Grammar tradutor Inglês
528 parallel translation
"Cebir Prensipleri", "Ahlak Temeli", "Gramer".
"Principles ofAlgebra"... "Elementary Ethics"... "Grammar"...
- Onu dilbilgisine uygun konuşturmak.
- To get her to talk grammar.
- Ööle konuşmak isteyen kim?
- I don't want to talk grammar.
- Bu oda dilbilgisi kitaplarıyla dolu.
- This room's full of books about grammar.
Sanırım amacı, hayatının bir döneminde ortaokul tarih dersi aldığını göstermek.
I assume his purpose is to demonstrate that at one time or another he was subjected to a grammar-school course in history.
- Ancak dilbilgisi kitabım boş.
- But my grammar books empty.
- Dilbilgisi kitabı mı?
- Grammar book?
Gayet güzel bir gramer.
Such beautiful grammar.
Cümleler düşük ama hayat güzel değil mi?
Pardon the grammar, but ain't life grand?
Gramer okulunun yanından Elmore yolunu yürümem yeterli.
All I have to do is walk down Elmore Lane... past the grammar school and I shall be home in two minutes.
Kısık sesini ve berbat dilbilgisini hatırlıyorum.
I was remembering her low voice and how bad her grammar was.
- Temel dilbilgisi.
- Basic grammar.
Gramerini istediğin gibi değiştir ama özüne dokunma.
Change the grammar all you please, but leave the guts in it.
Dilbilgisi konusunda endişelenmeye başladıysan iyileşiyorsun demektir.
When you start worrying about your grammar, I know you're getting well.
Bir İspanyolca sözlük ve dilbilgisi kitabına ne dersin?
How about a Spanish dictionary and grammar?
13 yaşıma kadar bir otobüs beni 5 km ötedeki ilkokula götürüp getirdi.
Till I was 13, a bus took me three miles that way to grammar school.
Gramere önem ver!
- Watch them grammar!
Almanca gramerine özellikle önem vermenizi istiyorum.
Pay particular attention. if you will. Miss Prism... to her German grammar.
Cecily, Almanca gramer kitabın masanın üzerinde.
Cecily, your German grammar is on the table.
Myra Mckillip de ilkokuldaydı ve Miriam Ingals'a da üç yıl boyunca golf oynamayı öğrettin.
I suppose Myra McKillip was in grammar school, too, and Miriam Ingals, whom you tried to teach to play golf for three years!
grameri bile berbat.
The grammar is appalling.
Grameri bilmezsen başına kötü şeyler gelebilir.
Certain things can happen if you don't know your grammar.
Yani, gençlerin gramer dersleri almasını gerekli görmüyoruz.
So, young people don't consider it necessary to attend grammar school.
Orta dereceli bir okulda okudum.
I only went to grammar school
İlkokul yeter "
Grammar school's enough.
Madam Herboux, dilbilgisi öğretmeni.
Mme. Herboux, M.A. In grammar.
Bugün bazı gramer hataları üzerinde duracağız.
Today we'll pinpoint some of your faults in grammar.
Gramer dersimiz bitti.
No more grammar for today.
Farklı değiliz. Sadece birkaç yıl ve dil farklılıkları.
There's not much difference between us... a few years and some grammar.
İlkokulu bitirdikten sonra gel, evleniriz dedim.
I told him I would as soon as he graduates from grammar school.
İlkokulu mu?
Grammar school?
Gramer dersimiz bitti.
We're done with grammar for now.
Bay Myers, Sir Wilfrid tam da gramer hatanızı yakalamak için bize katılmayı başardı.
Mr Myers, Sir Wilfrid has joined us just in time to catch you on a point of grammar.
İlkokulda birkaç sınıf altınızdaydım.
I was a few grades behind you in grammar school.
Kütüphaneden bir dil bilgisi kitabı aldım.
Them grammar books from the library.
Bu eski bir Sanskritçe gramer kitabı.
It's an old Sanskrit grammar book.
- Dilbilgisi ezberini dinlemeye söz verdim.
- I said I'd test him on his grammar.
- Dilbilgisi kuralı diye bir şey var.
So what? Grammar has rules
Gramer bilmiyorsan bunu nasıl yapabilirsin?
And how could you do that, if you don't even have a grammar?
Çok dikkatli bir dil bilgisi, son derece iyi bir görgü ve terbiye.
The careful grammar, the quiet good manners.
Dil bozukluğu.
The appalling grammar.
Bahse varım, ilkokuldan sonrasını okuyamamıştır.
I'll bet he never got further than grammar school.
Ama, Edgar kendimi bildim bileli yani daha ilkokulda, Bayan Pritchard'ın sınıfındayken bile hatırlar mısın, senin önünde otururdum?
But, Edgar... as far back as I can remember... in grammar school, in Mrs. Pritchard's class... you know, when I sat in front of you?
Gramer okulu, elektriği ve kuyusu varmış. 3,000'e satıldı.
The grammar school, with electricity and a well. Sold for 3,000.
Bu makine beyin dalgaları örneklerinin frekansını karşılaştırır, tanıdığı kavramları seçiyor ve sonra dilbilgisini sağlıyor.
This device compares the frequency of brainwave patterns, selects those concepts it recognises and then provides the grammar.
- Gramer okulu?
- Grammar school?
İlkokulda öğretmenlik yapıyorlar.
Teachers in the grammar school.
Bence doğrudan Beldover İlkokulu müdiresine postalamak çok daha iyi olacaktır.
" from my post as schoolmistress of the Beldover Grammar School...
- Gramer okulu öğrencileri.
- The grammar school boys.
O ilkokuldaydı.
That was in grammar school.
Kötü konuşman sadece bir maske.
The... bad grammar is a pose.