Gülmeyin tradutor Inglês
212 parallel translation
Gülmeyin dostlar. Sadece size ne kadar sağlam ve sert olduğunu göstermek istedim.
I just wanted to show you how sturdy and solid it is.
Ona gülmeyin.
Ah, don't laugh at her.
- Bana gülmeyin, Bayan Doolittle.
- Don't laugh at me, Miss Doolittle.
Çorbasını şapırdatırsa... ya da el yıkama tasından içerse gülmeyin.
If she sucks her soup... or drinks out of her finger bowl, don't laugh.
- Öyle ise gülmeyin.
Be sure you don't
- Gülmeyin!
- Don't laugh!
Gülmeyin!
Don't laugh!
Gülmeyin.
Don't laugh.
Gülmeyin çocuklar.
Don't laugh, children.
Hayır, hayır bana gülmeyin.
Now, now. Don't laugh at me. I -
Eben'e gülmeyin.
You needn't laugh at Eben.
Şurada durun, kameraya bakmayın, gülmeyin, kollarını kaldır.
You three stay in that spot. And don't laugh! Bring up the crane.
Gülmeyin.
Do not laugh.
Bana gülmeyin Bayan Doolittle.
Don't laugh at me, Miss Doolittle.
Gülmeyin.
This is nothing to laugh about.
Gülmeyin!
No laughing!
Yalvarırım lütfen gülmeyin.
Here we go. I'm begging you, no laughing!
Tamam gülmeyin.
Well, don't laugh.
Şimdi, gülmeyin, bayım.
Now, don't smile, mister.
Onlara gülmeyin.
Don't laugh at them.
Gülmeyin.
Oh, don't smile.
Lütfen gülmeyin.
Please don't.
Gülmeyin lanet olasıcalar!
Don't you laugh, damn you!
Gülmeyin!
Don't you laugh.
Ve gülmeyin.
And not to laugh.
Gülmeyin!
Don't smile!
Hayır, gülmeyin.
No, don't laugh.
Sakın Gavino'ya gülmeyin!
You don't laugh at Gavino!
Gülmeyin, o acemi sadece.
Don't laugh, he's only a novice
Gülmeyin, çok ciddiyim, müdür kilidi değiştirmekle tehdit etti beni.
( audience laughing ) Don't laugh, the warden threatened to change the locks.
Böyle gülmeyin efendim, size yalvarıyorum.
Don't laugh like that, young master, I beg you.
Gülmeyin, gösteriye başlıyorum.
No laughing, I'm just performaning
Gülmeyin!
Don't laugh
Salak salak gülmeyin.
Stop laughing like idiots.
Gülmeyin!
Stop laughing!
Gülmeyin.
Word up.
Bana gülmeyin!
Don't laugh at me!
"Lütfen, bu basit Küba elişi örneklerine gülmeyin."
Please, do not laugh at this simple example of Cuban handicraft.
Gülmeyin.
Don't smile.
Bana gülmeyin.
Don't laugh at me.
- Lütfen gülmeyin.
- Please don't laugh.
Sakın bana gülmeyin.
Don't laugh at me!
Lütfen sakın gülmeyin.
Um, now please don't laugh.
Gülmeyin.
No, don't laugh.
Gülmeyin.
There's a beauty parlour in Cannes... just for dogs Don't laugh.
Lütfen gülmeyin!
Countess, keep the contact. Don't laugh!
Gülmeyin buraya gelip komiklik yaparak hakkınız olmayan şeyler istediniz!
And stop laughing!
Henüz gülmeyin, Binbaşı.
Don't laugh yet, Major.
- Gülmeyin.
- What?
Gülmeyin salak herifler!
Do not be stupid!
- Sakın bana gülmeyin. - Johnny bu kadarı yeter.
- Johnny that's enough!