Görüyorsunuz tradutor Inglês
3,497 parallel translation
Ne görüyorsunuz efendim?
What do you see, sir?
Fakat, görüyorsunuz işte, olanı değiştiremiyoruz.
But, you know, the - - the fact is he - - he did.
Şu an fotonların tek tek kameraya gelişini görüyorsunuz.
Now you see the photons arrive one by one at the camera.
Yeniden içkiye başlamış olmalıyım çünkü dev bir çatalla bir süper-yanardağı harekete geçirmeyi denemiş olan kadın şu an burada duruyor ve hepiniz bunu bir şansmış gibi görüyorsunuz.
I must have started drinking again because the woman who tried to activate a super volcano with a giant fork is standing here and you're all acting like it's a potluck.
Sonuna kadar giderseniz görüyorsunuz.
You see them ifyou go all the way.
Görüyorsunuz, terlemiyor.
You see, it doesn't sweat.
Ve işte orada henüz taze kar kaplı Alpleri görüyorsunuz.
And there you have the Alps with fresh snow.
Beni küçük görüyorsunuz.
You guys look down on me.
Hepiniz küçük görüyorsunuz beni.
You all look down on me.
İnsanları tam olarak ne görüyorsunuz siz?
What exactly do you take people to be?
Sergi ziyaretlerinin ne zaman başlamasını ön görüyorsunuz?
When do you anticipate the visits to start?
Ceket giydiğime göre yalnızca gömleğin ortasını görüyorsunuz demektir.
If I'm wearing a jacket, you can only see the middle.
Bazen sokakta, öyle birini görüyorsunuz ki öyle yaşamaya cüret etmeyi aklınızdan bile geçiremezsiniz.
I mean, sometimes you see a person on the street who's in a state of life that you couldn't imagine having the courage to live.
Bazen öyle birini görüyorsunuz ki üzerine ceket almamış, sadece fanila ve gömlek ve de suratlarında mor bölgeler oluşmuş bir şekilde üşüyorlar.
You know when you see somebody, they just have a flannel shirt without a jacket, and they're just being cold and their face is purple in spots.
Topluluklar Afrika'nın dışına göç edip, kuzeye ilerlediklerinde Avrupa ve Asya'da, daha az ışık alan bölgelere gidildikçe çok fazla pigmentleşme mutasyonu görüyorsunuz.
So as these populations migrate outside of Africa and went north, in Europe and Asia you see lots of mutations for pigmentation, changing your skin colour as you go to climates that have less light.
Her yerde bunları görüyorsunuz.
You see them all over the place.
Bu işlemden hiç etkilenmeyen embriyonun geri kalanını görüyorsunuz.
And you can see the remainder of the embryo's not phased a bit by that.
Siz, şirket avukatları kendinizi büyük görüyorsunuz çünkü biz iyi okullara gitmedik.
You know, you corporate lawyers look down your noses at us because we didn't go to Ivy League schools.
Görüyorsunuz ya, kızım kayboldu.
You see, she's missing.
Ama ikiniz şu ilerideki... satıcıyı görüyorsunuz ya.
But you two... see that... there's a dumpling seller over there.
Şimdi beni görüyorsunuz...
Now you see me...
Hayal görüyorsunuz!
You're delusional!
Onu bir akıl hocası gibi mi görüyorsunuz?
So you saw him as a mentor of sorts?
Maskeli sokak yargıcımızın ortadaki fotoğrafını ve etrafında kendi Marvel koleksiyonumdan sayılar görüyorsunuz.
Behold... a photo of our masked vigilante juxtaposed with issues from my own Marvel collection.
Danniella Westbrook'a baktığınızda ona olan şeyi, burnunun pert olmasını görüyorsunuz. En korkunç olan şey ise, bunun sizin başınıza da geleceğini düşünmek.
When you look at Danniella Westbrook, once you see what happened to her, her nose actually collapsed and the scariest thing is that you think its going to happen to you.
Bu yüze baktığımızda daha önce delik olan kaplamanın tamamıyla kapandığını görüyorsunuz.
So you can see on one side here, the lining has been completely closed where there was a hole before.
