glove.
Topu yakaladığını gör.
See the ball into the glove.
Evet, sana yeni eldiven de aldım.
Yeah, and I got you a new glove.
- Torpido gözüne bak.
- Look in the glove compartment.
Neden bilmem, ama bu beyaz eldiven muhabbetinin ürkütücü bir yanı var.
I don't know why, but there's something creepy about the white-glove thing.
Sanki bir eldiven gibi vücuda oturur.
It fit like a glove.
Eldivenimi mi istiyorsun?
You want my glove? Are you enthralled?
- Puro rulosu, beyaz eldivenle servis -
Cigar roller, white glove service -
Eldivene at bakalım.
Put it right in the glove.
Eldivenleri ayaklarının altına koy.
Put her feet under the glove compartment.
Eldivenlerimi almalıyım.
I've got my glove needed.
Bana ona ait bir şey getirmeni istiyorum, değer verdiği bir şey atkı ya da eldiven veya tişört, tatlım?
I want you to bring me something of his, something that he's had close to him, like a scarf or a glove or a T-shirt, all right, darling?
Bu arada senin bir eldivenini daha alabilir miyim?
Oh, by the way, could I have another glove of yours?
Ne eldiveni?
What glove?
Kaybettiğim eldivenimi ona mı verdin?
Did you give her my missing glove?
Kadife bir eldiven içine gizlenmiş demir bir el uzatıyorlarsa bunun hiçbir olumlu anlamı yoktur.
If they are extending an iron hand concealed in a velvet glove... Then it has no positive meaning.
Torpido gözünü aç.
Open the glove box. Open it.
Torpidoya bak. İlk yardım seti falan vardır.
Check the glove, there's probably a first-aid kit or something.
Başka eldiven var mı?
Got another glove?
Güzel eldiven.
That's a nice glove.
Kanguru derisinden yapılma beyzbol eldiveni aldım.
I bought him a baseball glove made out of kangaroo leather.
Yatağının yanında, ilaç dolabında üst çekmecende, eldiven bölmesinde ve burada, çantamda.
Next to your bed, in your medicine cabinet... your top-desk drawer, glove compartment... and right here in my purse.
Eldivenine ne oldu?
What's wrong with your glove?
Sence gereğinden fazla nazik biri mi?
Do you think maybe he's a bit too much velvet glove?
Peki ya beyzbol eldiveni?
How about's baseball glove?
- Bana bir iyilik yapın ve eldiven kullanın.
- Do me a favor, use a glove. Use a glove.
Torpidoda.
In the glove box.
Dokunmaktan kaçınmayı öğrendik çünkü eldiveninizden mesanenize kadar olan alanda önemli bir kesik olursa oksijen kıyafetinizden sızar ve ölürsünüz.
We learned what to avoid touching... because if you make a significant cut in your glove through the bladder... the oxygen will leak out of your suit and you will die.
Evet, eldivenimi bulamadım.
Oh, yeah, I couldn't find my glove.
Eldiveni hala bırakmak istiyor musun?
If you want to drop the glove in now?
Torpidoda yiyecek bir şeyler vardır belki.
There might be food in the glove box.
Unutkanlıktan, arabadan inerken torpido gözünde birkaç kilo eroin unutuvermişsindir.
Pop out and leave a couple of kilos in the glove compartment.
Torpido gözündeki "parti boyu" ndan bahsetmeye gerek bile yok.
Not to mention the party pack in the glove compartment.
Çantayı bagaja yerleştir, ve arabanın ön gözündeki zarfı bana getir.
Place the bag in the trunk, and take an envelope in the glove compartment.
Torpido gözünü aç.
Open the glove box.
Top geldiğinde, eldivenini yere doğru aç ve topun eldivene gelişini takip et.
When the ball comes, glove on the ground, watch it into your glove. All right?
Eldiveni kuyruğunun arkasında tut.
Just hold the glove under his tail.
Buldukları şeyi kibarca torpidoya koyarlar. İşte bu yüzden, Alexa torpidoyu açınca durumu anlayıp, beni hapse attırırdı.
They'd politely leave it in the glove box, where Alexa would find it and have me thrown in prison.
Aptal kafam, eldivenimde bir ponpon vardı ama düşmüş.
Ooh, silly me, there was this little Pom-pom on my glove and it fell off.
Fazladan eldiveniniz var mı?
Uh, do you have an extra glove?
Eldivenin içine girdiğinde diğer elini üstüne koy ki top eldivenin içinde dursun, tamam mı?
When it goes into the glove, Put your hand over it, So that it stays in the glove, all right?
Eldiveni aşağıda tut, tamam mı?
All right, keep that glove down, now, all right?
Eldiveni aşağıda tut.
Get that glove down.