Görüyorsunuz, Theresa Whitaker, tam burada olmalıydı.
You see, Theresa Whitaker should be right here.
- fotoğrafta koyun kılığında görüyorsunuz,
SHOWN HERE DRESSED AS A SHEEP
Görüyorsunuz Bay Callen, bu sizin kanınızda.
You see, Mr. Callen, it's in your blood.
Ve sonra yukarı bakıyorsunuz ve Chevy kamyonetinde olan aynı tavan kumaşını görüyorsunuz.
And then you look up-- - and see the same headliner that's in a Chevy truck.
- Kaç parmak görüyorsunuz, efendim?
How many fingers am I holding up?
İşin kötü yanını görüyorsunuz, değil mi?
Oh, no, you guys see why this sucks, right?
Carpentier'in olasılığını nasıl görüyorsunuz?
Where do you put Carpentier's prospects?
Bekleme odamın halini görüyorsunuz.
You see my waiting room.
Görüyorsunuz, havuz burada, ve Sue'nun sonraki dersi taa burada,
You see, with the pool here, and Sue's next class way over here,
Turuncu parlak bir ışık görüyoruz, siz ne görüyorsunuz, Joe?
We're seeing this orange glow up in the sky here do you see what were seeing Joe?
"Hey, çocuklar, ne bu? ne görüyorsunuz?"
Hey what is it guys, you know what, what are you seeing?
Görüyorsunuz ki, 15,000 km. uzakta bir sevgilinizin olmasi güzel bir sey.
See, this is the good thing about having a girlfriend 9,000 miles away.
Bu civarlarda genellikle ne tür suçlar görüyorsunuz?
What kind of crimes do you usually see around here?
İkincisi görüyorsunuz işte bunun sonu hep böyle.
As you can see, it always ends up this way.
İlk defa mı ikiz görüyorsunuz?
Is this the first time you see an identical twin?
Bu incelemelerinizde ne tür şeyler görüyorsunuz?
What kind of stuff can you see when you do one of these readings?
Sınıf, sol tarafta pencere dediğimiz şeyin mükemmel örneklerini görüyorsunuz.
So, class, to your left, you will see some excellent examples of what we'd call windows.
Aynen bu şekilemi görüyorsunuz rüyanız da?
does it look as same as the scene in your dream?
Örneğin, siz toprak ve kökleri rüyanıda görüyorsanız bunları gerçek hayatınızda da... sık sık görüyorsunuz demektir.
For example, you saw a barren land and roots in your dream, actually those are the things we often see in everyday life.
ve, şey, görüyorsunuz, Axl geleceği için gerçekten sıkı çalışıyor, ve üniversite geleceği hakkında gelecek hedefleri var.
And, well, you see, uh, Axl's really been gearing up for his future, and he has future goals about his college future.
Ailenizi yılın her günü görüyorsunuz.
Come on, you see your family all year round.
Görüyorsunuz ki, Alacakaranlık serilerinin izinde harika gittiği romantik edebiyat ürünlerini inceleyeceğiz.
You see, the Twilight series follows in the noble footsteps of some of the great romantic literature we'll be studying...
İlk iki resimde, intikamcının, yani, halk arasında sevgiyle bilinen adıyla Mantid'in, Camino Uyuşturucu karteli üyelerini yakaladığı yeri görüyorsunuz.
The first two pictures are locations where the vigilante- - or the Mantis, as he's affectionately known to the public- - apprehended members of the Camino Drug Syndicate.
Şimdi görüyorsunuz Alice orada.
Now, alice is over there.
Görüyorsunuz ya.
See?
görüyorsunuz ya 100
görüyorsunuz ki 17
görüyorum 679
görüyorsun 561
görüyor musun 747
görüyor musunuz 176
görüyorsun ya 140
görüyormusun 34
görüyoruz 16
görüyorsun işte 24
görüyorsunuz ki 17
görüyorum 679
görüyorsun 561
görüyor musun 747
görüyor musunuz 176
görüyorsun ya 140
görüyormusun 34
görüyoruz 16
görüyorsun işte 24